Kitaplar arasında

Ortak şikâyetlerden biri de budur: Artık okumaktan çok seyretmek ve dinlemek tercih ediliyor.

Biz ise hâlâ rahmetli Süheyl Ünver’in durduğu yerdeyiz. Hocanın en sevdikleri, kâğıdı ve kalemi icat edenler ile onları iyi kullananlar.

Evet, kalemini iyi kullanan isimleri köşemizde ağırlamayı sürdürüyoruz.

Kayıp Konuşmacı, on sekiz yıl sonra ikinci baskıyı yaptı. (Hece Yayınları.) Bunun bize söylediği bir şey var: Kıymetli eserler kaybolmuyor, mutlaka yankısını buluyor. Otuz yedinci sayfada karşılaştığım bu dize, evvela ikinci baskıyı hatırlattı bana. Tebessüm ettim: “Taze ve dokunaklı bir endam olurum yeniden.” Ne güzel.

Faruk Uysal duru şiirler yazıyor. Kendisini hiç görmedim. Konuşma imkânım da olmadı. Şiirlerinden yola çıkarak, onun için şu kelimeyi kullanabilirim: Mutmain.

İlhama inanan ve kalbine itimat eden bir şairin şiirleri bunlar. “İçtim ilhamın taze sütünden” diyor mesela. (35) Başka bir şiirinde devamını da getiriyor: “Sonsuz yönelişler içinde kalbim.” (17)

Kendisine bereketli bir ömür diliyorum.

Nurettin Durman, şiirin sadık evladıdır. Yetmiş yaşını geride bırakmasına rağmen, hem heyecanından hem de şiirsel gücünden bir şey kaybetmedi.

Şairimiz, geçtiğimiz sene iki yeni şiir kitabıyla okurlarını selamladı. Eylül Şiirleri, Profil Kitap’tan çıktı. Dünya Kaldı Başıma ise Şule Yayınları’ndan. Bu son kitabı yeni okuyabildim.

Dünya Kaldı Başıma, yakarış şiirlerinden oluşuyor. Şairimiz, kalbin hayreti ile söylüyor.

Kitapta ilk dikkatimi çeken, uçurum kelimesinin hayli sık kullanılması oldu. Sanki şöyle bir şey: Uçurum eşittir dünya. Düşmeden öteye geçmek için şairin önerisi de bellidir: “Parlak olsun imanın, lazım şeydir mutlaka.” (36)

Hayatın zorlukları ve kalabalığın kabalığı, kalbî derinliği olan insanları daha çok zedeliyor. Nurettin Durman ağabeyin bu sorusu, tanıdığım nice edebiyatçının müşterek derdi gibidir: “Ağır yenilgi almış şurada kaç kişiyiz?” (11)

Filiz Geç, benim için yeni bir isim. Muş doğumlu. Alışılmadık Deniz, ilk şiir kitabı. (Şule Yayınları.)

Şairimizin aydınlık bir şiiri var. “Karanlık bana göre değil” derken, sadece geceyi işaret etmiyor. Umut dolu. Yenilirken bile bu tavrını koruyor: “Bütün kuvvetler yenildi / Şimdi hepimiz kuşlara benziyoruz.” (30)

Tablo başlıklı şiirinde doğduğu toprakları anlatıyor: “Bizim oralarda rüzgâr uzun, evler çatısız.” (34) Yirmi sekiz yıl önce gördüğüm ve yaşadığım Muş tam olarak böyle bir yerdi.

Alışılmadık Deniz, anne ve çocuk imgelerinin merkezde olduğu bir şiir kitabı. Böylece şairimiz güzel bir konuya değinmiş oluyor. Bahar gibi.

Samed Karagöz’ün kitaplara ve sanata olan yüksek ilgisini biliyoruz. Onun için “kütüphanede büyümüş” diyebiliriz.

Samed Karagöz, sanatı anlama ve anlatmaya yönelik ciddi bir çabanın içinde. Kamçatka, bu mücadelenin ilk toplamı olarak önümüzde duruyor. (Profil Kitap, Şubat 2019.) Resimden halıcılığa, mimariden müzeciliğe kadar birçok konu, kitapta kendisine saygın bir yer bulmuş.

Bu kitapla birlikte, nihayet bir sanat eleştirmenimiz temayüz etmiştir. Kamçatka, görme biçimlerine bir yenisini ekliyor.

Böyle eserler için “büyük bir boşluğu dolduruyor” gibi sözler kullanılır. Samed Karagöz ve kitabı boşluk doldurmuyor, yeni bir alan açıyor.

Geçen sene M. Fatih Andı hocamızın iki kitabını okuduk: Akrebi Kuyruğundan Tutmak ve Güneşe Tutulan Ayna. Bu ay listeye yeni bir kitap eklendi: Şiirin Ufku / Hz. Peygamber’i Şiirle Sevmek. (Ketebe Yayıncılık.) Anlaşılan o ki Andı’nın bütün eserleri tek adreste buluşuyor.

Kitabın girişinde, isimle ilgili ipucu var. Sezai Karakoç’tan: “İnsanın ufku Peygamber, şiirin ufku ise na’ttir.”

Şiirin Ufku, on yedi şairin Peygamber Efendimiz için yazdığı şiirlerin şerhinden oluşuyor. Daha doğrusu, o şiirlerin de dâhil olduğu âleme yapılan derunî bir yolculuktan meydana geliyor.

Kitap, geniş oylumlu ve emek mahsulü bir yazıyla açılıyor: Modern Türk Şairinin Hazret-i Peygamber İdrâki.

Güzellik ve aşk, bu çalışmanın anahtar kelimeleri, kilit taşları. Sunuş yazısından: “Siyer, Müslüman için bir güzellik rehberidir.” Güzellik, aşkı da beraberinde getiriyor. Şiirin Ufku, aşkla yapılan güzel bir iş olmuş vesselam.