Buradayız ve güçlüyüz

04:0018/08/2018, Cumartesi
G: 18/08/2018, Cumartesi
İbrahim Tenekeci

Sultan Orhan ile Şehzade Orhan. Vefat tarihleri itibariyle aralarında bir asır kadar fark var. Biri kendini milletine ve devletine adamış, diğeri şahsî ikbalinin peşinde koşmuş.Bugün Sultan Orhan, gazi unvanıyla ve hayırla anılıyor. Devletin esas kurucusu kabul ediliyor. Kıymetli hatırası en güzel şekilde yaşatılıyor. Şehzade Orhan ise ancak hainlik örneklerine konu olabiliyor.Yapmak ile yıkmak, tutku ile hırs arasındaki farkları anlatırken, her defasında bu iki isme yöneliyorum.Aziz milletimiz,

Sultan Orhan ile Şehzade Orhan. Vefat tarihleri itibariyle aralarında bir asır kadar fark var. Biri kendini milletine ve devletine adamış, diğeri şahsî ikbalinin peşinde koşmuş.



Bugün Sultan Orhan, gazi unvanıyla ve hayırla anılıyor. Devletin esas kurucusu kabul ediliyor. Kıymetli hatırası en güzel şekilde yaşatılıyor. Şehzade Orhan ise ancak hainlik örneklerine konu olabiliyor.

Yapmak ile yıkmak, tutku ile hırs arasındaki farkları anlatırken, her defasında bu iki isme yöneliyorum.

Aziz milletimiz, üzerinde hakkı ve emeği olan isimleri asla unutmaz. İyi niyetli cesareti ve imandan gelen dirayeti her zaman takdir eder. Onca hatasına rağmen Enver Paşa’yı hâlâ seviyor oluşumuzun temelinde bu vardır. Yanlışlarını konuşabiliriz ama samimiyetini tartışmayız.

Sultan Abdülhamit Han’ı gönlümüzde öne çıkaran; vatan sevgisi, kararlı duruşu ve yüksek fedakârlığıdır. Onun ismi, millî hafızamıza çıkmaz kalemle yazılmıştır. Hiç yanlış yapmamış mıdır? Yapmıştır. İnsan seçimlerinde hayli yanılmıştır mesela. Öte yandan; devleti ayakta tutabilmek için kendi yıkımına rıza göstermiştir. Bunu kaç kişi yapar?

Milletimiz uzun sayılabilecek bir süre lidersiz kalmıştır. Bu, nice tarihî fırsatın kaçırılmasına neden olmuştur. İkinci Dünya Savaşı yıllarında hakikatli bir lidere sahip olsaydık, yaşadığımız coğrafî sıkıntıların bir kısmı telafi edilebilirdi. Nasip.

Temel sorunlarımızdan biri de millette olumlu karşılık bulan, heyecan uyandıran, güven veren isimlerin biçimsizce tasfiye edilmesidir. Şu veya bu parti, sonuç pek değişmiyor. Bu kötü alışkanlığın devam ettiğini söyleyebiliriz.

Saygın tarihçilerimiz, bugün hâlâ Şehzade Mustafa’nın saf dışı bırakılmasının sonuçlarını tartışıyor. (6 Ekim 1553) Önü kesilen kişi, belki de milletin istikbaline yararlı bir şekilde tesir edecekti. Veballi işlere karşı daha hassas olmak mecburiyetindeyiz.

***

İnsanların birbirini tamamlaması güzeldir. Devletin ve milletin birbirini tamamlaması ise oldukça özel bir durumdur.

15 Temmuz darbe girişiminde ve son olarak iktisadî saldırıda, devlet ile milletin bütünleşmesine şahitlik ettik. Kanun baskısıyla yapmak ile gönüllü olmak arasındaki tarifsiz farkı gördük. Fedakârlık gönülden doğan bir duygudur ve bundan dolayı gönüllülük esastır.

Darbe teşebbüsü sırasında, tarihin akışını okuyamayan ve devleti temsil edenleri hedef alan siyasetçiler de oldu. Tekrar bakınız: Şehzade Orhan.

Ağır şartlar ve özel durumlar, kahramanlarını da beraberinde getirir. Her sorunun cevabıyla birlikte gelmesi gibi. Örneğin Sevr dayatması, Millî Mücadele’nin başlamasına ve birçok kahramanın doğmasına neden olmuştur. Binlerce kilometre karelik toprak kaybını gören de aynı kadrolar değil miydi? Ne değişmiş olabilir? Galiba bu: Milletimiz, dayatmalara karşı aşırı duyarlıdır.

Şimdi Amerikan dayatmasıyla, tehdidiyle karşı karşıyayız. Bu bize hiç yabancı gelmiyor. Çünkü bin yıldır içerden ve dışardan tehdit ediliyoruz. Hâlâ buradayız ve güçlüyüz.

#Türkiye
#Politika
#ABD