*Suudi Aramco tesisleri vuruldu, herkes silahlarını doldurdu… *Bu saldırıyı çok ciddiye alın! *Ya Dubai’ye iki füze düşerse! *İki prensin çılgınlıkları bütün bölgeyi yakacak…

04:0017/09/2019, الثلاثاء
G: 17/09/2019, الثلاثاء
İbrahim Karagül

Yemen’deki İran destekliHusiler’in Suudi petrol şirketiAramco’ya yönelik saldırısı bugüne kadarkien tehlikeli saldırıoldu. Meseleninpetrol fiyatlarının yükselmesinin çok ötesinde sonuçları olacak.Bu saldırı,Yemen savaşını S. Arabistan savaşına dönüştürdü.Fars-Arapsavaşı olarak senaryolaştırılan bölgeseldepremin en güçlü işaretini oluşturdu.Artık mesele Husi meselesi değil. Yemen Savaşı da değil. Yemen’deki iç savaş birSuud-İran savaşıydı zaten. Ama artık bu gerçek alenileşti, taraflar çok daha keskin

Yemen’deki İran destekli
Husiler
’in Suudi petrol şirketi
Aramco
’ya yönelik saldırısı bugüne kadarki
en tehlikeli saldırı
oldu. Meselenin
petrol fiyatlarının yükselmesinin çok ötesinde sonuçlar
ı olacak.

Bu saldırı,

Yemen savaşını S. Arabistan savaşına dönüştürdü

.

Fars-Arap

savaşı olarak senaryolaştırılan bölgesel

depremin en güçlü işareti

ni oluşturdu.

Artık mesele Husi meselesi değil. Yemen Savaşı da değil
. Yemen’deki iç savaş bir
Suud-İran savaşı
ydı zaten. Ama artık bu gerçek alenileşti, taraflar çok daha keskin biçimde birbirini vurmaya başlayacak.
Saldırı sonrası Suudiler
petrol üretimini önce durdurdu sonra yüzde elliye indirdi
. Yeni bir saldırı olması durumunda Suudi yönetiminin ne yapabileceği üzerinde düşünmek, bunun bölgesel ve küresel sonuçlarını tartmak gerekiyor.
YABANCILAR GİTSİN,
YİNE SALDIRACAĞIZ! SİLAHLARIMIZ DOLU,
HEDEFE KİLİTLENDİK!
Aramco saldırısını
on tane ‘drone’la
yaptıklarını açıklayan Husiler, dün bir açıklama daha yayınlayarak, “
yeni saldırılar yapacaklarını” iddia etti ve yabancılara “bölgeyi terkedin” çağrısı yaptı.
Olağan şüpheli İran’dı.
Çünkü Husiler İran’la çalışıyordu. Tıpkı Hizbullah ve Haşd-i Şabi gibi
.
Suudi
ve
BAE
(Birleşik Arap Emirlikleri) yönetimi açıktan suçlamasa da, ABD doğrudan İran’ı suçladı. ABD yönetiminden öyle sesler yükseldi ki,
“Biz de İran’ın petrol tesislerini vuralım”
sesleri güçlendi.
Trump; “Savaşa hazırız. Silahlarımız dolu. Hedefe kilitlendik” derken
yine ABD kaynakları saldırının
güdümlü füze
ile yapıldığını iddia etti. Bu iddia, Husiler’in yanı sıra doğrudan İran’ı ve Irak’taki
Haşd-i Şabi
örgütünü öne çıkarıyor.
ANKARA’DAKİ ÜÇLÜ ZİRVEDEN ARAMCO
KRİZİ NASIL
GÖRÜLDÜ?
ABD yönetimi daha da ileri gitti. Irak’la yaptıkları görüşmelerde, saldırının Irak’tan yapılmadığının netleştiğini açıkladı. Washington’a göre saldırı bizzat
İran topraklarından
yapıldı.
Husiler daha önce de S. Arabistan
hava üslerini
vurmuş, defalarca
Cidde
’yi hedef almış,
Mekke üzerinden uçarken
füzeler hava savunma sistemleri tarafından düşürülmüştü.
Dün gün boyu dünya bu
karşılıklı tehditler
i izlerken,
Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hem ikili görüşmeler yapıyor hem de üçlü zirve
yapıyordu.
BÖLGEDEKİ HER HAREKET TÜRKİYE’Yİ İLGİLENDİRİYOR
Görüşmelerin ana konusu
İdlib
ve genelde Suriye’nin geleceği idi ancak
üç liderin de yükselen bu tansiyonu öncelikli gündem haline getirdiğini
düşünmek mümkün. Çünkü gerilimin ana hedefi İran’dı. Rusya Suriye üzerinden artık bölge ülkesiydi. Türkiye ise, hem Suriye hem bütün bölgede her hareketin merkezinde olan tek ülkeydi.
Görüşmeler sırasında bir şok hareket daha yaşandı.
İran, BAE’ye ait bir petrol tankerine Hürmüz Boğazı’nda el koydu!
Kimse geri adım atmıyor. Her hareket tansiyonu daha da yükseltiyordu.
Sanki S. Arabistan
“İran saldırdı”
şeklinde net bir açıklama yapsa, ABD ve İsrail hemen
İran’a saldıracak gibi bir hava
estiriliyor. İsrail’in Suriye ve Irak’a yönelik son
iki ayda
tırmanan hava saldırıları da bunu güçlendiriyor.
“ARAP-FARS SINIRI” ARAP ANAKARASINA TAŞINIYOR..

Bundan sonra ne olur?

1- ABD-İsrail kışkırtması
devam edecek. Bu da İran ile Suud arasında
dolaylı hesaplaşma
nın devam edeceği anlamına geliyor. Suud-BAE ABD ve İsrail gücünü kullanarak
İran’ı sıkıştırmaya
, İran da
Lübnan, Irak, Suriye ve Yemen’de kendine bağlı güçler üzerinden Suudileri vurmaya
devam edecek.
2-
ABD ve İsrail’in tezleri,
yeni bir Arap-Fars savaşı için bölgeyi hazırlamak
tır ve bundan geri adım atmayacaklar.
1991’den bu yana bölgedeki bütün savaşlar Arap topraklarında oldu. Ve hep Arap ülkeleri kaybetti.
O zaman
Arap-Fars sınırı İran-Irak sınırıydı
. Sonra bu sınır Irak-Suriye sınırına çekildi. Şimdi Arap anakarası, bizzat
S. Arabistan savaşın merkezi
ne ilerliyor.
ABD/İSRAİL’İN “TRUVA
ATLARI”.. İKİ PRENSİN
ÇILGINLIKLARI BÜTÜN
BÖLGEYİ YAKACAK
3-
ABD ve İsrail’in İran’a açıktan saldırmaları mümkün görünmüyor. Suudiler ve Körfez ülkeleri için
“İran tehdidi” ABD, İsrail ve İngilizler tarafından tanımlanıyor
. İran da yaptıklarıyla buna güç veriyor.
4-
Bugüne kadar
“asıl hedef Suudi Arabistan”
diye yazdım. Aynı görüşteyim. Bugünkü durumun devamı ya da açık savaş doğrudan S. Arabistan’ı
parçalama
sonucunu doğurabilir.
Tuzak onlara kuruldu.
5- B
AE’li Muhammed Bin Zaid
ve
Suudi Veliaht Muhammed Bin Selman
,
ABD ve İsrail’in yeni bölgesel savaş tezinin “Truva atları”
rolünü oynuyor. Bu iki şahin ama
toy veliaht
üzerinden
çılgınlıklar
deneniyor. Başarılı olurlarsa bu çılgınlığın faturası bütün bölgeye olacak. Hiçbir bölge ülkesi bunun dışında kalamayacak.
“İRAN’I TAHRİK, SUUDİLERİ KORKUTMA”.ŞARTLARIN OLGUNLAŞMASI BEKLENİYOR
6-
İran’ın Yemen’den Suudileri çevrelemesine
karşı Suudilerin tepkisi
meşru
bir savunmadır. Ama Suudilerin ve Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin
ABD ve Batılı orduları Basra Körfezi’ne yığmalarına
karşı İran’ın tepkileri de meşru oluyor.
7- Birileri “İran’ı tahrik, Suudileri korkutma” üzerine bir senaryo kurdu, oynuyor
. Onlar da bu senaryonun altından birbirleriyle hesaplaşıyor. Bu hesaplaşmanın sonucu hiçbir şekilde onların savaşı olmayacak.
8-
Tarafları bu tehlikeli yoldan geri çevirecek ya da sakinleştirecek maalesef hiçbir mekanizma yok.
Trump’ın; “Silahımız dolu hedefe kilitlendik” şeklindeki ifadesi, aslında şartların olgunlaşmasının beklendiğine
işaret ediyor. Gerilimi her geçen gün bu amaç doğrultusunda daha da tehlikeli bir hale getirecekleri artık açık.
BU SAVAŞ SUUDİLERİ
KALBİNDEN VURUR.
BÜYÜK HATA: TÜRKİYE’Yİ KAYBETTİLER..
9-
Bugünkü halin bir adım sonrası
Lübnan’da ve Irak’ta yeniden savaş
demek. Aynı şekilde
Suriye savaşında hedef sıfırlanması
,
Yemen
’de işlerin daha da önlenemez hale gelmesi demek. İşte savaşın bölgeselleşmesi böyle oluyor.
Fırtınanın
hangi ülkeye ne bedeller ödeteceği elbette tahmin edilebilir ama
S. Arabistan’ın kalbini
vuracağı artık bir gerçek.
10-
Böyle bir coğrafya fotoğrafında Suudi yönetimin en büyük hatası
Türkiye’yi karşısına almak
oldu. Suriye’nin kuzeyinde
BAE; ABD ve İsrail’le birlikte kurmaya çalıştıkları terör koridoru aslında Türkiye’ye karşı açık bir cephede
yer aldıklarının, bir savaş yürüttüklerinin göstergesi.
11-
Kendilerine
“İran tehdidi”
tanımlaması yapanlar, “
Türkiye tehdidi”
tanımlaması da yaptılar ve onlar buna inandı. İnanmakla kalmadı, bütün bölgede ve
“içeride”
Türkiye’yi vurmaya başladılar.
Olası bölgesel fırtınada, Türkiye’yi yanında göremeyecek olan Suudi yönetiminin hiçbir şansı olmayacak
.
DUBAİ’YE İKİ İRAN FÜZESİ:
BAE DİYE BİR ŞEY KALMAZ.
12- BAE ise, Türkiye düşmanlığının ana üssü
durumunda. Suudileri İran’la kapıştırmaya çalışan bu ülkenin aynı anda İran’la savaşı göze alması kadar
irrasyonel
bir durum olamaz.
Dubai’ye düşecek iki İran füzesi sonrası ne ekonomi kalır, ne BAE
13- Suriye savaşı dünya savaşına döndü
. Suriye bütün bölgenin
düğüm noktası
ydı,
düğüm çözüldü, yeniden bağlanamıyor
. Ama bu sefer,
Kızıldeniz’le Basra Körfezi arasının tamamını yakacak bir senaryo
uygulanıyor.
COĞRAFYANIN İSTİLASI,
BATILI ORDULARIN
BÖLGEYE
AKMASI
14-
Adına ister
“Arap-Fars savaşı”
ister
“İslam iç savaşı
” deyin.
“Coğrafyanın tamamının istilası”
da diyebiliriz. Çünkü hiçbir bölge ülkesinin kazanamayacağı bir savaş olur bu. Ama bütün bölgenin yıkımı,
Batılı bütün orduların bölgeye yığılması
yla sonuçlanır.
O zaman
bu coğrafyanın beyinsizleri
yüzünden başımıza gelenlere ağıtlar yakarız.
#Suudi Arabistan
#ARAMCO
#Donald Trump
#Ankara
#Zirve
#İsrail
#İran
#Coğrafya