Türkiye’ninFırat’ın Doğu’suna müdahalesien yalın haliylemeşru müdafaadır.Hiçbir ülke, hiçbir devlet ya da güç, bu meşru müdafaanın önüne geçecek gerekçeye sahip değildir.ÇünküFırat’ın Doğu’su sadece terör, PKK meselesi değildir. Türkiye içinen büyük ve en yakın tehdittir. Irak ve Suriye örneklerinden sonra bu tehdidin ne olduğu konusunda tartışmaya bile mahal yoktur.“Hayır”demek isteyecek bütün ülkelerin, bugüne kadar oradakisavaş ve Türkiye’ye saldırı hazırlıklarına söz etmesi gerekirdi. Tam tersine
Türkiye’nin
Fırat’ın Doğu’suna müdahalesi
en yalın haliyle
dır.
Hiçbir ülke, hiçbir devlet ya da güç, bu meşru müdafaanın önüne geçecek gerekçeye sahip değildir
.
Çünkü
Fırat’ın Doğu’su sadece terör, PKK meselesi değildir
. Türkiye için
en büyük ve en yakın tehdit
tir. Irak ve Suriye örneklerinden sonra bu tehdidin ne olduğu konusunda tartışmaya bile mahal yoktur.
demek isteyecek bütün ülkelerin, bugüne kadar oradaki
savaş ve Türkiye’ye saldırı hazırlıkları
na söz etmesi gerekirdi. Tam tersine onlar, açık biçimde Türkiye’yi hedef alan bu tehdidin büyümesine
verdiler.
Suriye’nin kuzeyindeki
terör koridoruna destek veren ülkelerin tamamı, bu tehdidin yüzde biri kendi sınırlarında ortaya çıksaydı acaba ne yapardı?
ABD, Fransa, İsrail ne yapardı?
Sadece bu sorunun cevabı her şeyi açıklamak için yeterlidir.
BİR GÜN BİLE BEKLEYEMEYİZ!
HARİTA TASLAKLARI SIFIRLANMALI.. İNTİHAR ANLAMINA GELSE BİLE..
Buradan hareketle Türkiye, sınırlarının
yüzlerce kilometrelik
inşasına bir gün bile
edemez.
’ın dediği gibi
Türkiye’nin bir gün bile gecikecek lüksü yok
.
Bu
müdahale, Türkiye’nin
belirleyecektir.
Coğrafyaya dönük bütün harita taslaklarını sıfırlayacaktır
. Sadece Suriye ile sınırlı değil, bütün bölgede hesapların yeniden yapılmasını zorlayacaktır.
İran sınırından Akdeniz’e, Ege’den Karadeniz’in batı kıyılarına
kadar, “
”ye, CHP-HDP ekseninde oluşturulan cephe ile
ye karşı da en güçlü müdahale olacaktır.
İki yıldır;
“İntihar anlamına gelse de, bedeli ne olursa olsun”
bu müdahaleyi savunduk. Çünkü durum,
Selçuklu’dan günümüze, milletimizin coğrafya inşa edişi ile ilgili, bağlantılı
ydı.
Haçlı Savaşları’ndan Birinci Dünya Savaşı’na
kadar Anadolu ve çevresinde verdiğimiz
mücadelenin tamamının parçasıydı
.
BAŞKAN ERDOĞAN’IN SON ÇAĞRISI: “BİR GECE ANSIZIN” YAKIN OLMALI..
, yaklaşık iki yıldır, defalarca müdahale yönünde konuşmalar yapmış,
“bir gece ansızın gelebiliriz”
demiş,
ABD ile işbirliği anlaşmalarının hiçbirine güvenmemiş
, sonuç da bu güvensizlik ekseninde olmuştur.
Erdoğan’ın
her konuşması içeride etkisizleştirilmek istenmiş, bu konuda kamuoyu oluşmasının önüne geçilmiştir
. Erdoğan, son konuşmasında, bu konuda
milli bir duruş, dayanışma çağrısı
yaptı. Bu çağrı, artık son noktadır.
Savunma Bakanı
’ın dünkü açıklaması da artık bütün
seçeneklerin tükendiğinin ilanı
dır. Akar’ın,
Güvenli bölgenin tesisi konusunda maalesef beklentilerimizin çok gerisinde kaldık. Her ihtimale karşı hazırlıklarımızı tamamladık. Planlarımız hazır. Bunu herkes bilmeli”
ifadesi de son noktadır.
DIŞARIDAN “ÇEVRELEYENLER”İN,
“İÇ İŞGALCİ”LERİN TEK HEDEFİ KORİDOR!
ABD ve müttefikleri, Suriye’de PKK ve DEAŞ
(artık anlamı kalmadı), coğrafyada
ekseni, müdahaleye engel olmak, zaman kazanmak, bu arada
askeri yığınağı tamamlamak
için çabalayıp durdu.
Türkiye ne zaman müdahaleye hazırlansa hep
le gelindi, ama bu tekliflerden bir tanesine bile bağlı kalınmadı.
Bugüne kadar verilen sözlerden bir tanesi bile tutulmadı. Tutulmayacaktı, bu biliniyordu.
,
CHP-HDP ekseninde kurulan ittifakın öncelikli amacı iç politika ya da seçimler değil, bu koridorun tamamlanmasıdır
. Ona göre konumlandırıldılar, ona göre hareket ettiler,
nden çıkmadılar.
İçerideki siyasi hedefleri bile
nin Türkiye ve bölge projelerine göre biçimlendirildi.
Erdoğan’a karşı tek çatı altında birleşmeleri
nin tek sebebi bu! Sadece,
“Kim onları bir araya getirdi”
sorusunun cevabı bütün hesapları açık ediyor.
AK PARTİ’DEN KOPARILIP GÖREVLENDİRİLEN”LER…
AK Parti’ye yönelik eleştirilerin, kopuşların, yeni siyasi arayışların tamamı da bu çerçevede bir
yle alakalıdır.
“Yüksek siyaset”, “dava” söylemlerin arkasına gizlenen bir çokuluslu hesap var
. Dikkat edin bunlardan
, doğrudan ülkemizi tehdit eden,
ABD/İsrail dizaynı bu hazırlıklara tek cümle ile karşı çıkmadılar
. Çıkamazlardı zaten.
Bu yüzden ısrarla;
CHP’nin vatanseverlerine, İyi Parti ve Saadet’e çağrılar
yapıyoruz. Bu mesele iç politikanın çok ötesinde,
meselesidir ve bu siyasi körlükten kurtulmak zorundayız…
ABD: “TÜRKİYE GİRERSE ÇIKMAK ZORUNDA KALIRIZ” HİÇBİR ÜLKE MÜDAHALEYE KARŞI DURAMAYACAKTIR..
Hiçbir ülke, ABD dâhil, Türkiye’nin müdahalesine açıktan karşı duramaz.
ABD’nin orada hiçbir meşruiyeti yok. Ama Türkiye için bu, vatan savunmasıdır. Orada “
hazırlıkları yapılmaktadır. Bu hazırlıkların
bir adım sonrası “Türkiye Cephesi”
açmaktır.
Yine dün
gazetesi,
“Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine müdahale ihtimali çok yüksek. Böyle bir durumda ABD askerlerine çekilmekten başka seçenek kalmayabilir”
diye yazdı. Mesele budur.
IRAK KARIŞTI. LÜBNAN’DAN YEMEN’E HER YER KARIŞIR. KENDİMİZİ GÜVENCEYE ALALIM.
Dün
Irak’ın hemen her şehrinde sokak gösterileri ve çatışmalar
başladı.
İran-Suud ya da Fars-Arap çatışması
, bütün ülkeye yayılıyor. Suriye’de her an güneyden bir müdahaleyle, bütün
savaş hesapları sıfırlanabilir
.
Basra Körfezi’ndeki
ABD-İsrail ile birlikte Suudi-BAE’nin İran’la gerilimi Irak’tan Suriye’ye, Lübnan’dan Yemen’e bütün bölgeyi yakacak hal alabilir
.
Bir sabah uyandığımızda bütün
ezberlerimizi boşa çıkaracak
sarsıntılara yakalanabiliriz. Böyle bir belirsizlikte,
Türkiye’nin derhal kendini güvenceye alması
artık ertelenemez.
Caydırıcı gücümüz ortada. Oynanan tiyatro ortada. Yapılması gereken ortada
.
Tehdit de çözüm de ortada
. Doğru olan ne ise ortada.
EN ZOR ANDA DOĞRU KARARI VERMEK. BİZ GELECEĞİ HEP BU ŞEKİLDE KURTARDIK.
Anadolu’ya geldiğimiz günden beri,
tarihin en zor anlarında doğru ve zor kararlar vererek geleceği kurtardık
. Tarihi ve coğrafyayı öyle inşa edip biçimlendirdik.
Cumhuriyet dönemi Kıbrıs müdahalesi Birinci Dünya Savaşı sonrasının en ciddi jeopolitik hamlesiydi
. Anlamını bugün daha iyi görüyoruz.
15 Temmuz sonrası Fırat Kalkanı ve sonrasında Afrin müdahalesi, benzer bir jeopolitik müdahaledir
.
İran sınırından Akdeniz’e uzanan
“harita”nın Akdeniz kapısı
kapatılmış,
Pençe Harekâtı ile Doğu kapısı da
kapatılmaktadır.
MALUM CEPHEYİ HEM DIŞARIDAN HEM İÇERİDEN ÇÖKERTMEK İÇİN..
İşte şimdi,
Fırat’ın Doğu’suna müdahale ile yüzlerce kilometrelik “Türkiye Cephesi” dağıtılacaktır, dağıtılmalıdır
. Bu ise,
en büyük jeopolitik müdahale
olacaktır. Türkiye’nin buna gücü vardır.
Sadece
sınırdaki cephe değil, dışarıdaki “çevreleme” ile “iç işgalci cephe” de dağıtılacaktır.
Göstermelik bir müdahale değil
, esaslı bir çözüm için, bütün
harita hesaplamalarını sıfırlamak
için,
Selçuklu’dan Cumhuriyet’e
uzanan çizgiyi devam ettirmek için müdahale gerekiyor.
#Fırat’ın Doğu’su
#Operasyon
#ABD
#Fransa
#İsrail
#Recep Tayyip Erdoğan