Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, “Türkiye için yeni bir dönem başlatacak bir müjde” verecek. Bütün ülke bugün bu açıklamaya kilitlendi.
Aslında bu müjdeyi vereceğine dair açıklaması da bir müjdeydi. O saatten itibaren kamuoyu dalgalandı, bütün ülkede bir heyecan dalgası uyandırdı. Ekonomide hemen yansımaları başladı.
Aslında bütün dünya diyebiliriz. Türkiye’nin; Akdeniz’de, Karadeniz’de, Ege’de, Libya’da, Suriye’de, Irak’ın kuzeyinde, terörle mücadelede, jeopolitik güç hesaplaşmasında taraf olan her ülke bugün bu konuşmayı bekliyor.
Erdoğan’ın; bu haberi; “Bir asır önce bu millet Sevr’i nasıl yırtıp atmışsa, bugün de Doğu Akdeniz’de dayatılmak istenen Sevr’e boyun eğmeyeceğiz” sözleriyle vermesi, müjdenin boyutlarını ortaya koyuyor aslında.
Erdoğan’a benzer şekilde, Maliye Bakanı Berat Albayrak da, müjdeyi, “eksen değiştirecek” ölçekte şeklinde niteledi. Buradaki kastedilen “eksen”in Doğu-Batı ekseni değil, güç ekseni olduğu açık.
Bu anlamda ekseni ne değiştirir? Ekonomik alanda, siyasi güç alanında, bölgesel ve küresel güç denklemi alanında bir ülkenin yükselişini sağlayan, hızlandıran hareketler, gelişmeler değiştirir.
Bu açıklamalara; küresel güç haritasındaki kaymalarla bakınca, bölgemizdeki yeni güç yapılanmalarına bakınca, çok ciddi jeopolitik sarsıntılara yol açacağını tahmin ediyorum.
Türkiye zaten oyunun kurallarını değiştiriyordu.
Bu yönüyle dünyanın en dinamik ülkesi haline gelmişti. Yüzyılların hesaplarını ve iddialarını bugüne çağırmış, kendi geleceğini yeniden tanımlamış, coğrafya algısını, güç algısını kökten değiştirmiş, ekonomik alanda milli seferberlik başlatmış, 21. yüzyılın küresel güç denkleminde ana aktörlerden biri haline gelmişti.
Aslında bunların hepsi birer “müjde”ydi. Hepsi, bu ülkeye yeni bir yol çizmiş, yeni bir yükseliş başlatmış, tarih dönüştürücü adımlardı.
Türkiye; kırk yıldır terör üzerinden denetim altında tutulma projesini bitirmişti. Irak’tan, Suriye’den tehdit etme, çevreleme, kuşatma projelerini çökertmişti. Doğu Akdeniz’de köşeye sıkıştırma, Ege’den kıyılarına hapsetme planlarına ağır darbeler indirmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunlarla, Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti devletler sürekliliğinde yeni bir dönem başlatıyor, yeni yükselme dönemini inşa ediyor, bu millete, sahip olduğu siyasi genetiğe öncülük ediyordu.
Bu yolu, bu büyük yürüyüşü, yüzyılların derinliğinden gelen cümlelerle, sözlerle, kavramlarla anlatmaya çalışıyordu.
İşte kavganın asıl sebebi buydu. Bütün siyasi kimliklerin üstünde yeni bir siyasi kimlik, bir “Türkiye Ekseni” kuruluyordu. Bu eksen coğrafya biçimlendirici, tarih yapıcı siyasi dalgaydı. Durdurulmalıydı, kontrol altına alınmalıydı.
Bu amaçla “Erdoğan’ı devir, Türkiye’yi durdur” projesi başlatıldı.
Bu plan için Akdeniz’de cephe kuruldu (BAE-İsrail-Suud ekseni). Bu plan için Irak ve Suriye’de PKK, YPG ve DEAŞ Türkiye’nin üzerine salındı.
Bu plan için 15 Temmuz’da FETÖ üzerinden darbeye, işgale girişildi. Bu plan için Akdeniz ve Ege’de Fransa ve Yunanistan öncülüğünde savaş mevzileri oluşturuldu.
Bu plan için içeride siyasi ittifaklar kuruldu.
Türkiye, bütün bunlarla, birçok cephede amansız bir mücadeleye girişti.
Asla pes etmeyecek, geri çekilmeyecek, teslim olmayacak, masalarda kaybetmeyecek, Batı’nın ve bölgemizdeki ortaklarının tanımlarına razı gelmeyecek ve en önemlisi de artık hiçbir şekilde kendini sınırlarının sıfır noktasında savunmayacaktı.
Türkiye, yüz yıl sonra coğrafyaya bir kez daha gelip yeni harita çizenlerin haritalarına karşı kendi haritalarını masaya sürüyordu. Sevr’i yırtıp attığı gibi gün gelecek kendini rehin alan Lozan’ı da yırtıp atacaktı.
Bugün işte bu yükseliş yürüyüşüne güç katacak bir müjde bekliyoruz. Erdoğan’ın açıklamasından hemen sonra gözler Karadeniz ve Akdeniz’e çevrildi. Büyük oranda enerji kaynakları (doğalgaz) keşfedildiği iddia edildi.
Bugüne kadar başka ülkelerin enerji kaynakları üzerinden kendini enerji kavşağı yapmayı bilen Türkiye’nin artık kendi kaynaklarını üreteceği, satacağı öne sürüldü. Hatta yüz yıl yetecek ölçekte diyenler bile oldu.
Doğu Akdeniz’deki enerji denklemi bölgesel güç haritasını nasıl sarstıysa, Erdoğan’ın bugünkü müjdesi de benzer bir etkiye yol açacak. “Türkiye’yi durdurma” planına çok ağır darbeler indirecek.
“Türkiye Ekseni” asıl şimdi kurulmuştur.
Her başarıda Türkiye’ye vuran muhalefet cephesi bakalım bu sefer hangi ülkelerin sözcülüğü için sahne alacak. İçeride kurdukları cephe bakalım bugün nasıl bir dil kullanacak.
Ülkemizin en büyük zayıflığı, talihsizliği, muhalefetinin milli kimliğini kaybetmesi, “Türkiye Ekseni”ne karşı Batı’nın vesayet eksenine yamanması oldu.
Dışarıdakiler ve içeridekiler:
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın durduramayacaksınız.
Ne kadar vursanız da yavaşlatamayacaksınız.
Türkiye 2023’e çok güçlü bir ülke olarak girecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.