ABD, Türkiye-İran-Rusya blokunu vuruyor: Bu oyun Afrin ve Mümbiç’te bozulur

04:0011/01/2018, Perşembe
G: 18/09/2019, Çarşamba
İbrahim Karagül

Akdeniz’den İran sınırınauzanan, Türkiye’nin bütün Güney sınırlarını kapatan,Arap-İslamdünyasıyla ilişkilerini kontrol altına almayı amaçlayan“Terör Koridoru”, ülkemize yönelenyerel, bölgesel ve küresel ölçeklien ciddi ve en yakın tehdittir!Bu bölge, Suriye ve Irak topraklarının kuzeyini oluştursa da,o koridor, bu iki ülkeden çok Türkiye için dizayn edilmektedir. Bir“Türkiye cephesi”Suriye topraklarında şimdiden kurulmaktadır.PKK/PYD’ye yönelik bilinen dört bin TIR silah, bilinmeyen belkibinlerce

A
kdeniz’den İran sınırına
uzanan, Türkiye’nin bütün Güney sınırlarını kapatan,
Arap-İslam
dünyasıyla ilişkilerini kontrol altına almayı amaçlayan
“Terör Koridoru”
, ülkemize yönelen
yerel, bölgesel ve küresel ölçekli
en ciddi ve en yakın tehdittir!
Bu bölge, Suriye ve Irak topraklarının kuzeyini oluştursa da,
o koridor, bu iki ülkeden çok Türkiye için dizayn edilmektedir
. Bir
“Türkiye cephesi”
Suriye topraklarında şimdiden kurulmaktadır.

PKK/PYD
’ye yönelik bilinen dört bin TIR silah, bilinmeyen belki
binlerce TIR dolusu silah
ya da
bilinmeyen başka tür askeri yığınak
sadece terör örgütüne destek vermekle açıklanamaz. Daha
büyük bir hesap
için, o cephede yığınak yapılmaktadır.

Müdahale üssü, yabancı garnizon ve yeni İsrail..

Adına
“terör koridoru”
desek de, bu yeni bir
harita
çalışmasıdır, o bölge
Suriye ve Irak’tan koparılıp
bütün bölge için bir
müdahale üssü
olarak hazırlanmaktadır.
Her ne kadar PKK/PYD üzerinden yürütülse de,
her ne kadar Kürt etnik kimliği pazarlanıp bölgedeki Arap ve Türkmenlerin tehcirine dayanan bir demografik düzenleme yapılsa da
, o kuşak
ABD ve İsrail için
hazırlanmaktadır. Nüfus tehcirinin,
insansızlaştırmanın
amacı da budur.
Bu yabancı harita
Haçlı Seferleri dönemindeki işgallere göre planlanmış
, Müslüman coğrafyanın merkezinde yeni bir
“yabancı unsur”
un temelleri atılmaya başlanmıştır. En uzun sınırı Türkiye ile olsa da, öncelikli hedefi Türkiye olsa da, bu
yabancı garnizonun, müdahale üssünün kilit rolü; Müslüman ülkeler arasındaki yakınlaşma çabalarını sabote etmek
, ayrışma ve çatışmaları
provoke
etmek, gelecekte bir bölgesel
ortaklık
kurulmasını şimdiden engellemek olacaktır. Bu
yüzden Türkiye için, İran için, Suriye ve Irak için
olağanüstü bir tehdit, bir nevi
“yeni İsrail”
inşa edilmektedir.

Birileri tehlikeyi gizliyor, Türkiye’yi oyalıyor sanki..

Bir ülke için
tehdidi tanımlamak, sadece bugünü değil geleceği okumakla mümkündür
. Tehdit sınırlarınızın
sıfır noktasına
dayanmışsa,
bir adım sonrası savaşı Türkiye içlerine taşımaksa
, hala tehdit tanımlarıyla uğraşmak ya
saflıktır
ya da birilerinin tehdidi
gizlemesidir
.
Bu ölçüde bir tehdit kapımıza dayanmışken, her geçen zaman daha da büyürken,
“Türkiye’yi oyalamak”
bu ülkeyi ateşe atmak olacaktır. Bu büyüklükte bir tehdide sessiz kalmak, o ülke için
intihar
anlamına gelecektir.
Fırat Kalkanı
harekatından
sonra,
İdlib operasyonundan
sonra Türkiye’nin acilen
Afrin ve Mümbiç’teki tehlikeyi
ortadan kaldırma gibi bir zorunluluğu bulunmaktadır. Bütün coğrafyanın güvenliği ve geleceği için o bölge,
terör örgülerinin
ya da bir
yabancı ülkenin denetimine
bırakılamaz.

İdlib’de Türkiye’ye karşı provokasyon tezgahlanıyor

Türkiye, Rusya ve İran
arasındaki
üçlü yakınlaşma
, bölgedeki birçok sorunun çözümü için bir
umut
oluşturdu.
Türkiye-İran ve Irak
arasındaki yakın duruş bile, Irak’ın kuzeyindeki bir
çokuluslu müdahale planını
boşa çıkarmayı başardı. Yani
bölgesel yakınlık, ülkelerin gelecek güvenliği için tek yoldur
. ABD, İsrail ve Batılı ülkelerden herhangi birinin müdahil olduğu hiçbir sorun çözülemez, o müdahalelerde çözüm
irade ve isteği
de hiçbir zaman olmaz. Özellikle bizim ülkemiz ve bölgemiz için onların bütün müdahaleleri
yıkıcı nitelikte
olmuştur.
Birkaç gündür Suriye’de olanlar,
İdlib’de Türkiye’nin varlığını tehlikeye düşürecek ve yüzbinlerce insanı Türkiye sınırlarına sürecek rejim saldırıları
ve
Rus hava üssü
ne yönelik
“hayalet”
saldırı bu üçlü mekanizmayı hedef almaktadır. Türkiye, İran ve Rus büyükelçilerini Dışişleri’ne çağırarak gerekli uyarıyı yapmıştır.
İdlib üzerinden bir
provokasyon tezgahlanıyor
. Amaç, Türkiye, Rusya ve İran arasındaki
bölgesel inisiyatifi sabote etmek
. Hem Şam rejiminin saldırılarının hem Rus üssüne saldırının
ABD ve ABD ekseninde hareket eden bölge ülkeleri
yle bağlantısına özellikle dikkat etmek gerekiyor.

Çünkü savaş biterse ABD’ye “buradan git artık” denilecek

Birileri Suriye’de
savaşın devam etmesi
için elinden geleni yapıyor. Birileri bu savaş üzerine bölgesel bir kriz çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Yine o birileri
bölgesel direnci harekete geçiren Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak
için her yolu deniyor,
örtülü
operasyonlara girişiyor.
Çünkü savaş biterse, “Terör koridoru” tehlikeye girecek
. ABD ve İsrail’in garnizon planı suya düşecek. Bütün ülkeler o koridora, o yabancı işgale, harita çalışmasına yoğunlaşacak ve ABD’den bölgeyi terketmesini isteyecek.
ABD, İsrail ve
Birleşik Arap Emirlikleri
’nin İdlib üzerinden tezgahlanan son olaylarla
bağlantısı
özellikle incelenmeli. Bu açık bir
tahriktir
. Söz konusu ülkeler açıktan
PKK/PYD’yi silahlandırmakta
, Türkiye’ye yönelik saldırıların arkasında durmakta hatta bu yönde
talimatlar
verip silah desteği sağlamaktadır.
İşte tam bu sırada
Afrin ve Mümbiç üzerinden bu oyun bozulmalı
. Ne yapılması gerekiyorsa, daha fazla ertelemeden yapılmalı. PKK/PYD varlığı o bölgeden
temizlenmeli
. Böylece çokuluslu operasyon alanı daraltılmalı.

Türkiye’yi içeriden durdurma planı var

Ne yazık ki, Suriye üzerinden,
İdlib üzerinden Türkiye’ye operasyon çekenlere
,
Türkiye-Rusya-İran üçlü yakınlaşmasını sabote etmeye girişenlere paralel biçimde, içeride de birileri, bir lobi, bir çevre Türkiye’yi hareketsiz bırakmaya çalışıyor
. Öyle bir fotoğraf seziliyor.
PYD lobisi
ve ABD çevreleri ile yakın ilişki içinde olanlar,
terör koridoruna bir zarar gelmemesi
için her yolu deniyor.
Zor oyunu bozar. Söz konusu operasyonlar, bölgesel direncin daha da güçlenmesine, işbirliği alanının daha da genişlemesine,
ABD ve İsrail’in PKK ve DEAŞ üzerinden operasyon alanlarının daha da daralmasına
yol açacaktır. En önemlisi de Türkiye bir
“yakın tehdide”
, ölümcül bir tehlikeye karşı önlem almış olacaktır. Daha sonra yüzleşebileceğimiz çok daha büyük yıkımların önüne geçmiş olacaktır.

Çokuluslu iradenin 2018 hesapları da bozulacak

Senaryolar ortada, savunma yöntemi ortada
. Kuzey Afrika’dan İran’a kadar
birçok bölgeyi yeniden karıştırmaya girişen çokuluslu irade
ortada. O iradenin
2018’de Türkiye için neler yapabileceğine
dair tahminlerimiz ortada. Zaman geçtikçe
müdahale imkanının zayıflayacağı
ortada. Yine zaman geçtikçe
Türkiye-İran-Rusya inisiyatifinin yara alacağı
da ortada.

Türkiye’nin hesap bozucu bir harekete girişmesi gerekiyor. Bu da Afrin ve Mümbiç’tir. Bu girişim çokuluslu iradenin 2018 için öngördüğü Türkiye içi senaryoları da boşa çıkaracaktır.

#Türkiye
#İran
#Rusya
#ABD
#Suriye
#Afrin
#Mümbiç