Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerini bir kenara yazın:“Ülkenin bekasını ilgilendiren konularda siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyup 82 milyonla Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz.”31 Mart seçim sonuçlarından çok öte bir şey söyleniyor. Bir“Türkiye İttifakı”ndan söz ediliyor. Bununen üst siyasi kimlikolmasına dikkat çekiliyor. Coğrafyamızda, küresel ölçekte ve içeride verilenmücadelenin ruhuortaya koyuluyor.İki yıldır “Türkiye Ekseni” kavramı üzerine yazılar yazıyorum. Sağcı, solcu,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerini bir kenara yazın:
“Ülkenin bekasını ilgilendiren konularda siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyup 82 milyonla Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz.”
31 Mart seçim sonuçlarından çok öte bir şey söyleniyor. Bir
ndan söz ediliyor. Bunun
olmasına dikkat çekiliyor. Coğrafyamızda, küresel ölçekte ve içeride verilen
ortaya koyuluyor.
İki yıldır “Türkiye Ekseni” kavramı üzerine yazılar yazıyorum. Sağcı, solcu, milliyetçi, İslâmcı, muhafazakâr,
ne olursanız olun, hepsinin üstünde böyle bir kimlik olduğunu, bunun da bu topraklarda
bin yıldır verdiğimiz mücadelenin kendisi
olduğunu söylüyorum.
VE ‘ÇOKULUSLU EKSEN’E KARŞI “ACIMASIZ DİRENİŞ” DÖNEMİ…
Türkiye Ekseni’nin karşısında ise “Çokuluslu Eksen” inşa ettiler.
Bunu
olaylarında gördük,
’ta gördük,
’da gördük. Bunu
üzerinden, terör üzerinden,
üzerinden yürütülen müdahalelerde gördük. Bunu,
’nin kuzeyinden kuşatılırken gördük,
’den sıkıştırılırken gördük, görüyoruz. Bunu;
ABD ve İsrail adına S. Arabistan, BAE ve Mısır üzerinden sürdürülen saldırılarda
gördük, görüyoruz.
Daha göreceğiz. Kuvvetle muhtemel
“Muhafazakâr muhalefet, muhafazakâr müdahale”
formatlarıyla da göreceğiz. Çünkü Türkiye’nin bin yıllık mücadelesinin
en acımasız dönemlerinden biri
ni daha yaşıyoruz. Ben buna
dedim. Yeni bir
var, yeni bir
var, yüz yıl sonra vesayetten kurtulup
tarih havzasına ve iddialarına dönen bir millet
var.
SELÇUKLU-OSMANLI-TÜRKİYE SÜREKLİLİĞİ VE “İÇ İŞGALCİLER”
Bu;
Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti sürekliliği
nin bir adım sonrasına hazırlıktır, böyle bir mücadeledir.
İşte bunu kırmak, Türkiye’yi durdurmak için yürütülen bir “çokuluslu cephe” var.
Bu çokuluslu cephenin
“içerideki uzantıları, “iç işgalciler”
dediğim yapılar var.
Bu yıl,
milli mücadelenin yüzüncü yılı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı,
yüzüncü yıl logosunu paylaştı dün.
tasarlanmış.
“Mücadelemiz hiç bitmeyecek. Sonsuza kadar mücadele”
diyor.
Ve biz
yüz yıl sonra, yeniden kuşatılmak, yeniden durdurulmak, yeniden dağıtılmak için, dışarıdan ve içeriden ağır saldırılar altındayız.
Bir
milli idrak, bilinç, duruş ve eksen
oluşturma dışında hiçbir yol yok.
SIRTINI “ÇOKULUSLU CEPHEYE” DAYAYIP PARMAK SALLAYANLAR
Bu yüzden ”Türkiye Ekseni” diyoruz. Bu yüzden
“Türkiye Ekseni” en üst siyasi kimlik
diyoruz. Bu yüzden
“Çokuluslu Cephe”ye karşı her alanda mücadele
veriyoruz.
Ege’de, Akdeniz’de, Suriye’nin kuzeyinde, Arap dünyasında. Kuzey Afrika’da her alanda hareketlilik Türkiye ile bağlantılı.
Bunu biliyoruz. Ve biz içeride olanlara,
sırtını “Çokuluslu Cephe”ye dayayıp vatanımıza parmak sallayanlara
da bileniyoruz.
“Acımasız Direniş”, “sonsuza kadar direniş” dönemidir
bu. Kim, nerede duruyor, bir daha baksın. Tarih dönmüştür,
artık “Türkiye’yi durdurmak” mümkün değil
dir. Bunu bütün dünya görecek..
İki BAE suikastçısı: Bu sefer kimi öldürecektin Sayın Prens!
, Kaşıkçı cinayetinden sonra Türkiye’ye gelen 2 casusu Esenyurt’ta yakaladı. Ortadoğu’nun kiralık katili olarak anılan
’a yakın olan
Z.H. ve S.S.’nin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hesabına ajanlık yaptıkları tespit edildi.
Haber böyle…
Bölge genelinde yürütülen
operasyonların,
faili meçhullerin, cinayetlerin,
terör organizasyonlarının birçoğunda onun
var.
Bölge dışı güçlerin kirli işlerini yürüten,
istihbarat ağlarının taşeronluğunu yapan,
Sudan’dan Suriye’ye, Filistin’den Basra Körfezi’ne ve Türkiye’ye kadar
eli her bölgeye uzanan bir kişi o..
aklayan, terörizmin finansmanını organize eden yani o trafiği yöneten, bölgedeki rejim değişikliği projelerinde rol alan,
işgal ve
girişiminde olduğu gibi Türkiye karşıtı bütün operasyonlarda yer alan bir isim. Bu kişi Muhammed Dahlan’dır.
ARAFAT’I ZEHİRLEYİP ÖLDÜREN ONLARDI..
Filistin lideri
Yaser Arafat’ı zehirleyip
öldürenler onlardı. İsrail istihbaratı ve Dahlan’ın adamları, Arafat’ın
kadar girip yakın korumalarını
. Arafat tehdit altındaydı. Çünkü
o varken Filistin’de İsrail’in istedikleri tam olarak uygulanamıyordu
. Muhtemelen
Dahlan’ın aldığı ilk terör ihalesi
Arafat’ın devreden çıkarılması olmuştu.
’la işbirliği yapmış,
uzunca bir hastalık döneminden sonra vefat etmişti.
İSTİHBARAT MERKEZİ HER ŞEYİ ELE VERDİ..
Bir hatırlatma yapayım: İsrail’in Gazze’yi işgal
edip
’ı devreden çıkarmaya dönük ilk girişiminde de Dahlan vardı. Ama Hamas erken hareket etmiş, Gazze’de denetimi ele almıştı. İşte orada
Dahlan’ın istihbarat merkezi ele geçmiş, korkunç gerçekler gün yüzüne çıkmıştı. Dahlan, İsrail istihbaratı ve Mısır istihbaratı
arasındaki ilişkilere dair sayısız belge ele geçti.
Gazze’ye yönelik
İsrail saldırısı Dahlan ve Mısır istihbaratının destekleriyle yapılıyordu
İsrail, Mısır ve Dahlan, Gazze’de katliamlar yapıyor, açıktan
silah sevk ediliyor, ABD özel birlikleri
de aynı anda örtülü operasyonları yürütüyordu.
Coğrafyanın tarihini bu tür karanlık ilişkileri çözdüğünüz kadar anlarsınız.
Mesela
Ariel Şaron’un çiftliğinde yapılan bir gizli görüşmeden sonra Şeyh Yasin’in sabah namazında füze ile şehit edilmesi,
ardından Hamas liderlerinin ardı ardına
uğraması gibi…
15 TEMMUZ’DA O DA VARDI. SUİKASTÇILAR VE MEDYA FONU
Dahlan,
ürkiye’ye yönelik 15 Temmuz saldırılarının arkasındaki isimlerden biridir. Yani taşerondur,
yani
almıştır, yani
ona görevler vermiştir.
dönük küresel projede kendisine verilen rolü oynamıştır, Türkiye içindeki
nda rol almıştır, aylarca bunun için
yapmıştır. Bu yönüyle Dahlan, 15 Temmuz saldırılarından
kişilerden biridir.
Şimdi, suikastçılara yoğunlaşmışken, aynı eksenin
Türkiye içindeki medya operasyonlarına
da göz atma zamanı gelmiştir. Çünkü
suikastçıları gönderen de, o medya yapılanmalarını finanse edenler de aynıdır.
Meselenin medya olmadığını da ortaya koyacağız…
Terörün iki patronu: Muhammed B. Zaid ve Muhammed B. Selman..
Devam edelim: Sonra
girdi devreye. Tabi ki İsrail istihbaratına bağlı olarak.
Dahlan ve adamları yine kiralık katiller olarak bu ihaleyi aldı. BAE-Suud-İsrail-Dahlan
operasyonları
cinayeti ile kendini ele verdi.
yakalandılar. Oysa biz Kaşıkçı cinayetinden
bunları yazmaya başlamıştık, kimsenin dikkatini çekemedik. Artık Dahlan,
(BAE) ve
’dan talimat alıyordu. Tabi onlar da ABD ve İsrail istihbaratından emir alıyordu.
KAŞIKÇI CİNAYETİ YETMEDİ Mİ? BU SEFER KİMİ ÖLDÜRECEKTİN SAYIN PRENS!
Bu yeni eksen,
Kuzey Afrika’dan Suriye’ye, Sudan ve Somali’den Balkanlara ve tabi Türkiye içlerine kadar derin ve yıkıcı saldırılar
yürütüyor şimdi.
r ve arkalarında ABD ve İsrail, Ege’deki tatbikatlardan Afrika’daki yatırımlara, Suriye’de PKK’yı finanse etmekten içeride bir takım yerlere fonlar aktarmaya
kadar yaygın bir Türkiye düşmanlığı, savaşı yürütüyorlar şimdi.
İstanbul’da yakalanan
iki BAE casusu suikastçıdır.
Çok daha fazlası var İstanbul’da. Bunların da ele geçmesi gerekiyor.
Suikast, adam kaçırma ya da başka türlü, sarsıcı operasyonlar
peşindeydiler. Zaten yakalanan kişilerin
geçmişine bakınca suikast ve sabotaj eğitimi
aldıkları ortaya çıktı.
Kime suikast yapacaklardı?
İstanbul’da bombalar mı patlatacaklardı? Muhammed bin Zaid, Muhammed bin Selman, bu adamları
hangi amaçlarla Türkiye’ye gönderdiniz? Kaşıkçı cinayeti size yetmedi mi? Başka kimi, kimleri öldürecektiniz?
Lütfen birileri, paranın izini sürsün.
İstanbul’a el koydular. Bu, milli güvenlik meselesidir.
seçimlerinde İstanbul’da
uygulandı. Bu,
seçim yolsuzluğu değil, sandık üzerinden darbedir, müdahaledir. İçeriden ve dışarıdan
bir organizasyonla seçime müdahale edilmiştir.
İstanbul’a el koyulmuştur.
Bu, 15 Temmuz’un devamıdır. Seçim meselesinin,
bir durum söz konusudur.
Seçim yeniden yapılmalı, Türkiye’ye yönelik bu müdahale boşa çıkarılmalıdır. İstanbul’u FETÖ’ye, o çokuluslu cepheye teslim eden irade ve organizasyon mercek altına alınmalıdır.
Zamanla daha da aydınlatılacak bu durum, bir milli güvenlik meselesidir artık.
Projenin yeni ayaklarını CHP’liler de, bütün Türkiye de çok yakında görecektir. Mesele seçimlerin, demokrasinin ötesinde bir gerçektir.
Seçime de, demokrasiye de müdahale edilmiş,
bir çokuluslu proje uygulanmıştır.
Türkiye bu oyunu bozmalıdır.
#31 Mart
#Seçim
#Ekrem İmamoğlu
#Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlı-ğı
#Logo
#BAE
#Ajan
#MİT
#Muhammed Dahlan
#Yaser Arafat