Erdoğan’a düşman kim varsa, hangi iç ve dış çevre varsa destek vermek,sadece bu alana odaklanmak, birfikir, duruş, kimlik ahlaksızlığıdır.Türkiye’nin çetin mücadelesine karşı cephe kuranlara yaranmaya çalışmak, “bize de bir rol verin, bakın hazırız”diye ihaleye girmek, bu sinsiliğivicdan, hak hukuk kavramları ile örtbas etmekciddi anlamda kişiliksizliktir.“İÇERİDEN NASİHAT” DEĞİL BİLDİĞİN OMURGASIZLIK BU..Temel değerleri savunur gibi gözükerek, “içeriden nasihat” gibi göstererek, “özeleştiri” sosu
E
rdoğan’a düşman kim varsa, hangi iç ve dış çevre varsa destek vermek,
sadece bu alana odaklanmak, bir
fikir, duruş, kimlik ahlaksızlığıdır.
Türkiye’nin çetin mücadelesine karşı cephe kuranlara yaranmaya çalışmak, “bize de bir rol verin, bakın hazırız”
diye ihaleye girmek, bu sinsiliği
vicdan, hak hukuk kavramları ile örtbas etmek
ciddi anlamda kişiliksizliktir.
“İÇERİDEN NASİHAT” DEĞİL BİLDİĞİN OMURGASIZLIK BU..
Temel değerleri savunur gibi gözükerek, “
içeriden nasihat
” gibi göstererek, “
özeleştiri
” sosu ile süsleyerek,
kibirli bir akil tavırla ayar vererek, “beni dinleyin, beni görün yoksa işte böyle çökersiniz”
havalarına girmek bildiğimiz üçkağıtçılıktır.
Aslında
C
HP’li bile olmayan, bir “proje” olduğu artık açığa çıkmış olan Ekrem İmamoğlu
’na, daha belediye başkanı bile olamadan
yamanmaya
çalışmak,
sinyaller göndermek, küçük hesaplara bulanmış bir tür omurgasızlıktır.
Büyük lafların, yüceltilmiş ifadelerin altına gizlenmiş
ezikliktir
. Size; “
Durun, o daha size bir şeyler verecek noktada değil, biraz bekleyin
” diyen de mi yok!
ŞİMDİ NEFRET VE ÖFKE SAÇANLAR, O MAKAMLARA NİYE “HAYIR” DEMEDİ, O ZAMAN NİYE SEVMİŞTİ?
En çok nefret edenlerin
, en yüksek beklentilerle yazıp konuştuğunu görüyoruz.
En çok öfke saçanların
, AK Parti iktidarlarından en çok nasiplenenler olduğunu görüyoruz.
“
İçeriden
eleştiri
” sosu ile
sinsi sinsi örtük operasyonlara
katılanların,
kişisel
hınçlarını
görüyoruz.
Milletvekili seçilmiş, belediye başkanı olmuş, bürokrasinin en üst noktalarına getirilmiş,
bunlar ellerinden gidince de
azılı Erdoğan düşmanı
olmuşlar, görüyoruz.
Şimdi köşe yazılarında
nefret saçan bazılarının yıllarca Erdoğan’ın en yakınında nasıl bulunduğunu
merak ediyorum.
O zamanki sevginiz mi yalandı, bugünkü öfkeniz mi yalan.
İki keskin ucu nasıl birarada tutabildiniz?
TÜRKİYE’NİN BÜYÜK MÜCADELESİNE BARİYER OLMAK..
O zaman da mı nefret ediyordunuz? Ediyorduysanız oralarda nasıl durdunuz
, niye o makamlara “
hayır
” demediniz. Bunların ikisi de değilse, oralara
bir rol, misyon için mi yerleşmiştiniz?
Türkiye’nin yol yürüyüşüne,
yükseliş dönemine, her ne sebeple olursa olsun, tavır almak,
Türkiye karşıtlarına, her ne sebeple olursa olsun kapı aralamak bu milletin
yüzlerce yıllık büyük mücadelesine karşı bayrak açmaktır.
Geçmişimize bakın,
siyasi tarihimize bakın
, özellikle
Osmanlı’nın son dönemlerine bakın,
bu tür çıkışların coğrafyamıza, milletimize, yüzlerce yıllık yürüyüşümüze ne
ağır
faturalar
ödettiğini göreceksiniz.
“MUHAFAZAKAR MUHALEFET” “MUHAFAZAKAR MÜDAHALE” AŞAMASINA MI GEÇİYOR?
Türkiye’nin yeniden toparlanmaya,
tarih ve coğrafya kimliğine sarılmaya
başladığı bir dönemde,
çevreden kuşatılması, açık savaşla tehdit edilmesi, içeriden darbelerle çökertilmek istenmesi,
beklenen bir durumdu. Siyasi tarihimizde ne zaman böyle tarih dönüşleri yaşanmışsa,
içeride birileri sahaya sürülmüştür
. FETÖ üzerinden 15 Temmuz girişimi böyle bir şeydir.
Erdoğan ve Türkiye’nin bugünkü duruşuna karşı pozisyon almak, bir iç muhalefet meselesinin ötesine geçmiştir. FETÖ’den kalan boşluğa bir takım çevrelerin ikame edildiği,
bu çevrelerin
muhafazakar
kimlikte olmasının özellikle tercih edildiği açık bir gerçektir.
Çünkü Türkiye’nin muhafazakar yürüyüşünü ancak ve
ancak muhafazakar bir bariyerle
durduracaklarını biliyorlar. İki yıldır “muhafazakar muhalefet” ve “muhafazakar müdahale” altında yazdığım yazılar işte budur. Burada kastım bir
iç
müdahale
organizasyonudur.
HADİ BU SORULARA BİR CEVAP VERİN: NEDEN BU PSİKOLOJİK OPERASYON?
Bu çevrelere sormak lazım:
Neden
Ekrem İmamoğlu
üzerinden yürütülen projeye
tek laf etmezsiniz?
Neden örgütlü
seçim yolsuzluğunun üzerine gitmezsiniz?
Yolsuzlukta bazı derin yapılanmaların da izi çıktı, neden bunu sorgulamazsınız?
AK Parti
on beşinci kez bir seçimden birinci
çıktı,
neden yenilmiş, kaybetmiş gibi bir kamuoyu oluşturursunuz?
Neden her gün her gün, bıkmadan usanmadan hükümetin başarısızlığı üzerine yazılar yazıp durursunuz,
Neden hiç başka konuları, çevremizde ve dünyada olanları konu edinmezsiniz?
Neden
ABD ve Avrupa’nın Erdoğan’a ve Türkiye’ye karşı yürüttüğü saldırganlığa tavır almazsınız?
NEDEN FIRAT’IN DOĞUSUNA MÜDAHALEYE KARŞISINIZ?
Neden
S. Arabistan ve BAE
’nin açık Türkiye düşmanlığını,
PKK ve diğer örgütlere yüz milyonlarca para yardımını yazılarınıza konu etmezsiniz?
Neden
Türkiye ile meselesi olanlarla özellikle yakın
durursunuz? O çevreleri ortak bir alanda toplayanlarla birlikte görünürsünüz?
Türkiye’nin son on beş yıldır geldiği seviye sizi
neden rahatsız eder, neden tatmin etmez,
neden eskiyi özlersiniz?
Neden Afrin operasyonuna karşı çıktınız? Fırat’ın Doğu’suna müdahaleye neden tavır alıyorsunuz?
Neden bu bölgedeki
kuşatma
harekatına, ABD’nin Türkiye’yi hedef alan
yığınağına
tepki göstermiyorsunuz? Fırat’ın Doğu’suna yönelik yeni operasyonları engellemek için de
harekete geçecek misiniz?
SİZE GÖRE FETÖ DE YOK: ÜSTÜNÜZDEKİ ÖRTÜ SİZİ GİZLEMEYE YETMİYOR!
Size bakarsak, FETÖ diye bir şey de yok hatta 15 Temmuz bile neredeyse olmadı. Size bakarsak PKK da yok, HDP ve SDG var.
Size bakarsak ABD ve AB Türkiye için ne karar alırsa doğru,
suçlu hep Türkiye.
Size bakarsa
k 7 Haziran seçimleri
yenilenmemeliydi, CHP ile koalisyon kurulmalıydı,
AK Parti CHP üzerinden denetim altına alınmalıydı..
Artık
Türkiye Ekseni ve çokuluslu eksen dışında bir siyasi kimlik kalmadı.
Dünyadaki gelişmeler ve coğrafyamızda yaşananlar bir çok ülkeyi aynı duruma soktu. Öyleyse
kimlerle birlikteyseniz, onlara aitsiniz. Üstünüzdeki örtü, dilinizdeki masum kelimeler sizi gizlemeye yetmiyor
artık. Çok açığa düşüyorsunuz…
Bu öfke, bu nefret, sizi tahmin bile edemeyeceğiniz yerlere
savuracak
, göreceksiniz…
İMAMOĞLU MEŞRU BELEDİYE BAŞKANI OLAMAZ! SEÇİM YENİDEN YAPILMALI..
NOT:
YSK Büyükçekmece
’de seçimlerin yenilenmesi görüşmelerini erteledi.
İstanbul ve Büyükçekmece görüşmelerini birleştirdi
. Şu ana kadarki tespitler bile İstanbul’da
seçimlerin yeniden yapılmasını zorunlu kılıyor.
Bugüne kadarki
darbe girişimlerine karışanların bu seçimlerde de organize çalıştıkları artık bir gerçek.
Mesele seçimlerin de ötesinde bir durum arzediyor. İstanbul’da seçimi yeniden yapma dışında
kamu vicdanı
asla rahatlayamayacak.
Bu ayıp giderilemezse, bir çokları şaibe altında kalacak.
İmamoğlu asla meşru bir belediye başkanı olamayacak.
#Nasihat
#Özeleştiri
#AK Parti
#Ekrem İmamoğlu
#Proje
#Köşe Yazarları
#FETÖ
#ABD
#SeçimYSK
#Büyükçekmece