31 Mart’ta organize birseçim hırsızlığıyapıldı.Bu hırsızlık üzerinden ince işlenmiş biroyunservis edildi.İmamoğlu projesi öne çıkarılıpİstanbul’a el koyma planıuygulandı.Dışarıdan büyük saldırı, içeriden büyük ihanetle Türkiye’ye çok büyük bir tuzak kuruldu. Bu bir siyasi müdahaledir.Gezi’den,15 Temmuz’dan hiçbir farkı yoktur. Dışarıdan müdahale edenler, içeride cepheler kurmuştur.Maalesefbu sefer bazı muhafazakâr çevreler ve siyasiler de işin içindedir.Gezi’de kim müdahale etmişse, 15 Temmuz’da
31 Mart’ta organize bir
yapıldı.
Bu hırsızlık üzerinden ince işlenmiş bir
servis edildi.
İmamoğlu projesi öne çıkarılıp
İstanbul’a el koyma planı
uygulandı.
Dışarıdan büyük saldırı, içeriden büyük ihanet
le Türkiye’ye çok büyük bir tuzak kuruldu. Bu bir siyasi müdahaledir.
’den,
’dan hiçbir farkı yoktur. Dışarıdan müdahale edenler, içeride cepheler kurmuştur.
Maalesef
bu sefer bazı muhafazakâr çevreler ve siyasiler de işin içind
dir.
Gezi’de kim müdahale etmişse, 1
5 Temmuz’da kim müdahale etmişse,
tetikçileri ve akıl hocaları kimse, yine onlar, o güçler seçime müdahale etti.
FETÖ ağları kullanılarak,
dışarıdan yönetilen bir senaryo uygulandı. Şikâyet üzerine
hileyi
etti ve seçimlerin yenilenmesini istedi.
Dikkat edin, seçimler yenileniyor.
Yani daha dikkatli, daha sağlıklı bir seçim yapılması isteniyor! Bu haliyle
CHP adayı İmamoğlu kazanmadı,
örgütlü hırsızlık ile seçmenin oyları çalındı çünkü.
NASIL GÜLECEĞİ, NASIL YALAN SÖYLEYECEĞİ
Aday yapılması, hazırlanması, projelendirilmesi, kampanyası
tamamen birileri tarafından önceden planlanmış,
bile, fotoğraf vermesi bile, sembolleri kullanması bile,
hangi cümleleri kullanacağı bile, giyiminden yalan söyleme biçimine kadar her şeyi çalışılmış, öğretilmiş
bir adam için, projenin mutlaka tamamlanması için hırsızlık da önceden planlandı.
İmamoğlu’nun siyasi kimliği yoktur. CHP’li bile değildir.
CHP’liliği, Trabzonluluğu, Türkiye üzerine nutuk atma biçimleri, hepsi proje, hepsi çalışılmış. Kendine ait bir şeyi olduğunu sanmıyorum.
PLANI BU! ASLA BELEDİYE MESELESİ DEĞİL..
Seçim üzerinden bir darbe yapılmak istendi. Bu bir İstanbul projesiydi.
Asla belediye meselesi değildi. 15 Temmuz’da İstanbul’u alamayanlara bu sefer İstanbul teslim edilecekti.
15 Temmuz’da
İstanbul’u Anadolu’dan koparma
planları yapanlar bu sefer bu planı seçim üzerinden, İmamoğlu üzerinden yapmıştı.
Bu kapsamlı plan için inanılmaz bir çalışma yürütüldü. Uluslararası bir proje uygulanıyordu ve
uluslararası tecrübe ve planlama
yeteneği İstanbul için harekete geçiriliyordu.
KİMLER ÖFKE NÖBETİNE GİRDİ, KİMLER ÜLKEMİZE PARMAK SALLADI,
Seçimin yenilenme kararı üzerine
kimler öfke nöbetine girdiyse İmamoğlu onların projesidir.
Ardı ardına
kimler Türkiye’yi tehdit etme yarışına girdiyse İmamoğlu onların projesidir.
YSK kararı üzerine
kimler Türkiye’ye parmak sallamaya başlamışsa proje onlarındır.
ABD not etmiş, Almanya not etmiş, AB not etmiş, İsrail not etmiş, FETÖ not etmiş, PKK not etmiş,
DHKP-C not etmiş,
Suudi Veliaht not etmiş, BAE not etmiş, Muhammed Dahlan not etmiş..
’e yığınak yapanlar not etmiş. Suriye’nin kuzeyinde cephe hazırlığı yapanlar not etmiş.
’de adalara silah yığmaya başlayanlar not etmiş.
’ı Türkiye karşıtı üslerle donatanlar not etmiş.
‘MUHAFAZAKÂR MUHALEFET’ DE “HAD
Bizim
not etmiş. Bugüne kadar
saflarında mücadele ediyor gözükenlerden bazıları harekete geçmiş,
FETÖ’den bile büyük bir öfke ile, CHP’den bile daha büyük
veryansın etmeye başlamış.
Bu kadar ülke, bu kadar güç İmamoğlu için niye harekete geçer,
neden Türkiye’yi tehdit eder, neden bu ülkeye ve millete parmak sallar, düşünmemiş had bildirmeye başlamış...
Meselenin seçim olmadığını, İstanbul’da belediye başkanı olma meselesi olmadığını anlamak için başka ne gerekiyor! Çokuluslu eksen içeride de dışarıda da harekete geçmiş.
Çünkü mesele İstanbul’dur.
İstanbul’dan sonra Türkiye’dir.
Bu bir çokuluslu müdahale yöntemidir, başlangıcıdır.
1453’ten beri devam eden tarihe bir son vermektir!
Ne acı ki,
demekten asla
ekleyeceğim bazı çevreler, küresel ittifakın içine,
bir nevi İstanbul seferine katılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda, İstiklal Savaşı’nda gördüklerimizin aynısını bugün bir kez daha görüyoruz.
Türkiye’nin karşısında bir çokuluslu ittifak şekillendi.
Bin yıldır Anadolu’da verdiğimiz mücadelede yeni bir merhale başladı.
Bunların ne olduğunu sanırım çok yakında hep birlikte göreceğiz. Çok sürprizlere tanık olacağız.
GÜL’ÜN AÇIKLAMASI, İMAMOĞLU GÖLGESİ
Bu halde bile, AK Parti seçmeninin desteği ile
Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış olanların, dar siyasi hesaplar yüzünden bu çokuluslu ittifakla beraber hareket etmesi,
bir müdahale senaryosunun içinde yer alması, kendi inandırıcılıklarını tamamen bitirdi.
Siyasi tezleri yerine, milletin kalbinde yer edinme yerine çokuluslu senaryolardan pay kapma yolunu tercih etmeleri, büyük bir tükeniştir.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
’ün o açıklaması da
çerçevesinde bir çıkış olmuştur. Sadece
kendisi açısından bir talihsizlik
olmuştur. Çünkü rüzgâra teslim olup, bir şeylerin peşine takılmak Gül’ün siyasi kimliğine ciddi darbe vurmuştur.
Fırsatçılık, konjonktür beklemek, dışarıdan gelen dalgalara göre pozisyon almak, milletimizin vicdanında hiç iyi bir yer bırakmıyor çünkü...
İmamoğlu üzerinden bir illüzyon, gölge oluşturuldu ve hepsi o gölgeye sığındı.. Yazık..
MUHAFAZAKÂR MUHALEFET KİMİN
İster siyasi olsun, ister medya mensubu, isterse STK çevreler
i, hepsi İmamoğlu projesinin arkasına takılmış görünüyor.
Kendilerine ait hiçbir siyasi tezleri yok. İmamoğlu üzerinden yürütülen projenin kimlerin projesi olduğu aşikâr olduğuna göre onların da kimlerin bayraklarını taşıdıkları
artık netleşiyor.
O zaman onları da
“Türkiye’ye müdahale edenler”
cephesinde görmemizde bir mahzur yok sanırım.
İki yıl önce başladığım “muhafazakâr muhalefet” ve “muhafazakâr müdahale” uyarıları
nın nedeni şimdi herkes için netleşti işte.
ABD’den, Avrupa’dan, İsrail’den, Arap rejimlerinden, içerideki ittifaktan Türkiye’ye çok sert ve koordineli saldırılar
başlayacak.
’da İmamoğlu ve Belediye seçimleri gösterilip aslında bir büyük İstanbul saldırısı yapılacak. Kim Türkiye ekseninde, kim çokuluslu eksende artık biliyoruz.
Mesele çok derin,
İstanbul üzerinden bir Türkiye projesi.
Mesele yeniden
vesayet, yeniden kölelik müdahalesi.
Öyleyse
daha da şiddetlenecek demektir.