Covid-19 (Korona), yerel, bölgesel değil küresel bir salgın. İnsanlık belki de en ağır imtihanını veriyor. Zayıflığını yeniden keşfediyor.
Gücün tanımı değişiyor: Bilginin sınırları zorlanırken en sıradan bir canlı bütün insanlığı tehdit ediyor. Bugüne kadar öğrendiğimiz, alıştığımız yaşam tarzı resetleniyor.
Salgın; ülke, bölge, etnik yapı, dini farklılık, kültürel çevre, zengin-fakir, toplumsal statü hiçbir şey dinlemiyor.
Yakın tarihte, belki de ilk kez bir tehdit böylesine küreselleşti. Dünyanın en ücra köşelerine bile ulaşabiliyor. Bölgesel savaşlar, dünya savaşları, doğal afetler, bugüne kadar tanık olduklarımız hep ülkelerle, bölgelerle sınırlıydı. Dünyanın bir kısmı dışarıda kalabiliyordu.
Ama bu sefer bu yok. İnsanlık topyekûn saldırı/tehdit altında, topyekûn savunma yapıyor.
En büyüm mesele belirsizlik. Aşı, ilâç üretilinceye kadar, elimizdeki imkânlarla “ortak tehdit”le savaşa başladık. Peki, bundan sonra ne olabilir?
1. Korona’nın aşısı tahmin edilenden çok erken bulunacak.
2. İlâcı, diğer salgınlara göre erken üretilecek.
3. Ebola, AIDS, Sars, Domuz gribi gibi hastalıklardan daha erken çözüm bulunacak.
4, Ülkeler aşı ve ilâç konusunda birbiriyle yardımlaşacak. Çünkü buna mecburuz. Bu alanda dünya seferber olacak, oldu da.
5. Hastalık korkulan yıkıma, felâkete ulaşmadan durdurulacak. Koku sınırlarımızı, umut sınırlarımızı zorlamadan bir yerde durdurulacak.
6. Salgın sonrası ülkeler, devletler, milletler ve bireyler, insan ırkının aslında ne gibi tehditlerle yüz yüze olabileceklerini öğrenecek.
7. İnsanın birbiriyle yerine ortak tehditlerle savaşmaya doğru bir bilinç, idrak gelişecek. Bu alanda bir zihinsel devrim yaşanacak.
8. İşgaller, savaşlar, iç çatışmalar, iktidar çatışmaları, ticaret savaşlardı, kaynaklar ve pazarların yağmalanması gibi konular belki de öncelikli olmaktan çıkacak.
9. Kapitalizm çökecek, daha adil, daha paylaşımcı, daha dayanışmacı bir dünya görüşü güç kazanacak.
10. Üretim ve tüketin çılgınlığı daha rasyonel bir zemine oturacak. “İhtiyaç kavramı” daha belirleyici olacak.
11. Çokuluslu şirketlerin ihtiraslarının insan ırkını tehdit etmeye başladığı görülecek ve bu konuda sınırlayıcı önlemler alınacak.
12. Şehir, yerleşim, iskân anlayışı değişecek.
13. Çok ciddi bir çevre bilinci, duyarlılığı gelişecek.
14. Manevi değerler, inançlar güç kazanacak.
15. Bu savaşla ve sonrası, ülkeler sağlık sistemini güçlendirecek.
16. Devletler ve bireyler yaşam tarzını olumlu anlamda değiştirecek. Yeni tür sosyal ilişkiler ağı biçimlenecek.
17. Daha temiz, daha dikkatli, daha sağlıklı yaşam modeli yayılacak.
18. Salgından sonra ülkeler arası ortak dayanışma hatları kurulacak. Yeni ulus üstü platformlar şekillenecek. Devletleri ve ulusları sınırlayan yeni tür çokuluslu sözleşmeler, kurallar, kurumlar inşa edilecek.
19. Salgından sonra teknoloji ve bilgide olağanüstü bir patlama yaşanacak. Belki de insanlık tarihindeki en ciddi bilgi sıçramasına, en köklü zihinsel dönüşüme tanık olacağız.
20. Siyasi düzenlerde, ekonomik düzenlerde, sosyal düzenlerde, yaşam tarzında, üretim ve tüketimde, “ihtiyaç” algılamamızda, insan ve değer algılamamızda, “insani” olanı öne çıkarma zorunluluğunu ağır biçimde hissedeceğiz. Belki de bu alanda çok ciddi adımlar atacağız.
İnsanlığın ortak birikiminin, azminin, yaşama tutkusunun, yeteneklerinin, bilgi gücünün COVİD-19 (Korona) salgınını en az hasarla atlatacağından eminim. Ama yine de en kötü senaryoyu öngörmek ve hazırlık yapmak bize bir şey kaybettirmez.
1. Virüs çok hızlı yayılır, kontrol edilemezse bazı ülkelerin sağlık sistemi çökebilir.
Çünkü: Afrika’da birçok ülkenin sağlık sistemi yok denecek kadar zayıf. Birçok ülkenin sağlık sistemi çok zayıf. Güçlü olanlar bile salgının kontrolden çıkması halinde dayanamayabilir.
2. Şu an ülkeleri ayakta tutacak en stratejik alan sağlık sektörü ve sistemidir. O çökerse her şey çöker. Salgına müdahale edilemez olur, ardı ardına bütün kurumlar çökmeye başlar.
3. Sivil yönetimler çökebilir. Bu da güvenlik sorunlarına yol açar. Birçok ülke olağanüstü hal yönetimlerine geçmek zorunda kalır.
4. Uzun süreli sokağa çıkma yasağı, karantina uygulamaları, salgının kontrol edilemezliği algısı kitlelerin psikolojisini bozar, dayanma, direnme gücünü azaltır. Bu da sosyal patlamalara, toplumsal çalkantılara, isyanlara yol açar.
5. Ekonominin durması, finans sisteminin çökmesi, üretim mekanizmalarının yavaşlaması ya da durması, ülkeleri de dünyayı da durdurur.
6. Savaşlar, ekonomik çıkar, kaynak ve pazar savaşlarıdır. Zenginlik savaşlara yol açtığı gibi yokluk da savaşlara yol açar.
7. Ülkeler, yeryüzünün kaynakları için, bugün tahmin bile edemediğimiz türde çatışmalara, savaşlara, işgallere girişebilir.
8. Son derece tehlikeli yeni ideolojiler, inançlar, örgütlenmeler ortaya çıkabilir.
9. Merkez Avrupa’da sivil yönetimlerin çökmesi, (ki en ciddi tehdit orada) zincirleme bütün dünyayı etkisi altına alır. ABD-Avrupa eksenindeki siyasi ve toplumsal sarsıntı her ülkeye yayılır.
10. Bildiğimiz dünya düzeni çöker. Kaos dalgaları dünya genelinde deprem etkisine yol açar. “Küresel olağanüstü hal”e doğru gidebiliriz.
11. Bazı devletler çöker. Yepyeni güçler sahaya iner. Bazı ülkeler çok ciddi güç kazanır. Küresel sistemi, iktidar alanını yöneten güçler değişir. Dünyanın güç haritası ve fiziki haritaları değişebilir.
12. Merkezi devlet koordinasyonu çökebilir. O çöktüğünde devletler çöker. Milletler çöker. Ülkeler dağılır.
13. İnsanlık tarihinin en büyük yıkımı yaşanır. Dünyanın ekseni kayar. Özellikle Batı dünyası için bu, “Tarihin Sonu” olur.
1. Ama bunlar olmayacak. Olmaması için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz. Bütün bilgimizi, yeteneklerimizi, azmimizi kullanacağız. İnsanlık ortak bir seferberliğe girecek (girdi bile) ve bu felâketin önüne geçecek.
2. Ancak; siyasi düzenlerin, sosyal düzenlerin, siyasi kimlik, örgütlenme ve söylemlerin, toplumsal hassasiyetlerin, yaşam tarzının değişeceğini söylemek şimdiden mümkün.
3. Bazı ülkelerin, devletlerin, zenginlik örtüsü ile örtülmüş güçlerin, “dünyayı yöneten” güçlerin, salgın sonrası bu güçlerini kaybedecekleri, “üçüncü dünya ülkesi” haline geleceklerini söylemek şimdiden mümkün.
4. Evet, Virüs (COVID-19); siyasi sistemleri, ideolojileri, kimlikleri, gelecek teorilerini, ekonomik kavgaları, zenginlik-fakirlik ayırımını, güç haritalarını, meydan okumaları değiştirecek. Ya da salgının yol açtığı durum, bunların değişimine fırsat verecek.
5. Artık bunu biliyoruz. Batı’nın kibri çöküyor. Finansal, ekonomik sistemi çöküyor. Güç ayrıcalığı çöküyor. İtalya, Fransa, İngiltere ve Almanya’da gördüklerimiz bize bunları anlatıyor.
6. Bir de baktık ki, dünyanın zayıf noktası Afrika ya da başka bir bölge değil, Batı’ymış! Zihinlerdeki bütün kabuller sıfırlandı.
7. Merkezi iktidar alanı zayıf olan, güçlü bir liderliğe sahip olmayan, toplumsal dayanışmayı sağlayamayan, çok iyi koordine olamayan ülkeler ağır hasar alacak gibi. Türkiye bütün bu alanlarda dünyanın önde gelen birkaç ülkesinden biridir.
8. Türkiye olarak sağlık sistemini ve merkezi iktidar alanını sağlam tutmak zorundayız. Bu ikisini ayakta tutabilirsek, salgın sonrası çok daha güçlü bir ülke olarak öne çıkacağız. Güç ve zenginlik el değiştirirken, ana paydaşlardan biri Türkiye olacak.
9. Ve biz bu salgını yeneceğiz. Devlet ve kurumlar kadar bireyler de sorumlu davranırsa, ki bence davranıyor, bu tehdidin üstesinden geleceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.