* ABD Fırat’ın Doğusunda PKK’ya İHA üssü kuruyor * Aramco saldırısından sonra bu ne? * Suriye’den “Türkiye cephesi” açanlar, savaşı “içeri” taşımak için toplanıyor.. *Siyasi arayış değil, “görevlendirme”...

04:0021/09/2019, Cumartesi
G: 21/09/2019, Cumartesi
İbrahim Karagül

ABD,Fırat’ın Doğu’sunda,Deyru’z-Zur(Deyrizor) bölgesinde“PKK’ya İHA üssü”kuruyor. Suudi Arabistan’da,Aramco tesislerinihedef alan, bütün bölgeyisavaşın eşiğinegetiren saldırıdan sonra bu karar,Türkiye içinne anlama geliyor?İHA üssü PKK için kuruluyorsa hedefi S. Arabistan veya İran olmayacak, doğrudan Türkiye olacaktır.Binlerce TIR dolusu silah, binlerce kişilik PKK militan gücünün eğitimi, açık açık ülkemizin tehdit edilmesi,Ankara’yı meşgul etmeye dönük, ardı ardına masaya sürülentiyatrodansonra,

ABD,
Fırat’ın Doğu’su
nda,
Deyru’z-Zur
(Deyrizor) bölgesinde
“PKK’ya İHA üssü”
kuruyor. Suudi Arabistan’da,
Aramco tesislerini
hedef alan, bütün bölgeyi
savaşın eşiğine
getiren saldırıdan sonra bu karar,
Türkiye için
ne anlama geliyor?

İHA üssü PKK için kuruluyorsa hedefi S. Arabistan veya İran olmayacak, doğrudan Türkiye olacaktır

.

Binlerce TIR dolusu silah, binlerce kişilik PKK militan gücünün eğitimi, açık açık ülkemizin tehdit edilmesi,
Ankara’yı meşgul etme
ye dönük, ardı ardına masaya sürülen
tiyatrodan
sonra, şimdi de
PKK’yı İHA’larla donatıyor
lar.
ANKARA’YI VURMA HAZIRLIĞI MI? “ORMAN YAK” TALİMATI KİMDEN?
Peki, bu neyin hazırlığı? Ankara’yı vurma hazırlığı mı?
Doğu ve Güney’deki şehirlerimizi vurma hazırlığı mı? Türkiye’nin
en mahrem savunma alanlarını
vurma hazırlığı mı?
Yoksa
15 Temmuz’da Meclis’i bombalayanlar gibi
, milletimizin, tarihimizin sembollerini vurma hazırlığı mı?
Ormanları, fabrikaları yakmaya başladılar
. Ve hiç utanmadan bunu açıktan
üstleniyorlar
da.
Yeşile, çevreye, insana dair ne varsa
hedef alıyorlar. Bunu yapanların hiçbir
kutsalı
yoktur. Bunları yapanların her şeyi yapabileceği artık ortadadır.
Yeni tür bir savaş
deniyorlar.
Ekonomiyi, şehirleri, sivilleri
hedef alacak bir savaş. İşte ABD bunu hazırlıyor. PKK’yı bu yüzden İHA’larla donatıyor.
BUNA “TERÖR” MÜ DİYORSUNUZ? HÂLÂ TEHDİT “KORİDOR”LA SINIRLI MI SANIYORSUNUZ?
Siz buna hâlâ terör mü diyorsunuz?
Siz
meselenin hâlâ Suriye olduğunu
mu
sanıyorsunuz?
Siz tehdidin hâlâ Suriye’nin kuzeyindeki
terör koridoru olduğu
nu mu sanıyorsunuz?
Önceki gün
Husiler, BAE’yi
(Birleşik Arap Emirlikleri) tehdit ederek
Dubai’yi, Abu Dabi’yi vuracaklarını
açıkladılar. Aramco saldırısı, bunu yapmaya güçlerinin yeterli olduğuna işaret ediyor.
Bölge o kadar
gerilimli
bir noktaya geldi ki, artık bu bile
“muhtemel”
görünüyor. Böyle bir saldırı, Dubai efsanesinin sıfırlanması demektir. Sonrasında neler olabileceğini tahmin etmek bile zor.
SİYASİ ARAYIŞ DEĞİL, “GÖREVLENDİRME”..

Şimdi:

Selçuklu’dan beri devam eden tarih akışına
, devletler sürekliliğine..
Cumhuriyet’in kuruluşuna ve
bugüne kadar gelinen siyasi tarihe..
Türkiye’nin neyi temsil ettiğine ve neye gücü yeteceğine..
Bu ülkenin
kimler için vatan kimler için tehdit
görüldüğüne..
Ekonomik saldırılardan
siyasi dizayn
projelerine..
Güney’den
“çevreleme”
den içeride buna bağlı
“cephe inşası”
na..
Demokrasinin olmazsa olmazlarından
siyasi partilerin neden terör örgütleriyle aynı paydada
yer aldığından
“muhafazakâr muhalefet”
projesi için kimlerin sahaya sürüldüğüne..
Neden hepsinin ortak amacının
“Erdoğan’ı devirip Türkiye’yi durdurma”
olduğuna..

Bu hedefi onların önüne kimlerin koyduğuna…

Bugünlerde
yeni siyasi saflar
belirleyenlerin aslında bir arayışta olmadığına,
ortada bir “görevlendirme”
olduğuna..

Bir daha bakalım…

HEPSİNİN DERDİ,
İTİRAZI “KİŞİSEL”..
“HAKKANİYET”, “AHLÂK”,
“ERDEM” NUTUKLARIYLA TRAJİK ÇÖKÜŞE GİDİŞ..
AK Parti’den ayrılıp
o cepheye koşanların hepsinin derdinin “kişisel” olduğunu
gördüm.
Hiçbirinden bir siyasi tez
,
yeni bir siyasi dil
,
“daha iyi bir Türkiye”
vaadi, ülkemizi tehdit edenlere karşı bir
itiraz
görmedim.
İtiraz edemezler,
tek bir söz söyleyemezler
çünkü
beklentileri
oradan. Kendilerini sundukları yer orası.
“Çokuluslu koalisyon”un
içerideki organizasyondan ihale kapma, iktidar devşirme derdindeler..
Ama bunları “ahlâk”, “erdem”, “hakkaniyet”, “dava yoksunluğu” gibi, bu güzelim kavramları mahvederek pazarlamaları, trajik bir çöküştür
.
Coğrafyamız büyük bir
fırtınaya
doğru sürükleniyor. Neredeyse bütün Batı dünyası buralarda cepheler açıyor.
Türkiye ana hedef
haline getiriliyor. Ama onlarda
hiç ses yok.
BU SANSÜRE
NİYE SES ÇIKARMADINIZ? KİMLERDEN, NEDEN
ÇEKİNİYORSUNUZ?
Siyaset kulislerinde, gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında, sanki hiç böyle bir şey yokmuş gibi, şov peşindeler
.
PKK’ya sinyal gönderme
, CHP’ye sinyal gönderme,
muhafazakâr muhalefet oluşumlarına sinyal gönderme
derdindeler.
İBB Şehir Tiyatroları, Necip Fazıl’ın, Mustafa Kutlu’nun, İskender Pala’nın oyunlarını yasaklamış. Tek bir itiraz yükselmiyor. Neden?
Hani Necip Fazıl’ı dilinizden düşürmüyordunuz?
Bunların
yılların emekleri, acıları, bedelleri
ile inşa edildiğini unuttunuz.
Hoyratça harcıyorsunuz. Zihinleri dağıtıyor, inancı sarsıyor, kalpleri karartıyor, hırs ve tamahla her şeyi yıkıyorsunuz
.
Süslü
sözlerinizden başka hiçbir şeyiniz yok. Alın işte yüksek siyasetiniz. Alın işte beraber yola çıktıklarınız.
“KALE KAPILARINI İÇERİDEN AÇANLAR”
Milliyetçiyim derler PKK ile kol kola girerler. Muhafazakârım ya da İslâmcıyım derler PKK ile, ABD ile, gizli gizli İsrail ile iş tutarlar
. Ülkeleri bölecek çokuluslu senaryolara
kapı aralar
lar.

Durun, daha neler göreceksiniz? Daha neler yapacaklar ve siz tek kelime konuşamayacaksınız!

Bütün bunlar,
“Kale kapılarını içeriden açanlar”
ın marifetleriyle oldu.
Biz Türkiye’ye bakalım.
Bizim eksenimiz Türkiye
. Onu güçlendirmeye, korumaya, koruyup kollamaya bakalım.
Bir sabah
bambaşka bir coğrafyaya, bambaşka bir dünyaya
uyanabiliriz.
Bir sabah
Husi İHA’ları sadece Dubai’yi vurmaz
. Başkalarının İHA’ları da başka yerleri vurma plânları yapıyor. Arkalarında ABD, Avrupa ülkeleri, İsrail ve
“içerideki cephe”..
Buna hazırlanıyorlar.

İşte o zaman ne yapacağız, onu düşünelim, ona hazırlanalım.

SURİYE’DEN ‘TÜRKİYE
CEPHESİ’ AÇANLAR,
SAVAŞI
‘İÇERİ’ TAŞIMAK
İÇİN TOPLANIYOR
Suriye’de savaş çıkarmak için can atanların,
“Durun burada bir sorun olabilir” diyenleri tehdit edenlerin hiçbiri piyasada yok.
Onlar şimdi Erdoğan karşıtı,
“muhafazakâr muhalefet”
örgütleme derdinde. Onlar o zaman aslında
“Türkiye Cephesi”
açmak için uğraşıyorlardı. Bunu burada yapamayacaklarını anladılar, şimdi
“Türkiye Cephesi”
açmaya çalışanların yanına koşuyorlar.
Hangi davadan, siyasi kimlikten, hakkaniyetten söz ediyorsunuz siz!
ABD ve İsrail’in
“Suriye’den çevreleme”
sine
paralel siyasi yol
belirleyenlerin içinde bulundukları cephenin, bu ülkeyi
felâkete sürükleme, küçültme, vesayet altına alma
dışında hiçbir siyasi rolü yok, olmayacak.
HANGİ FOTOĞRAFA
BAKARSAN BAK, AYNI
FIRTINAYI GÖRÜRSÜN

Soğukkanlı bir özet yapılırsa:

Korku pazarlama
değil, yanı başımızda
çok büyük bir güç yığınağı
var. Bu yığınak ülkemizi açıktan
tehdit
ediyor.
Basra Körfezi’nden Kızıldeniz’e
, Suriye’nin kuzeyinden
Anadolu içlerine
kadar bir fırtına ekiliyor.
Olağanüstü bir durum söz konusu.
Hangi fotoğrafa bakarsanız bakın, aynı fırtınayı göreceksiniz
. Öyleyse bir adım sonrasına hazırlık zamanı. Bugün Türkiye için bundan daha öncelikli hiçbir şey yok.
#Suriye
#ABD
#PKK
#Selçuklu Devleti
#Hakkaniyet