* 2023’te dünya, olağanüstü bir gücün doğuşuna tanık olacak. * “Türkiye Ekseni” 21. yüzyılın en güçlü siyasi söylemi olacak. * Bunun Doğu Akdeniz’i var.. Daha Doğu Karadeniz’i var. O “makûs talih” sona erdi..

04:0025/08/2020, Salı
G: 25/08/2020, Salı
İbrahim Karagül

Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz keşfi sadece bir başlangıç. Keşfedilen yataktan daha derinlere inildikçe yeni kaynaklar bulacağız. Keşfedilen yerin daha geniş çevresinde yeni kaynaklara ulaşacağız.Çok yakın bir gelecekte ardı ardına yeni müjdeler, sürprizler duyacağız. Bugün 320 milyar metreküp olan o gaz rezervleri trilyon metreküplere çıkacak. Doğal gazın yanında petrol sondajlarından da benzer haberler alacağız.Daha Doğu Karadeniz’i var. Bunun Doğu Akdeniz’i var.. O “makûs talih” yenilmiştir.Bunun

Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz keşfi sadece bir başlangıç. Keşfedilen yataktan daha derinlere inildikçe yeni kaynaklar bulacağız. Keşfedilen yerin daha geniş çevresinde yeni kaynaklara ulaşacağız.

Çok yakın bir gelecekte ardı ardına yeni müjdeler, sürprizler duyacağız. Bugün 320 milyar metreküp olan o gaz rezervleri trilyon metreküplere çıkacak. Doğal gazın yanında petrol sondajlarından da benzer haberler alacağız.

Daha Doğu Karadeniz’i var. Bunun Doğu Akdeniz’i var.. O “makûs talih” yenilmiştir.

Bunun daha Doğu Karadeniz’i var. O bölgelerden de benzer haberler gelecek. Ama asıl bunun Doğu Akdeniz’i var. İskenderun Körfezi, KKTC’nin doğusu ve güneyi muhtemelen bize Karadeniz’den daha büyük kaynaklar sunacak.

Türkiye, etrafı petrol ve doğal gaz kaynaklarıyla çevrili bir ülke. Bölgemizdeki enerji kaynaklarının keşfinden bu yana fakirliğe mahkûm edilen bu ülke, “Sizde kaynak yok” denilen bu ülke, tam anlamıyla “makûs talihini” yenmiştir.

Türkiye artık “kaynak ülkesi” haline de geldi.

Bu yoklukta insan kaynağını güçlendirerek, teknolojisini güçlendirerek, sanayi yatırımlarını güçlendirerek ayakta kalmaya çalışan, bu yönde yatırımları ile olağanüstü bir yere ulaşabilen bu ülke, artık “kaynak ülkesi” de olacak, oldu.

Ne kadar baskı, ne kadar saldırı gelirse gelsin, kaynak ülkeleri ekonomik olarak hep ayakta kalmayı bilir. Hiçbir yaptırım onları dize getiremez. Türkiye için artık ekonomik saldırıların da hükmü sona eriyor.

Büyük zihinsel devrim, siyasi aklın millileşmesi, yeni “yükseliş dönemi”.

Çok büyük bir zihinsel devrim yaşadı bu ülke. İçerideki sistemik dönüşümünü, milli dış politikasını, milli ekonomi politikasını kökten değiştirdi. Vesayete dayalı bütün kurumları ve çevreleri ya dağıttı ya zayıflattı.

Tarihini, coğrafyasını, vatan kavramını, yüzyıllara dayanan siyasi genetiğini yeniden keşfetti ve ona göre bir yol çizdi. Siyasi aklını, toplumsal idrakini buna göre yeniden formatladı. Kurumlarını buna göre yeniden dizayn etti.

Türkiye, yüz yıllık aradan sonra, kendini yüz yıl koruma altında tuttuktan sonra harekete geçti. Bu, çok büyük bir uyanıştı. Biz buna “yeni yükseliş dönemi” dedik.

“Türkiye Ekseni” 21. yüzyılın en güçlü siyasi dili.

Selçuklu-Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti devletler sürekliliği güçlenerek devam ediyor, tarih ve coğrafya inşa edici siyasi genetik yeniden sahaya iniyordu.

Türkiye, Osmanlı’nın çöküşünden sonra ilk kez, bir akıl sıçraması, tarih sıçraması başlatıyordu. Basra Körfezi’nden Kızıldeniz’e, Kafkaslardan Doğu Akdeniz’e, Anadolu’dan Balkanlara ve Karadeniz’e uzanan hatta Afrika’nın derinliklerine inen, Güney Asya’da etkisi hissedilen bir güç inşası başlatıldı.

Bir “Türkiye Ekseni” kuruldu. Bu eksenin siyasi dili dalga dalga yayılıyor şimdi.

Bütün saldırılar işte bu yüzden yapılıyor.

15 Temmuz dâhil, bütün saldırılar bu amaçla yapıldı. İçeride bu amaçla siyasi partiler tek cephede toplandı. Bütün terör örgütleri Türkiye üzerine salındı. Irak’tan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den Ege’ye Türkiye’nin etrafında cepheler kuruldu.

Birbiriyle alakası olmayan partiler nasıl içeride birleştirildiyse, birbiriyle alakası olmayan ülkeler de etrafımızda bize karşı birleştirildi. Bütün yönlerden ve çevrelerden kuşatma harekâtı için çokuluslu saldırılar yapıldı, Türkiye karşıtı konsorsiyumlar oluşturuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırıların tek sebebi budur. Berat Albayrak’a yönelik saldırıların tek sebebi budur. İçeriden ve dışarıdan aynı anda yürütülen bu saldırılar tek bir planın parçasıdır.

Çünkü Türkiye’yi bu güce ulaştıran herkes hedeftir. Direnç hatları kurulacak!

Çünkü; Türkiye’yi bu güce ulaştıran herkes hedeftir. Kim bu güç inşasına öncülük ediyorsa, destek veriyorsa, katkıda bulunuyorsa, bu öncülerle beraber yürüyorsa hedef oldu, hedef olacaktır.

Ama Türkiye, pes etmedi. Korkmadı. Yavaşlamadı. Teslim olmadı. Bunları hiçbir zaman yapmayacak. Saldırılara, kuşatmalara karşı daha da sert cevaplar üretti.

Onlar nerede cephe kurmuşsa o cephenin arkasında kendi cephesini kurdu. Onlar nerede saldırı yapmışsa, onların arkasında daha güçlü direnç hatları oluşturdu.

Dünyanın merkez güçleri erirken Türkiye güçleniyor.

Büyük atılımlara, çok büyük projelere girişti. Pandemi döneminde dünyanın bir numarası oldu. Bütün hizmet alanlarında dünyaya kalite öğretti. Savunma alanında olağanüstü bir sıçrama gösterdi. Jeopolitik aklını inanılmaz biçimde seferber etti, sonuçlarını gördü.

Siyasi, askeri, kültürel kimlik, soft power, jeopolitik akıl, teknoloji, yaşam konforu gibi bildiğimiz bütün alanlarda, dünyanın merkez güçleri erirken Türkiye güçlendi. Bütün bu alanlarda hiçbir şey yapamayanlar, onu ekonomik alanda vurmak için ardı ardına, açık ve örtülü saldırılar yapıyordu.

Peki, bu haber neden yüz yıl sonra geldi! Not edin! Bu başlangıç..

Çünkü Türkiye ne kadar üretirse üretsin “kaynak ülkesi” değildi. Bu da onun zayıf tarafını oluşturuyordu. Karadeniz’den gelen haber, hem de 2023’e iki yıl kala gelen haber, sadece başlangıç. Bu haberin yüz yıl sonra gelmesini bir kenara not etin.

Türkiye bu haberle, operasyona açık son güvenlik hattını da sağlama aldı. Artık hiçbir güç, bu ülkeyi durduramayacaktır. “Erdoğan’ı devir, Türkiye’yi durdur” sahaya sürdükleri son plandı. Artık bu mümkün değil. Değiştirecekler. “Durduramıyoruz bari yavaşlatalım” dönemi başlatacaklar.

2023’te dünya olağanüstü bir gücün doğuşuna tanık olacak.

Bu ülkeyi seven herkes şunu bilmeli ki; Dünya 2023’te olağanüstü bir güce tanık olacak. Türkiye; bölgesel ve küresel güç haritasını derinden sarsacak.

Selçuklu’dan sonra, Osmanlı’nın kuruluşundan sonra, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra yeni ve çok zinde bir güç dünya siyaset alanının, küresel ekonomik alanın ana paydaşlarından biri olacak ve o Türkiye.

Biz buna “Türkiye Ekseni” dedik. Bu eksenin ilişki ağının, etki ağının nerelere uzandığını, yeryüzünün orta kuşağını nasıl sarsacağını sadece bir haritaya bakarak göreceksiniz.

Bu eksenin karşısında duran, onunla yol yürümeyen her ülke, her güç, içerideki her siyasi çevre kaybedecek.

Muhalefet milli kimlikten kopuyor.

Türkiye, bu haberle, en zayıf yanını onardı. Ana saldırı alanını kapattı. Bu haber, yeni gelecek müjdeler, üç yanı denizlerle çevrili ülkemizi coğrafyanın ve dünyanın güç merkezine dönüştürecek.

Anadolu ile bir yüz yıl direndik. Mavi Vatan ile denizlerimiz üzerinde bir kalkan kuruyoruz. Bu, zenginlik ve güç kalkanıdır. Hiç kimse, Türkiye’yi 20. yüzyılın ezberleriyle konuşmasın. Oralara çekmeye çalışmasın. Yoksa bu yüzyılı kaçırır.

Muhalefet partilerinin, çevrelerinin, eski vesayetçi güçlerden iktidar umanların, ülkemizin iyiliğine inanamamaları, sevincine katılamamaları bu yüzden.

Milli kimlikten uzaklaşıyorlar. İçerideki ve dışarıdaki cephe Türkiye’yi durdurmak için nasıl ortak çalışıyorsa, Türkiye, dışarıyı etkisizleştirdikçe içerisi de kaybedecektir. Bu olağanüstülükler çağında, Türkiye’nin sürprizlerine karşı yapabilecekleri hiçbir şey olmayacak.

#Milli Kimlik
#Türkiye
#Eksen