*Türkiye’yi kundaklamak. Bu açık bir “iç tehdit”tir! *İçerideki ezikler, muhalif liderler, terör örgütleri... Senaryoya bak!

04:009/08/2021, Pazartesi
G: 9/08/2021, Pazartesi
İbrahim Karagül

Hemen her hafta yeni bir “kriz” üretiliyor. Yeni bir tartışma başlatılıyor. Toplumsal uyumu, morali, huzuru sabote edecek konular özellikle seçiliyor. Ülkemizin sinir uçları üzerinde tam anlamıyla oyun oynanıyor. Türkiye’nin varlığına karşı bir savaş yürütülüyor.Din, etnisite, mezhep, siyasi kimlik hepsi bir çatışma alanı olarak öne çıkarılıyor. İnançlar, değerler aşındırılıyor, toplumsal dayanışma ruhu sabote ediliyor. Ülke adeta büyük felaketlerle, büyük savaşlarla, büyük zorluklarla mücadele

Hemen her hafta yeni bir “kriz” üretiliyor. Yeni bir tartışma başlatılıyor. Toplumsal uyumu, morali, huzuru sabote edecek konular özellikle seçiliyor. Ülkemizin sinir uçları üzerinde tam anlamıyla oyun oynanıyor. Türkiye’nin varlığına karşı bir savaş yürütülüyor.

Din, etnisite, mezhep, siyasi kimlik hepsi bir çatışma alanı olarak öne çıkarılıyor. İnançlar, değerler aşındırılıyor, toplumsal dayanışma ruhu sabote ediliyor. Ülke adeta büyük felaketlerle, büyük savaşlarla, büyük zorluklarla mücadele edemeyecek hale getiriliyor.

Özenle seçilmiş konular, “Karargâhlar” ve “ekipler” üzerinden servis ediliyor...

Kriz, çatışma, tartışma konuları özenle ve bilinçli olarak seçiliyor. İnsanların damarına basacak, onları yerinden hoplatacak, kuvvetle muhtemel önceden belirlenmiş konular bir anda bir bomba etkisiyle milletin üzerine salınıyor.

Bütün bunlar sistematik bir kurgu ile belirleniyor ve işleniyor. Belli “karargâhlar” üzerinden toplumsal çatışmaya ayarlı biçimde servis ediliyor. Muhalefet çevrelerinde oluşturulan “ekipler” üzerinden Türkiye’nin temel meselesiymiş gibi pazarlanıyor.

Siyasi partiler, muhalif liderler, terör örgütleri... Senaryoya bak!

Ardından siyasi partiler konum alıyor. Tartışmayı kitleselleştiriyor. Ardından muhalif siyasi liderler konum alıyor, tartışmayı Türkiye için bir krize dönüştürüyor.

Sonra terör örgütleri (FETÖ, PKK vs) konum alıyor, “ağ”ları üzerinden içeride ve dışarıda pazarlıyor. En sonunda dışarıdaki medya konum alıyor. Dünyaya; “hastalıklı bir Türkiye” fotoğrafı sunuyor.

İş başladığı yere dönüyor. Dışarıda kurgulanıyor, içeride pişiriliyor, yine dışarıda tamamlanıyor. Bir proje ABD, Avrupa ve BAE’de başlatılıyor, yine buralardaki karargâhlarda sonuçlandırılıyor.

İçerideki ezikler, kullanışlı silahlar... Karargâh dışarıda!

İçeride rol alanlar ise, onların silahını kuşanıyor, Türkiye’yi vuruyor. Ve her tartışma, her kriz, yangın gibi doğal afetler üzerinden yürütülen her saldırı, aynen bu yöntemle yürütülüyor.

Yalanları geçtik, siyasi proje olarak yalan kampanyalarını da geçtik. Türkiye’nin geleceğini tehdit eden çok ciddi bir siyasi kurgu ile, siyasi proje ile karşı karşıyayız.

Bu projenin merkezi Türkiye değil. İçerideki muhalif siyasi partiler değil. Yine içerideki amansız Türkiye düşmanları da değil. Onlar sadece kullanışlı silahlar, zaman ayarlı bombalar.

Dışarıdaki merkezler, onların içlerindeki kötülükleri, düşmanlıkları, kini, nefreti, kişisel hesapları inanılmaz bir başarı ile, belirledikleri “Türkiye Projeleri” için kullanıyor. “Zaaflar”a yatırım yapıp, “içerideki zayıflar” üzerinden mutlak sonuçlar alıyorlar.

Bilginin, hızın, aklın sınırları. Çokuluslu şirket diktatörlüğü.

Dünya olağanüstü bir dönemden geçiyor. Sadece COVİD salgını değil, 21. yüzyıl tam anlamıyla bir olağanüstülükler çağı olacak. Bilginin, hızın, aklın sınırlarında dolaşan insan ırkı, bireylerin köleleştirildiği, toplumların savunmasız kaldığı, çokuluslu şirketlerin diktatörleştiği, yeni toplum ve dünya düzeni şekillendirmeye çalıştığı bir çağa tanık oluyor.

İklim değişiklikleri, toplumsal huzursuzluklar, gelir adaletsizlikleri, çokuluslu şirketlerin kendilerini devletlerin yerine ikame etmeye çalışması, terör örgütlerinin “devlet”leştirilmesi, toplumların çokuluslu şirketlerin oyuncağına dönüşmesi, kibir ve açgözlülüğün insanlığı toptan tehdit etmesi bunlardan sadece birkaçı.

İşte, içeriden vurmak bu yüzden “iç tehdit”tir.

Milletlerin önünde iki seçenek var. Ya ülkelerini, toplumlarını, varlıklarını savunmaya geçecekler, bu yönde olağanüstü güce yatırım yapacaklar, ya da çözülüp dağılacaklar. Küçük bir yeryüzü azınlığı, azgınları, şirketleri bütün ülkeleri, insanları kaynakları talan edip insanlığı tehdit edecek.

Bugün verilen, yarın verilecek mücadele budur. Öyleyse, bu tehlikelerle hep birlikte mücadele etmek esastır. İşte Türkiye, birçok ülke gibi, bu mücadeleyi veriyor. Coğrafyanın sarsıntılarına, küresel ölçekte çözülmelere karşı güç inşa etmeye, amansız bir mücadeleye hazırlanıyor.

Tam böyle bir anda ülkemizi içeriden zayıflatacak, zaafa uğratacak her hareket bir iç tehdittir. Milletimize, varlığımıza yönelik bir tehlikedir. Bilinçli ya da bilinçsiz, her hareket hepimize zarar vermektedir.

Asla muhalefet değil bu. Açık Türkiye düşmanlığı...

“Muhalefet” görünümü altında bir iç tehlike servis ediliyor. Mesela orman yangınları ile mücadeleyi zaafa uğratacak şekilde konuyu başka yerlere çekmek, hedef şaşırtmak, devleti zayıf göstermek, milletin hassasiyetlerini provoke etmek bir iç tehdittir.

Yangında sabotaj varsa, onu araştıracakken perdelemeye çalışmak büyük bir kötülüktür.

Yapılanların muhalif olmakla alakası yoktur. Muhalif olmayı Türkiye’yi vurmak olarak algılayanların, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vuracağım diye Türkiye’ye vuranların, Erdoğan’ı devirmek için Türkiye’nin felaketine yatırım yapanların ülkeye verdiği zarar konusunda toplumsal bir bilinç dalgası inşa edilmelidir.

Sırada ne var? Bakın, aynı şeyi yapacaklar!

Türkiye için yakın tehdit budur. Terör, dışarıdan saldırılar, bir takım ülkelerin ekonomik savaşları ve “Türkiye’yi durdurma” planlarıyla mücadele etmeyi biliyoruz. Ama içeriden saldırılar, yüzyıllardır kurduğumuz bütün devletleri, imparatorlukları mahvetmiştir. Büyük tehlike budur.

Bu kötülüğü son bir hafta bir kez daha yaşadık. İnanın önümüzdeki hafta yeni bir ajanda ile, yeni bir krizle karşımıza çıkacaklar. Yine aynı yöntemi uygulayacaklar.

Dışarıda hazırlanacak, içerideki karargâhlardan servis edilecek, muhalif partiler tarafından kitleselleştirilecek, fonlanan medya tarafından beslenecek, muhalif liderler tarafından iç çatışma tezine dönüştürülecek.

Bekleyin, göreceksiniz…

Gelin bu kötülükle birlikte mücadele edelim!

#Türkiye
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#PKK
#FETÖ
#Kriz
#Muhalefet