Akşener’in utanç sözleri. Yıkıcı ‘iç müdahale’nin sivil askerleri saldırıyor. Bu nefret dili talimattır!

04:0020/05/2021, Perşembe
G: 20/05/2021, Perşembe
İbrahim Karagül

ABD; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kudüs ve Filistin konusundaki hassasiyetinden kaygı duyuyormuş!İsrail’e bu katliam sırasında bile silah sevkiyatı yapan, Filistin halkınıntoptan imhasına alabildiğine destek veren yeryüzünün en büyük Yahudi devleti ABD’ninkaygısı bizim için onurdur.Cenin Katliamınave Gazze katliamlarına ortak olan,özel birimlerini İsrail askerleri ile birlikte savaşa sokan, Filistinlileri avlayan ABD’nin ahlâksızca tutumu,bizim için yok hükmündedir. Sadece ve sadeceöfkemizi daha da

ABD; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kudüs ve Filistin konusundaki hassasiyetinden kaygı duyuyormuş!
İsrail’e bu katliam sırasında bile silah sevkiyatı yapan, Filistin halkının
toptan imhası
na alabildiğine destek veren yeryüzünün en büyük Yahudi devleti ABD’nin
kaygısı bizim için onurdur.
Cenin Katliamına
ve Gazze katliamlarına ortak olan,
özel birimlerini İsrail askerleri ile birlikte savaşa sokan, Filistinlileri avlayan ABD’nin ahlâksızca tutumu,
bizim için yok hükmündedir. Sadece ve sadece
öfkemizi daha da artırmakta,
daha çok
bilenmemizi
sağlamakta, daha
kararlı
hareketlerimizi
teşvik
etmektedir.

Sizi daha çok üzeceğiz!

Bundan sonra
çok fazla kaygı duyacaklar
. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Akdeniz’de, Karadeniz’de, Ege’de, Kudüs ve Filistin’de, Ortadoğu dedikleri bu coğrafyanın tamamında
her hareketimizden, her hesabımızdan, her planımızdan endişe edecekler.
Bizi
dikkatle izleyecekler.
Ne zaman, nerede,
ne yapacağımızı tahmin etmeye
çalışacaklar. Bizi
öngörmeye, çözmeye,
bize karşı önlemler almaya çalışacaklar. Ama
başaramayacaklar
. Çünkü
o akıl bu tarafta artık. O kimlik, o bilinç, o siyasi iddia bizim tarafta.

Muhteşem dönüşün sarsıntısı Atlantik kıyılarına ulaşmış.

Muhteşem geri dönüşün jeopolitik,
siyasi, kültürel
sarsıntıları
,
Avrupa’da, Atlantik’te, ABD kıyılarında yansıyacak.
Çünkü bizim
tarihe ve coğrafyaya
dönüşümüz; Filistinlileri korumak, sadece İsrail’i durdurmakla sınırlı değil.
Biz, coğrafyanın sahibi olarak, yerlileşmesi olarak, kendine gelmesi olarak, son bin yılın hafızası olarak,
bütün
sömürge artıklarından kurtulma
amacıyla döndük.
ABD ve Avrupa’nın, İsrail’in, bölgede onların kontrolü altındaki rejim ve liderlerin bu büyük dönüşe karşı
yüzyılların öfkesiyle, hafızasıyla cevap vereceğini biliyorduk.
Bize karşı
ilan edilmemiş savaş
larını,
dışarıdan kuşatma ve içeriden işgal
olarak formatladıklarını biliyorduk. Son on yılda,
en ahlâksız saldırılar
şeklinde yaşıyorduk.

Yıkıcı iç müdahalenin sivil askerleri bunlar!

ABD kaygısının
aynısı içeride
de var.
İçeriden kuşatma için ayarlananların sözleri
ne, kullandıkları cümlelere dikkat edin.
İsrail ağzı konuşuyorlar.
İsrail ağzı çok tepki çeker diye korktukları için
ABD ağzı, Avrupa ağzı konuşuyorlar.
“Muhalefet” adı altında çokuluslu hesapların, Türkiye’yi durdurma
planlarının,
Erdoğan’ı devirme
girişimlerinin sözcülüğünü yapıyorlar. Sadece sözcülük olsa neyse…
Bütün
terör örgütleri ile ortaklık kurup, bütün finansal terör aygıtları için harekete geçip, yıkıcı bir “iç müdahale” yürütüyorlar.
ABD silahı ile, Avrupa silahı ile, İsrail silahı ile saldırıyorlar.
Kudüs
konusunda bile, çocukların öldürülmesinde bile, kitlesel kıyımlara karşı bile
ABD safında, İsrail safında nasıl durduklarını
gördük.

Akşener’in ahlaksız sözleri. Koro halinde aynı cümleler..

CHP’nin İyi Parti’ye, HDP’den (PKK) AK Parti’den ayrılan muhafazakâr muhalefete
kadar hepsinin koro halinde aynı cümleleri kullanması, aynı tavrı sergilemesi, aynı şekilde
Türkiye’nin felâketine yatırım yapması,
Türkiye’ye karşı kurulan en büyük tuzak, Türkiye’ye karşı yürütülen
21. yüzyılın en büyük projesidir.
İyi Parti lideri
Meral Akşener
’in, önceki gün yaptığı konuşma,
dışarıdaki çevrelerin içeride ördüğü ağlara ilişkin çarpıcı bir örnek
oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Netanyahu ile bir tutan, Türk askerini İsrail askeri ile bir tutan, Türkiye’yi İsrail’le eşleştiren ahlâksız, sorumsuz cümleleri,
bir siyasi parti liderinin nasıl
kontrolden çıktığı
nın, nasıl intikam sancıları çektiğinin, nasıl dışarıdan dayatılan göreve mahkûm olduğunun nasıl bir zihinsel esaret altında olduğunun göstergesidir.

FETÖ ve PKK’nın cümleleri bunlar!

Siyasi edepten yoksun,
Türkiye eksenine karşı kurulan bu yapının,
ileride hangi iç operasyonlar için hazırlandığına varın siz karar verin. FETÖ’den boşalan yerlere ikame edilen, FETÖ-PKK ortak siyasi dilini resmi siyasi görüşüne dönüştüren
bu projenin siyasetle, muhalefetle zerre alakası yok.
Emin olun;
Kemal Kılıçdaroğlu
da, muhalefet ittifakı altındaki bütün parti liderleri de
aynı düşünüyor,
aynı yerde duruyor, aynı yerden harekete geçiriliyor,
aynı projede görev alıyor.
Onlar;
1917’de Kudüs’e giren İngiliz askerlerinin,
Çanakkale’ye gelen İngiliz askerlerinin,
Kûtu’l-Amare
’ye gelen İngiliz askerlerinin,
Anadolu’yu paramparça eden, coğrafyayı bin parçaya bölüp talan eden
işgal güçlerinin
siyasi hedeflerini temsil ediyor.

Bu muhalefet değil, içeriden müdahale... Bu bir nefret dilidir.

Bu siyasi cephe,
bu iç cephe açık açık nefret dili kullanıyor. ABD aşırı sağı
nasılsa,
İsrail aşırı sağı
nasılsa, Avrupa
Nazileri
nasılsa, Avusturya’da hükümet binasına İsrail bayrağı asanlar nasılsa öyle bir
Türkiye nefretini içeride dağıtıyor.
Kimse bizi bunun bir “muhalefet söylemi” olduğuna ikna edemez.
Kimse bunun iç iktidar mücadelesinin bir yöntemi olduğunu söyleyemez. Bu bir içeriden işgal, içeriden kuşatma,
içeriden çökertmeye ayarlı
siyasi operasyondur.
ABD’nin yıllarca dünyanın bir bölümüne uyguladığı, yalan ve kurgularla dolu yıkıcı dil, içeriye servis edilmiş, içeriden Türkiye’ye karşı kullanılır olmuştur.
On yıllardır PKK’nın yol açtığı yıkımın sebebi neyse, FETÖ’nün darbe ve soygunlarının sebebi neyse bu siyasi dilin sebebi de odur.

Kaset komplosu ile CHP’ye, Meral Akşener ile MHP’ye, ‘muhafazakâr muhalefet’le AK Parti’ye operasyon yapıldı.

Türkiye’yi
dışarıdan kuşatanlar en korkunç cepheyi içeride
kurdu. Ülkenin dağılmasını,
parçalanmasını bile normalleştiren
bir görevlendirme bu.
Önce CHP’ye operasyon yapıldı. Kaset komplosu
ile Baykal devrildi, Kılıçdaroğlu partinin başına geçirildi.
CHP Türkiye ekseninden çıkarılıp
Türkiye’ye karşı konumlandırıldı,
terör örgütleri ile iç içe bir yapıya
dönüştürüldü.
Sonra aynı operasyon MHP’ye
yapıldı. Parti bölündü, vesayet taraftarı olanlardan,
FETÖ angajmanları ile Türkiye Ekseni’ne karşı bir parti kuruldu.
MHP operasyonu da tamamlandı.

“İç cephe” böyle tamamlandı, sonra Türkiye’ye saldırı başladı.

Sonra
AK Parti’ye operasyon
başlatıldı.
Erdoğan’ın yanında görevlendirilen kişi ve çevreler, talimatla oradan koparıldı,
yeni partilere dönüştürüldü. AK Parti operasyonu da böyle tamamlandı.
Benzer müdahaleler cemaatlerden sivil yapılara kadar birçoklarına yapıldı.
En sonunda hepsi tek çatı altında toplandı.
Ulusalcısı, sağcısı, solcusu, küresel finans lobisinin temsilcisi, muhafazakârı tek cephe
oldu.
Yani
her siyasi renkten, kimlikten ekipler kurulup cephe tamamlandı.
Şimdi
topyekûn Türkiye’ye saldırıyorlar.
Savaş başladı.

En sert çatışmayı izliyoruz.

Dışarıdan müdahale ile içerideki direnişin en sert çatışmasını izliyoruz.
2023’e kadar bu daha da şiddetlenecek. Bu, yüzyılların hesaplaşmasıdır ve bütün coğrafyada devam etmektedir.
Kim kazanacak göreceğiz.
Türkiye, Anadolu, Selçuklu/Osmanlı siyasi genetiği tarihe dönerken,
bence,
umutsuz bir arayış
bu. Zafer kazanıldığında, kimlerin
hangi işgal cephesinde olduğu
nu daha net göreceğiz.
Akşener’in ve muhalefetin kullandığı ahlâksız, sorumsuz, yıkıcı siyasi dilin tek sebebi budur.
Bütün kutsalların yerle bir edildiği bir acınası durumu izliyoruz.
#Meral Akşener
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Netanyahu
#İsrail
#Filistin