- ‘Siyasi terör’, ‘ekonomik terör’: Bu açık bir müdahale sürecidir. - Seçim dışı arayışlara ortam hazırlamaktır. - Bize “teslim olun, kurtulun” diyorlar.

04:0020/12/2021, Pazartesi
G: 19/12/2021, Pazar
İbrahim Karagül

Cumhurbaşkanı Erdoğan; 40 Afrika liderine ve temsilcisine konuşurken, Afrika tarihinden dünya sistemine, Batı sömürgeciliğinden “Biz bunu birlikte başarırız” vurgusuna, Afrika’nın yüzyıllardır devam eden sömürgecilik tarihinin değiştirilmesinden insanlığın geleceğinde merkeze dönüştürülmesine, Türkiye’nin “birlikte bir ortak gelecek” kurgusu olduğuna dair çok güçlü sözler söyledi.Bu bir uyanış çağrısıydı. Ekonomik, siyasi, zihinsel bir “Ayağa kalkın” çağrısıydı. Dünya yeniden kurulurken “Gelin birlikte

Cumhurbaşkanı Erdoğan; 40 Afrika liderine ve temsilcisine konuşurken, Afrika tarihinden dünya sistemine, Batı sömürgeciliğinden “Biz bunu birlikte başarırız” vurgusuna, Afrika’nın yüzyıllardır devam eden sömürgecilik tarihinin değiştirilmesinden insanlığın geleceğinde merkeze dönüştürülmesine, Türkiye’nin “birlikte bir ortak gelecek” kurgusu olduğuna dair çok güçlü sözler söyledi.

Bu bir uyanış çağrısıydı. Ekonomik, siyasi, zihinsel bir “Ayağa kalkın” çağrısıydı. Dünya yeniden kurulurken “Gelin birlikte yeni bir başlangıç yapalım” çağrısıydı. Yüzyılların sömürgecilerine karşı “Kendiniz olun, Türkiye her alanda yanınızda olacak” sözüydü.

ERDOĞAN’IN HER KONUŞMASI, TÜRKİYE’NİN HER ADIMI, MİLLİ DEVLETİN DURUŞU,MİLLETİN
COŞKULU AKIŞI….

Erdoğan’ın her konuşması, Türkiye’nin her adımı, milli devletin duruşu, milletin akışı artık hep böyleydi. Erdoğan Asya’da konuşurken de, Afrika’da konuşurken de, Orta Asya’da konuşurken de, Ortadoğu’da konuşurken de cümleleri böyleydi. Türkiye duruşu böyleydi.

Türkiye, 21. yüzyıl için kendini merkeze almış, Doğu ve Batı ile ilişkilerini buna göre sıfırdan dizayn etmiş, ortak geçmişi olduğu milletleri harekete geçirmeye çalışmış, bölgesel ve küresel ölçekte var olan düzeni sarsıcı bir yürüyüş başlatmış, bu yüzden çok ağır saldırılara maruz kalmış ve hepsinin üstesinden gelmişti.

BÜYÜK MÜCADELEYİ KÜÇÜK DÜŞÜRMEK… YÜZ YIL SONRA YİNE
O DAMAR SAHNEDE.

Erdoğan’ı, birlikte yürüdüğü kadroları, Türkiye’yi, yüzyılların siyasi genetiğine sahip çıkan milleti anlamayanlar, bu yürüyüşü anlamlandıramayanlar, nefret ve çıkarlarını bunların üstünde tutanlar, Türkiye’ye açık düşmanlık yapanlar, içeride ve dışarıda Türkiye’yi durdurmaya çalışanlar, bu büyük mücadeleyi, hesaplaşmayı küçük düşürmeye, ucuzlatmaya, durdurmaya çalıştılar.

Osmanlı’nın çöküşünde yaşanan sancıların bir benzerini Türkiye’nin yükselişinde yaşıyoruz. O zaman imparatorluğu bitirmeye çalışanlar bugün Türkiye’nin yükselişini engellemeye çalışıyor.

‘OSMANLI’YI PARÇALADIK, TÜRKİYE’Yİ DURDURURUZ.’ YİNE ANADOLU,
YİNE İSTANBUL!

O zaman imparatorluğu paylaşmaya çalışanlar bugün Türkiye’nin dönüşünü engellemeye çalışıyor. O zaman bizi bütün coğrafyadan kovanlar bugün o coğrafyaya dönüşümüzü engellemeye çalışıyor.

O zaman bizi Anadolu’dan bile sürmeye çalışanlar bugün bir kez daha Anadolu’ya hapsetmeye, küçültmeye çalışıyor. O zaman İstanbul’u alanlar bugün de İstanbul’u almaya çalışıyor.

O zaman içeride bunlarla ortak olanlar bugün yine onlarla birlikte çalışıyor. O zaman dışarıdan ve içeriden saldıranlar, bugün de dışarıdan ve içeriden saldırıyor.

O zaman kimler kimlerle ortaksa bugün de aynı ortaklık devam ediyor. O zaman bütün coğrafyada kimler direniyorsa bugün de aynı damar direniyor.

TEZ, SLOGAN YİNE AYNI: TÜRKİYE HEM İÇERİDE HEM
DIŞARIDA ÇARPIŞIYOR.

Yıkılırken de, yükselirken de bize karşı verilen savaşta aynı tezler, aynı söylemler, aynı sloganlar kullanılıyor, aynı zaaflar, aynı zayıflıklar istismar ediliyor.

Oysa biz Anadolu insanı, imparatorluklar nesli, büyük devletler ve medeniyetler genetiği küçük kalamayız, bunu biliyorlar. Küçük kaldığımızda daha da küçüleceğiz biz de bunu biliyoruz.

Türkiye’nin 21. yüzyıl vizyonuna sahip çıkanlarla karşısında duranlar içeride çarpışıyor. Türkiye’yi 21. yüzyılda da rehin almaya çalışanlarla onlarla hesaplaşanlar dışarıda çarpışıyor.

YIKICI KİBİR, YIKICI NEFRET: EKONOMİK TERÖR İLE SİYASİ
TERÖR BİRLİKTE VURUYOR.

Siyasi terörün, ekonomik saldırının, küçük ve bencilce hesapların, kin ve nefretin, kibir ve açgözlülüğün bütün silahlarını sahaya sürdüler. Yıkıcı, imha edici söz ve duruşlara bakınca, niyetlerinin, hesaplarının da imha edici olduğunu gördük.

Siyasi figürler olarak yıllarca bize pazarladıkları isimleri şimdi bir silah olarak üzerimize saldılar. Vatanı-milleti, dini-inancı, değeri sonuna kadar kullananların aslında 19. ve 20. yüzyılda bütün bunları yok etmeye çalışanların emir erleri olduklarını gördük. Bu ölümcül kapışmada nasıl da hemen Türkiye Ekseni’nden çıkıp, efendilerinin safına geçtiğini gördük.

BU DÖNÜŞ, BÜTÜN YAKIN COĞRAFYAYI SARSACAKTIR.
HESAPLAŞMA ÇOK BÜYÜK, ÇÜNKÜ KORKULARI BÜYÜK.

Bu yüzyıl, milletimizin, Türkiye’nin, imparatorluklar genetiğinin büyük hesaplaşma yüzyılıdır. Yeniden coğrafyaya, tarihe, bugüne ve geleceğe dönüş yüzyılıdır.

Bu dönüş, Türkiye ile sınırlı değildir. Afrika’yı sarsacaktır. Ortadoğu’yu sarsacaktır. Orta ve Güney Asya’yı sarsacaktır. Bu dönüş, yeryüzünün ana eksenini, Orta Kuşağı’nı sarsacaktır.

İşte bu kavga bu kadar büyüktür. İşte dışarıdan saldırılar, içeriden ihanetler bu kadar büyüktür. Ne kadar saldırıyorlarsa korkuları da o kadar büyüktür. Gizledikleri ajanda o kadar büyüktür.

KARADAN, DENİZDEN İÇERİDEN VURDULAR. ‘FİNANSAL TERÖR’ VE
‘SİYASİ TERÖR BAŞLADI.

Her yolu denediler. Durmuyorlar. Durmayacaklar. Daha da saldıracaklar. Sınırlardan saldırdılar. Denizlerden saldırdılar. Ankara’dan/İstanbul’dan saldırdılar. Devletin içinden saldırdılar. Terörle, darbe ile, suikast girişimleri ile saldırdılar.

Şimdi yine saldırıyorlar. Dolar silahı ile, finansal terörle saldırıyorlar! “Ekonomiyi çökertirsek bütün jeopolitik hesaplar da çöker” diye umuyorlar. “Milleti infiale sürüklersek, toplumsal isyan dalgası oluşturursak Türkiye içeriden çöker, durdurulur” diyorlar.

“MİLLETİ ÇEKELİM GERİSİ GELİR”:
UMUTLARIMIZI VURUYORLAR.

Türkiye’nin umutlarına, coşkusuna, gelecek hesaplarına, büyük vizyonuna saldırıyorlar. “Milleti buradan çekelim, gerisi gelir” diyorlar. Bunun için içerideki “siyasi teröristler”i sahaya sürdüler.

Üretim patlarken, ihracat patlarken, istihdam artarken, üretimi daha da güçlendirecek adımlar atılırken dolarla vuruyorlar. Küresel tefeciler, içerideki açgözlüler, ellerindeki sermaye gücü ile ekonomik darbe yapmaya çalışıyor.

Kendi çıkarlarını devam ettirmek için, doyumsuzluklarını daha da artırmak için, intikam almak için kirli bir hesabı milletin sırtından servis ediyorlar.

AÇGÖZLÜLER, DOYUMSUZLAR:
“DAHA ÇOK KAZANALIM” DİYE FAKİRLERİ SAHAYA SÜRÜYORLAR.

Dar gelirlileri sahaya sürüp onlar üzerinden Türkiye ile savaşıyorlar.

Devletle hesaplaşırken milleti silah olarak kullanıyor, onların sıkıntılarını iğrenç biçimde istismar ediyorlar.

Dünyada hiçbir ülkede olmayan dolar artışı, kur artışı sadece Türkiye’de oluyorsa bu bir müdahaledir. Türkiye’nin ekonomisi ile başlayıp biten bir olay değildir.

BU AÇIK, NET BİR MÜDAHALE SÜRECİ.
SEÇİM DIŞI ARAYIŞ BAŞLADI.

Bu açık ve net yeni müdahale sürecidir. İntikam bütün Türkiye’den alınıyor. “Teslim olun kurtulun, teslim olun bu saldırıyı durduralım” diyorlar.

Küresel tefecilerin intikam harekâtıdır bu. Ekonomik değil, jeopolitik saldırıdır. Londra-Frankfurt-New York üçgeninin, faiz geliri düşünce finansal darbe süreci başlatmasıdır.

İçerideki fırsatçılar, sırtlanlar eliyle “seçim dışı arayış” başlatıldı!

#Afrika
#Orta Asya
#Erdoğan