Bugün 14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti’nin 18. yılını yazacaktım. Daha doğrusu son 18 yılın analizini yapacaktım. Cumartesi akşamı eve geldim, televizyonu açtım, ne izleyeceğime karar vermeden önce şöyle bir zapping yapayım, dedim.Tele1 diye bir kanala denk geldim. Bir adam konuşuyor, kulak kabarttım. 28 Şubat’tan fırlamış gelmiş gibi sözler sarf ediyor. “Yoksa bir 28 Şubat belgeseli mi” diye sordum. Tekrar baktım ekrana, “canlı yayın” yazıyor. “Kim bu?” diye düşünürken izlemeye devam ettim.
Bugün 14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti’nin 18. yılını yazacaktım. Daha doğrusu son 18 yılın analizini yapacaktım. Cumartesi akşamı eve geldim, televizyonu açtım, ne izleyeceğime karar vermeden önce şöyle bir zapping yapayım, dedim.
Tele1 diye bir kanala denk geldim. Bir adam konuşuyor, kulak kabarttım. 28 Şubat’tan fırlamış gelmiş gibi sözler sarf ediyor. “Yoksa bir 28 Şubat belgeseli mi” diye sordum. Tekrar baktım ekrana, “canlı yayın” yazıyor. “Kim bu?” diye düşünürken izlemeye devam ettim. Altyazıda soyadı “Kaya” olarak verilen kişinin kim olduğunu anlayabilmek için sonuna kadar izledim. Konuşma bitince sunucu çıktı, “CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya’ya teşekkür ederiz” dedi.
Hemen açtım Google’ı taradım. Gerçekten böyle bir genel başkan yardımcısı varmış CHP’nin. Bir kez daha şaşırdım. Son zamanlarda çiçek-böcek, sevgi-kucaklaşma-sarılma, politikası ile sevgi pıtırcığı partisine dönüşen CHP’ye “Ne olmuş böyle” dedim kendi kendime.
Olay, Edremit Belediyesi’nin düzenlediği kitap fuarı açılışıymış. Bu yıl ikincisi düzenlenen fuar, Sabahattin Ali anısına Sabahattin Ali Yılı olarak düzenleniyor. Fuarın açılışında konuşan
Yıldırım Kaya, anlaşılan, ‘Nasılsa aramızda yabancı yok’ diyerek, içinden geçenleri maskesiz söyledi. Yani bildiğiniz normal CHP’li gibi konuştu. Osmanlı’ya sövdü, Atatürkçülük üzerinden bölücülüğe devam etti. 28 Şubat kafasının muhafazakâr insanlarla ilgili bildiği ne varsa söyledi. Bütün bunlara şahsen şaşırmadım.
CHP’deki yeni görüntünün makyaj olduğunu biliyorum.
Şaşırdığım şey; Kaya, konuşmasının Sabahattin Ali bölümünde neredeyse “Sabahattin Ali’yi AKP öldürdü” diyecekti, ona şaşırdım..
Evet, AK Parti’nin kuruluşunun 18. yılı, iktidara gelişinin 17. yılına da sayılı günler var. Evet, AK Parti bu 17 yılda sayısız devrimler yaptı. Evet, AK Parti vesayet odaklarını bitirdi, terör örgütlerinin maskelerini düşürdü. Evet, AK Parti Avrupa’nın makyajını döktü, ABD’nin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkartı. Evet, AK Parti dini değerlere düşmanlıkta zirve yapmış CHP’lilere Kur’ân okuttu. Ama AK Parti, yakın tarihimizdeki Moiz Kohen kafasının ürünü olan yalan yanlış bilgileri ders kitaplarından söküp atamadı, izlerini silemedi.
CHP’li Kaya’nın neredeyse AKP tarafından öldürüldüğünü ima ettiği Sabahattin Ali, İsmet İnönü’nün Milli Şefliği döneminde zindanlara kondu ve 1948 yılında Bulgaristan’a kaçarken yine o dönemde öldürüldü.
17 yılda büyük devrimler yapan AK Parti’nin yeni dönemde yapacağı en önemli devrim, Milli Mücadele’den bu zamana kadar tarih kitaplarında yazılan yalanları tek tek temizlemek olmalı.
19 Mayıs 1919 ile başlayıp 29 Ekim 1923 ile devam edecek olan ‘Kurtuluştan Kuruluşa 100 Yıl’ etkinlikleri dört yıl boyunca devam edecek. Bu etkinlikler aynı zamanda tarihi gerçekliklerle de bezenmeli.
Bu tarihi olaylar ne yazık ki, dönme adı Munis Tekinalp olan Moiz Kohen kafası ile yaşatılıyor.
Yunanlılar 19 Mayıs’ı Pontus soykırımı olarak anıyor. Biz ise 19 Mayıs’ı stadyumlarda birbirimizin omuzuna basarak oluşturduğumuz kulelerle, 23 Nisan’ı çocuk şenlikleri, şarkı türkülerle, 29 Ekim’i de Osmanlı’ya hakaret ederek kutluyoruz.
19 Mayıs’ın gereklerini gençlere anlatmazsak, Mustafa Kemal Atatürk’ün İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan ve bilumum bütün emperyalistlere karşı direnişi başlatmak için Samsun’a çıktığını iyi izah edemezsek, bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu büyük tehdidi, Doğu Akdeniz’i, Suriye’yi Ege’yi gençlerimize anlatamayız
. O günkü emperyalist kafa ile bugünkü emperyalist tuzakların mazisini gençlerimize anlatamazsak, bu kuşatmayı kıramayız. İngilizler tarafından işgal edilmeden önce Meclis-i Mebûsan tarafından kabul edilen ve hem Erzurum, hem de Sivas kongrelerinde teyit edilen Mîsâk-ı Millî sınırlarımızı gençlerimize en iyi şekilde öğretemezsek, bugün Orta Doğu’da, Ege’de, Balkanlar’da Kafkasya’da olup bitenleri hiç anlatamayız.
Evet, tarih kitaplarımızdan
Moiz’in izlerini silmezsek, CHP’li
Kaya’yı dinleyen gençler Sabahattin Ali’nin 1948’de değil, 2018’de öldürüldüğünü zanneder…
#AK Parti
#Yıldırım Kaya
#Edremit Belediyesi
#Fuar
#Sabahattin Ali
#Moiz Kohen
#Munis Tekinalp