Erken aktivasyona rağmen sistem mükemmel

02:3612/08/2019, Pazartesi
G: 12/08/2019, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

Türkiye bir yıl önce resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Sistem tartışmaları Cumhuriyetin kuruluşu kadar eski. Tek partili sistemle başlayan devlet hayatımız çeşitli denemelere rağmen 1947 yılına kadar devam etti. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle oluşan yeni dünya düzeninin de zorlamasıyla başlayan çok partili hayat, 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle kurumsallaşmaya başladı.1950-60 arası Demokrat Parti iktidarı vesayetçi egemenleri epey rahatsız etmeye başlamıştı.

Türkiye bir yıl önce resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Sistem tartışmaları Cumhuriyetin kuruluşu kadar eski. Tek partili sistemle başlayan devlet hayatımız çeşitli denemelere rağmen 1947 yılına kadar devam etti. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle oluşan yeni dünya düzeninin de zorlamasıyla başlayan çok partili hayat, 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle kurumsallaşmaya başladı.



1950-60 arası Demokrat Parti iktidarı vesayetçi egemenleri epey rahatsız etmeye başlamıştı. Nitekim Menderes’in Sovyetler Birliği ile kurduğu diyalog, egemenlerin müdahalesini kaçınılmaz kıldı.
1960’ta 27 Mayıs vesayetçilerinin kurduğu sistem 2017 yılına kadar devam etti
. Arada yapılan müdahaleler sistemi revize etmekten çok, sivil siyasete balans ayarı için yapıldı.
Yeni sistemin temeli aslında 2007 yılında atıldı. CHP’nin Meclis’e cumhurbaşkanı seçtirmemek için dönemin egemenleri ile kurduğu tuzak ellerinde patladı.
CHP’nin cumhurbaşkanı seçtirmeyerek, krizi derinleştirip fiili müdahalenin önünü açma hesabı, Anayasa değişikliği ile boşa çıkartıldı.
2007 yılında cumhurbaşkanı seçme yetkisinin halka verilmesiyle bugünkü sistemin temeli atılmış oldu.

Artık gözler 2014 yılında halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanındaydı. En güçlü aday Recep Tayyip Erdoğan olduğu için de seçimlere iki yıl kala operasyonlar başladı. Önce ömür biçtiler Erdoğan’a. Bekledikleri Azrail gelmeyince de önce MİT krizi, sonra Gezi terörü, ardından da 17-25 Aralık. Bu operasyonlar Erdoğan’ın seçilmesini önleyemedi. Erdoğan seçildiğine göre yapılacak tek şey kalmıştı: Fiili müdahale. 15 Temmuz’da da fiili müdahaleye kalkıştılar.

15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin püskürtülmesiyle hamle sırası tam bağımsız devlet mücadelesi verenlere gelmişti.
Türkiye’deki siyasi istikrarsızlığı her seferinde emellerine alet edenlerin bu imkânları ellerinden alınmalıydı.
Türkiye’nin içeride ve dışarıda karşı karşıya olduğu tehditleri bertaraf etmek için güçlü bir yürütmeye olan ihtiyaç artık ötelenemezdi.
İşte böyle bir atmosferde MHP lideri Devlet Bahçeli, 11 Ekim’de, “Hiçbir şey 14 Temmuz öncesi gibi olmayacak” diyerek yeni Anayasa çağrısı ile 16 Nisan’da referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin önünü açmıştı.
16 Nisan 2017’de kabul edilen Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçildi. Sistem fiilen 2019 Kasım ayında hayata geçecekti. 24 Haziran 2018’de seçimlerin erkene alınması nedeniyle sistem 1 yıl 4 ay erken aktive edildi.
Sistemin erken aktive edilmesinde de yine Bahçeli’nin çağrısı var. MHP lideri Bahçeli, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehditlerin önlenebilmesi için erken seçime gidilerek sistemin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Yani tehditler öne çekilince, sistem de erken aktive edilmek durumunda kalındı.
31 Mart seçimlerinin neticesinden fırsat bulan sistem karşıtları, sistemi tartışmaya açma gayretine girdiler. Sistemden yana imiş gibi görünüp, aslında sisteme gizli muhalif olanlar da buna çanak tutuyor.
Bu bir yıllık süreye bakıldığında sistemin görevini fazlasıyla yerine getirdiğini görüyoruz. En basit örneği tam bir yıl önce başlatılan finansal terörle dolar 7 liranın üzerine çıkarıldı.
Bugün dolar 5.50 lira civarında. Doğu Akdeniz’deki kararlılığımız, Fırat’ın doğusundaki duruşumuz bu sistemin eseridir.
Peki, hiç mi eksik yok? Sistemin kendisinden kaynaklanan bir eksiklik yok, ancak şunu da unutmayalım; Sistem 16 ay erken aktive edildi.
Yani bu süreçte yapılması gerekenler sistem hayata geçirildikten sonra yapılmak zorunda kalındı. Dolayısıyla uygulamadan kaynaklanan sorunlar sisteme mal edilemez.
Sistemi uygulayacakların başında bürokratlar geliyor. Burada işimizin kolay olduğunu söylemek mümkün değil. Son dönemde ortaya çıkan siyasi tabloya baktığımızda ve Merkez Bankası örneğini göz önünde bulundurduğumuzda uygulamanın önemi çok daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor.
Bir de Ankara için söylüyorum, Anayasa değişikliği için yapılan referandumda bürokrat çevrelerin bulunduğu sandıklarda yüzde 70’e yakın ‘hayır’ çıktığını düşündüğümüzde,
bazı bürokratların istemedikleri sistemin uygulayıcıları olduğunu hesap etmemiz lazım.
Sistemi egemenlerin iştahına kurban etmemek dileğiyle, Kurban Bayramınız mübarek olsun…
#Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
#Demokrat Parti
#Devlet Bahçeli