Darbe gerçekten kontrollüymüş...!

15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin ardından kısa bir süre sonra elebaşı Fetullah Gülen, Mısır’ın darbeci katili Sisi’nin televizyonuna verdiği mülakatta, ‘darbe girişiminin tiyatro olduğunu, kontrollü girişimle cemaatinin hedef alındığını’ ileri sürdü.

Daha sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve sözcüleri tarafından defalarca gündeme getirilen bu söylem, kamuoyu ve bizler tarafından şu şekilde algılandı: “Elebaşı Fetullah, her zaman olduğu gibi takiye yapıyor. Başarısız darbe girişimini üstlenmeyerek, tabanından kendisine yönelecek tepkileri ve uluslararası camiayı kandırmaya çalışıyor.”

Gün geçtikçe yaşananlara baktığımız zaman elebaşı Fetullah’ın söylediğinin perde arkası ortaya çıkıyor.

Evet, darbe kontrollüydü. Nasıl mı? Hep birlikte filmi başa saralım. Darbeye niye girişildi? TSK içerisindeki Fetullahçı teröristlerin varlığı tespit edildi ve Ağustos başında toplanacak Yüksek Askeri Şura’da tespit edilen Fetullahçı hainler tasfiye edilecekti. Bu bilgi elebaşı Fetullah ve kucağında oturduğu CIA’nın eline geçti mi, geçti.

İstihbarat mantığına göre yapılacak tek şey kaldı. Deşifre olan ajan veya ajanları sistemin dışına çıkarmak. Evet istihbarat örgütü iseniz deşifre olanın gözünün yaşına bakamazsınız. Dolayısıyla “çok iyi generaldi, iyi hizmet etti, papaz efendinin bir dediğini ikiletmezdi” gibi mazeretler geçerli değil. Elebaşı Fetullah ve arkasındaki akıl, deşifre olan bu asalaklara darbeyi mecbur kıldı. “Başardınız başardınız, başaramazsanız zaten deşifre olduğunuz için tasfiye olacaksınız.”

İşte bu anlayış darbeyi kontrol etti. Deşifre olmuş asalaklar darbeye kalkıştı. Başarsalardı kendilerini de örgütlerini de kurtaracaklardı. Ama darbeyi kontrol eden elebaşı Fetullah ve kucağında oturduğu istihbarat örgütü, başarısızlık durumundan da faydalanmak için bir plan yapmış anlaşılan.

Biz Fetullah “kontrollü darbe diyerek takiye yapıyor” diye düşünürken, aslında planın ikinci aşaması için mesaj veriliyormuş. Biz Fetullah iblisinin mesajını üzerimize alınırken, aslında mesaj geride kalan deşifre olmayan elamanlarına imiş. Fetullah iblisinin mesajı şöyle okunabilir: “Ey deşifre olmamış elemanlarım! Siz faaliyetlerinize devam edin. Bu deşifre olmuş asalaklar benim kontrolümde darbeye girişti. Onların başarısız olmaları sizi etkilemesin.”

Fetullah Gülen ve arkasındaki akıl, deşifre olmuş asalakları eli ile yaptırdığı kontrollü ve başarısız darbe girişimi ile hayati önemde fırsatlar elde etti. Bu çete, 15 Temmuz direnişinden, Kozmik Oda kumpası ile elde ettiği bilgilerin çok ötesinde bilgiler elde etti. Fetullahçı hainler Kozmik Odaya niye girdi? 15 Temmuz gibi bir işgal girişimi karşısında, mukavemette bulunacak unsurları tespit etmek için. Peki, 15 Temmuz’da işe yaradı mı Kozmik Oda kumpası, yaramadı. Çünkü bu millet işgal girişimi karşısında kendiliğinden organize olmayı bildi.

Fetullah iblisi ve arkasındaki güç, 15 Temmuzla milli direncin mihenk noktalarını tespit etti. Askeri ve sivil bürokrasi ile STK’larda kimlerin direndiğini gördü. Milletin hangi hassasiyetle hareket edip direndiğini gördü. Hasılı düşman bellediklerinin direnç mekanizmasını çözdü. Çözmekle kalmadı, 15 Temmuz’dan bu yana onları yok etmeye başladı. Milletin direnme azmini kırdı. 15 Temmuz’da hesapsız, beklentisiz direnen herkesi tek tek tasfiye etmeye başladı ve eski usullerle tasfiye etmeye devam ediyor.

Yazdıklarımı çok karamsar bulanlara tek bir sorum olacak: “15 Temmuz öncesi ve sonrası Fetullahçı çeteye karşı hesapsız, beklentisiz mücadele edip de bugün başına kötü şeyler gelmiş kaç kişi tanıyorsunuz?” Benim askeri ve sivil bürokraside tanıdığım yüzlerce kişi var. Ya sizin….