Fetö = Kamu

Fetullahçı Terör Örgütü, insan yetiştirip kamuya yerleştirme tezi üzerine kuruldu. Pensilvanya’daki elebaşı, 60’lı yıllarda tanıştığı ve ilişki kurduğu karanlık yapıların emelleri doğrultusunda ilk olarak 1976 yılının ortalarında Türkiye Öğretmenler Vakfı’nı kurdu. Öğretmenlik, Fetullahçı Terör Örgütü’nün ana yapı taşıdır.

Öğretmen yapılanmasını oluşturmasının ardından artık emellerine doğru hızlıca yol alabilmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır. Öğretmenler sayesinde Türkiye’nin en ücra yerlerindeki zeki öğrencileri bulup devşirme imkânını elde etti. Öğretmenler sadece zeki öğrencileri bulup devşirme işi için önemli değil, aynı zamanda soru hazırlayanlar olarak, kendilerinden olan için iltimas, olmayanlar için de dezavantaj ve tabii ki soru hırsızlığının anahtarıdır.

Bir örgüt düşünün… Bütün emelini ve mesaisini insan-eğitim-kamuya yerleştirme üzerine kurmuş ve bunu yaparken de soru hırsızlığı dâhil, kendinden olmayanı saf dışı etmek için şeytanın aklına bile gelmeyecek kötülükler yapmış.

Soru hırsızlığı ile ilgili soruşturmalar kapsamında hazırlanan bir rapora göre, yaklaşık 400 bin kişinin Fetullahçı Terör Örgütü ile iltisaklı personelin kamuya yerleştiği tespit edildi. 15 Temmuz’dan sonra darbeci askerler de dâhil sadece 125 bin kişi ile ilgili işlem yapılmış.

Fetullahçı Terör Örgütü için kamuya sızmak o kadar önemliydi ki kamuda çalışmak istemeyen mensupları aforoz ediliyordu. Kamuya kendilerinden başka kimsenin girmemesi için o kadar ince çalışmışlar ki, insanın aklı duruyor.

Polis Akademisi’ne giriş sınavlarına yapılan başvurularda örgüt, kontenjanı tamamlayamadığı için başka fakültelerde eğitimlerine devam eden öğrencilerine baskı yapıp, Akademi’ye yönlendirmiş. Bunun gibi örnekler kamunun her alanı için geçerli.

Yeni Şafak’ta geçen hafta biri manşet, iki önemli haber yer aldı. Manşet haber, “FETÖ’cü Kaymakamlara Böyle Talimat Verilmiş: Sosyal Yardımları Kesin!” Diğer haber ise “FETÖ Yargıya 30 Evden Sızdı”.

40 yıl kamuya sızmak için eğitimi kullanan ve devletin kılcal damarlarına kadar sızan FETÖ, sadece mülki idare amirlerine mi talimat vermiş. Aynı talimatın FETÖ’nün hâlâ kamuda var olan kriptolarına verdiğinden hiçbirimizin şüphesi yok, değil mi?

FETÖ’nün talimatını alan kaymakamlar sosyal yardımları keserek, ihtiyaç sahibi insanları mağdur edip, devlete düşman olmalarını sağlarken, aynı talimat doğrultusunda hareket eden diğer kamu görevlileri sizce neler yaptı ve yapıyor.

Gerek yakın geçmişte, gerekse hâlâ devletten hizmet alırken, yaşadığınız eksiklik ve aksaklıkların bu talimat gereği olduğunu hatırınızdan çıkarmayın. Eğitim hizmeti alırken de, sağlık hizmeti alırken de, güvenlik hizmeti alırken de, mahkemelerde hak ararken de, verginizi verirken de bu talimatın neticesine maruz kalabilirsiniz.

15 Temmuz darbe ve ihanet girişiminin ardından Fetullahçı teröristlerin kamuya sızmaması için alınan tedbirler kapsamında güvenlik soruşturması yöntemine başvuruldu. Anayasa Mahkemesi’nin, ilgili düzenlemeyi iptal etmesi üzerine geçtiğimiz günlerde hepimizin malumu Meclis’te fırtına koptu.

Nihayetinde düzenleme Meclis’te kabul edildi, lakin FETÖ ile mücadele sadece kamuya yeni girecekler için düşünülemez. Güvenlik soruşturması için yasal düzenleme yapıldı tamam da güvenlik soruşturmasını yapacaklara nasıl güvenelim?

FETÖ’nün mülki idare amirlerine verdiği talimatı göz önünde bulundurursak, mesela benzer talimat, güvenlik soruşturması yapacak kriptolara verilmedi diyebilir miyiz? 15 Temmuz sonrası enselenip cezaya çarptırılan üst düzey FETÖ’cülerin hâlâ kamuda çalışan yakınlarıyla ilgili bir analizimiz var mı? Bakınız “analiz” diyorum “inceleme” veya “soruşturma” demiyorum.

Ceza hukukunda suç ve cezanın şahsiliği ilkesi şüphesiz insani temel prensiptir. Tabii ki suçu işleyene ceza verilsin. Ancak Fetullahçı terör yapılanmasına bakıldığında farklı idari tedbirlerin kaçınılmaz olduğu da aşikârdır. Mesela FETÖ’den “Sosyal yardımları kesin!” talimatı alan mülki idare amirlerinin eşleri ve yakınları ile ilgili bir durum tespiti yapan var mı?

FETÖ demek, kamu demektir. FETÖ’yü kamudan söküp attığınızı düşünürseniz, kaybetmeye mahkûmsunuz. FETÖ’yü kamuda aramaya devam etmekten vazgeçerseniz, kaybetmeye mahkûmsunuz. FETÖ’yü kamunun dışında ararsanız, Nasrettin Hoca’nın samanlıkta kaybettiği iğneyi avluda araması durumuna düşersiniz.