Dağlar ne işe yarar

04:0013/12/2018, Perşembe
G: 13/12/2018, Perşembe
Hayreddin Karaman

Biz Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’in Allah Teâlâ tarafından Peygamberi Muhammed Mustafa’ya (s.a.) vahiy adı verilen özel bir iletişim aracı ile bildirildiğine iman ediyoruz.Kur’an’ı Allah bildirdiğine ve O’nun her şeyi eksiksiz ve doğru bildiğine göre Kur’an’da yanlış da olamaz.Baştan beri Kur’an’ın beşer sözü veya eski dinlerden aktarma olduğunu iddia edenler olmuş fakat onun meydan okumasına, “madem beşer sözü bir benzerini de siz yapın” demesine rağmen bunu yapabilen olmamış, eski din kitaplarından

Biz Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’in Allah Teâlâ tarafından Peygamberi Muhammed Mustafa’ya (s.a.) vahiy adı verilen özel bir iletişim aracı ile bildirildiğine iman ediyoruz.


Kur’an’ı Allah bildirdiğine ve O’nun her şeyi eksiksiz ve doğru bildiğine göre Kur’an’da yanlış da olamaz.

Baştan beri Kur’an’ın beşer sözü veya eski dinlerden aktarma olduğunu iddia edenler olmuş fakat onun meydan okumasına, “madem beşer sözü bir benzerini de siz yapın” demesine rağmen bunu yapabilen olmamış, eski din kitaplarından aktarılma iddiası da tarihi vakıaya aykırı düştüğü ve belgeye dayanmadığı için havada kalmıştır.

Akıl ve bilim ile Kur’an ilişkisi konusuna gelince:

Biz Müslümanlar şuna da inanıyoruz:

Kur’an’ı gönderen de Allah’tır, insanlara akıl veren ve onu kullanın diyen de Allah’tır. Şu halde bu ikisi arasında bir çelişki olmaması gerekir. Birinin A dediğine diğeri B demez, dememiştir, ancak varlık ve hakikat alanı bilim ve aklı aşacak kadar geniştir ve her bir varlık mertebesinin kendine mahsus ilmi ve bu ilmin özel vasıtaları vardır. Bilim adamı haddini (sınırını) bilir, gözlem ve deney alanına girmeyen konularda ahkâm kesmez, “bu konular bizim alanımızın dışındadır” der ve susar. Susmayanlar, bilim adamı değil, bir ideoloji ve inanç olarak bilimciliğe sapanlar, bisikletle göklere tırmanmaya kalkışarak gülünç olanlardır.

İşte bunlardan biri, kendisine itiraz eden ve soru soran bir genci şöyle susturmaya kalkıştı: “Kur’an’da bir tane bile bilime aykırı bir söz olsa onun ilahi filan olmadığına delil olarak bu yeter; Kur’an’da ‘dağları zelzele olmasın diye yarattık’ deniyor, halbuki bu bilim bakımından doğru değildir, dağlarda da zelzele olur…”

Sayın Prof.

Bir kere Kur’an’da “zelzele olmasın diye dağları yarattık” mealinde bir âyet yok. Böyle bir tercüme gördüyseniz yanlıştır. Nahil:16/15, Enbiya: 21/31, Lukman 31/10 âyetleri “yerkürede dengeyi sağlamak için” mealindedir.

Bir de, “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık?” (Nebe Suresi: 6-7) âyetlerinde olduğu gibi “dağların kazık mahiyetinde olduğunu bildiren âyetler vardır.

Peki bilim ne diyıor?

“Kıtalardaki dağlar ve okyanuslardaki dağlar arasındaki temel fark materyalindedir. Fakat her ikisinde de dağları destekleyen kökler vardır. Kıtalardaki dağlarda, hafif ve yoğunluğu az madde yerin içine doğru kök olarak uzanır. Okyanuslardaki dağlarda da, dağı kök gibi destekleyen hafif madde vardır. Köklerin fonksiyonu, Arşimed kanununa göre dağları desteklemek içindir. Dağların yerkabuğunun genel dengesini sağlamadaki etkisi izoztesi (isostasi) diye tanımlanır.”

“Webster’s New Twentieth Century Dictionary’de (Webster’ın yeni 20. yüzyıl sözlüğü) bu terim şöyle açıklanır: “Jeoloji’de dağların Dünya yüzeyinin altında oluşturdukları yerçekimsel kuvvet sayesinde yerkabuğunun genel dengesinin sağlanması.” Ayrıca Amerikan Bilim Akademisi eski Başkanı Frank Press’in, dünya çapında pek çok üniversitede ders kitabı olarak okutulan Earth (Dünya) adlı kitabında, dağların kazık şeklinde oldukları ve yeryüzüne derinlemesine gömülü oldukları ifade edilmektedir.”

#Kur’an-ı Kerim
#Dağlar