Laikçiler çırpınadursun biz yolumuza devam edelim

04:0010/09/2023, Pazar
G: 10/09/2023, Pazar
Hayreddin Karaman

Bir kısım laikler ve genel olarak laikçiler ellerine makası alarak dini, inanç-ibadet ve dünya düzeni ile ilgili hükümler şeklinde ikiye biçtiler; inananların birinci alanda serbest olduklarını, ibadetlerini hiçbir engel ile karşılaşmadan ve kınanmadan yapabileceklerini, ikinci alana yani dünya hayatını düzenleyen dinî hüküm ve talimata gelince devlete uymak zorunda olduklarını ilân ettiler, bunu sağlamak için hukuk, idare, eğitim gibi bütün baskı araçlarını kullandılar. Aradan bir müddet geçtikten

Bir kısım laikler ve genel olarak laikçiler ellerine makası alarak dini, inanç-ibadet ve dünya düzeni ile ilgili hükümler şeklinde ikiye biçtiler; inananların birinci alanda serbest olduklarını, ibadetlerini hiçbir engel ile karşılaşmadan ve kınanmadan yapabileceklerini, ikinci alana yani dünya hayatını düzenleyen dinî hüküm ve talimata gelince devlete uymak zorunda olduklarını ilân ettiler, bunu sağlamak için hukuk, idare, eğitim gibi bütün baskı araçlarını kullandılar. Aradan bir müddet geçtikten sonra “fundamentalizm, temelcilik, köktencilik, köktendincilik” diye bir kavram aktardılar ve dinin bütününü (özellikle dünya hayatını düzenleyen kısmını) hayatında uygulamak isteyen fert ve gruplara “fundamentalist, köktendinci, şeriatçı” demeye ve bu vasfı taşıyan Müslümanları kınamaya, kötülemeye, el-âleme kötü göstermeye başladılar, bunları yok etmek veya engellemek için yabancıları işbirliğine çağırdılar.

Son yıllarda laikçiler, şeriatçılara baskı yapmak ve şeriatçı talepleri sindirmek için aldıkları tedbirler ve uyguladıkları yöntemleri yetersiz bularak köktendincilik kavramının çerçevesine “ibadetler, helâller ve haramlar”dan da bazı unsurları dahil etme girişiminde bulundular.

Yakın geçmişte bu dayatmanın birkaç örneğini hatırlayalım: Okullarda, kışlada, kamuya ait bazı mekânlarda namaz kılmak, okullarda, resmi dairelerde vb. yerlerde kadınların başlarını örtmeleri, bazı kurum mensuplarının namaz kılmaları, eşlerinin başlarını örtmeleri şeriatçılık, köktendincilik işareti sayıldı, bu ibadetleri –sırf inançları gereği ve Allah rızası için– yapanları cezalandırdılar, engellediler, kalplerine girmişçesine “bunlar samimi değil, dini istismar ediyorlar, ibadetler kişinin özel mekânında yapılır...” gibi vecizeler döktürdüler. Kurban Bayramlarında yaşanan deri ve et toplama sıkıntısı da bu anlayış ve davranışın bir başka örneğidir. Görünüşte “millet hizmetinde bir kurumun masum yardım toplama” talebi, gerçekte ise İslâmî kurumların güçlenmesini ve İslâm’ın yayılmasını engelleme teşebbüsü…

Aslında bu laikçi kesim samimi değildi, içlerindekini dışa vurmaya cesaretleri yoktu, onun için ibadetleri sudan bahanelerle engelliyorlardı. Asıl bilgi ve niyetleri ise şu idi: “Müslümanların toplum içinde, resmi ve gayr-i resmi mekânlarda ibadetlerine, haram ve helâl inançlarını yaşamalarına izin verirsek, laiklik, din ve vicdan hürriyeti, insan hakları adına bunlara müsamaha edersek bu davranışlar dinin yayılmasına, sun’i (yapay) sınırları ve sınırlamaları zorlamasına yol açar, bu sebeple bizim laiklik ve insan hakları anlayışımız Batı’dan farklı olmalı, bizim amacımıza uygun sınırlar içinde uygulanmalıdır.”

Cumhuriyet devri boyunca bu baskıcı zihniyeti temsil edenler, millete bir parça nefes aldırmak isteyenleri asanlar, yanıldılar.. Bu yanlışa ısrarla devam edenler eksik değil. Gözlerini hırs, öfke, kin, nefret, bağnazlık kör ettiği için bir adım ileriyi göremiyorlar, sonunda Müslümanların ibadet, helâl-haram hayatlarına da el atıp, sınırlamalar getirmeyi düşünüyorlar.

Ancak Müslümanların üzülmelerine gerek yoktur; çünkü bu baskıcı zihniyetin faaliyetleri ve çabalarının İslâmî şuurlanmaya, İslâm’ın gelişip yayılmasına etkisi, doğrudan bu amaca yönelik faaliyetlerden daha güçlü olabiliyor.

Allah dinini, fâcir ve fâsıkları kullanarak da teyit eder.

Biz önümüze bakalım, akıl, vicdan ve insaf sınırlarını aşanlarla meşgul olmayalım, şimdi din, kültür ve medeniyetimizi tehdit eden sosyal medya, dijital iletişim ve yapay zekâ… teknolojisi var; gerekli bilgi ve donanım ile bu tehlikeyi engellemeye odaklanalım.

1 Köktendincilik:
dinsel kuralları temel alan, toplumsal yaşamı ve düzeni dinsel kurallara uydurmak isteyen, dinin toplum yaşamının her alanını denetlemesini savunan, din kurallarının toplum yaşamında egemen olması için aşırı ölçüde çaba harcayan, bu uğurda terör eylemlerine bile girişebilen, Tanrısal kurallar dışında hiçbir şeye yaşam hakkı tanımayan, çağdışı, katı dinsel akım

(.https://www.google.com/search?q=fundamentalizm+ne+demek&oq=fundamentalizm&aqs=chrome.1.69i57j0i512l7.7240j0j15&sourceid=chrome&ie=UTF-8#dobs=k%C3%B6ktendincilik)

2
helâl (Kur’an Yolu Meâl ve Tefsir)
#Aktüel
#Toplum
#Hayrettin Karaman