Hayvanı şoklayarak kesmek İslam’a aykırı mı?

04:009/10/2022, Pazar
G: 9/10/2022, Pazar
Hayreddin Karaman

Yeni Şafak·Hayrettin Karaman - Hayvanı şoklayarak kesmek İslam’a aykırı mı?Sevgili Serdar Tuncer, “Er yarın Hak divanında belli olur” başlıklı yazısında (4 Ekim 2022) benim ismimin geçtiği şu parçaya yer veriyor:“İsmail Kılıçarslan’ın o şahane tespit cümlesinden hareketle ‘kendisini Allah’ın dininin Türkiye distribütörü’ zanneden bir takım zevata eleştiri için bir video çekip yayınladık Mymecra’da. Ebubekir Sofuoğlu Hoca programın fragmanını görünce bir tweet attı, aynıyle alıntılıyorum: “Sn Tuncer;

Sevgili Serdar Tuncer, “Er yarın Hak divanında belli olur” başlıklı yazısında (4 Ekim 2022) benim ismimin geçtiği şu parçaya yer veriyor:

“İsmail Kılıçarslan’ın o şahane tespit cümlesinden hareketle ‘kendisini Allah’ın dininin Türkiye distribütörü’ zanneden bir takım zevata eleştiri için bir video çekip yayınladık Mymecra’da. Ebubekir Sofuoğlu Hoca programın fragmanını görünce bir tweet attı, aynıyle alıntılıyorum: “Sn Tuncer; itirazlarımızı kişilere değil onların görüşlerine eleştirilerimiz kabul edin lütfen. Mesela; H. Karaman’ın bir hayvan şoklanarak da kurban olur fetvası İslam’a aykırıdır. Unutmayın Yahudilik ve Hıristiyanlık 5 dk içinde değil; yüzyıllar boyunca küçük SAPMALARLA bozuldu…”

Sayın Tuncer benimle bir röportaj yapmış bunu da yayınlamıştı. Öven ve yeren tepkiler olmuş; olur, tabîîdir. Tabîî ve meşru olmayan, benimle bir röportaj yapıp yayınlamanın caiz olmadığı görüşüdür. Bu kesim fırsat bulsa, kendileri gibi düşünmeyen herkesin fikir hürriyetine son verirler de hayatlarına izin verirler mi bilemem!

Adı geçen kişinin ifadesini şuraya alıp bir açalım:

“H. Karaman’ın bir hayvan şoklanarak da kurban olur fetvası İslam’a aykırıdır. Unutmayın Yahudilik ve Hıristiyanlık 5 dk içinde değil; yüzyıllar boyunca küçük SAPMALARLA bozuldu…”

1. H. Karaman hocadır ve bu kişinin babası yaşındadır. Adının başına saygılı bir sıfat konamaz mıydı!? Edeb yahu!

2. Tarih profesörleri ne zamandan beri fetva vermeye başladılar; haberim olmadı. Bu kişi, tarih bilimine ek olarak fıkıh ilminden icazetli veya doktoralı mı?

3. İşte bu “çizmeden yukarı çıkmanın sebep olduğu hatalar:

a) Bir fetvanın “İslam’a aykırı” olabilmesi için “muteber icmâ’a aykırı olması gerekir”. Böyle bir icma yoktur. Bizde Diyanet ve dışarıda birçok fetva mercii “bir hayvan şoklanarak da kesilebilir, kesilmeden önce ölmedikçe bunda sakınca yoktur” demişlerdir; ben de bunu diyorum.

b) Hakkında icma bulunmayan bir konuda farklı ictihad, yorum ve fetvalar “birbirine aykırı olur” da “İslam’a aykırı olmaz.

d) Kur’an-ı Kerim, Sünnet, kütüphaneler dolusu akaid, fıkıh ve fetva kitabı mevcut oldukça ve milyarlarca Müslüman sahih İslam’a iman ettikçe ve pek çoğu uyguladıkça bazı kişilerin sapmaları İslam’ı bozamaz. Benim yazım asla bir sapma değildir. İslam hak din olarak kıyamete kadar var olmaya devam edecektir; Ehl-i sünnetin inancı budur.

Şimdi gelelim konuya; ben ne demişim, muteber merciler ne demiş?

Bana sormuşlar:

Kurbanlık hayvanı önce bayıltmak veya uyuşturmak, sonra kesmek câiz olur mu?

Cevap vermişim:

Kurban veya etlik hayvan keserken önce hayvanı bayıltmak, uyuşturmak, böylece acı duymasını asgarîye indirmek, sonra boğazlamak câizdir; önemli olan kalp atışları durmadan ve bu mânâda ölüm gerçekleşmeden hayvanı boğazlamaktır. Hadîslerde, kesilecek hayvana eziyet edilmemesi emredilmiştir.

Sonra bu konuda biraz da detaylı şu yazıyı kaleme almışım:

Hayvanı bayıltarak kesmek

Her zaman büyük ölçüde et tüketiliyor ve bu etler de eti yenen hayvanların helal olabilmesi için şart koşulan öldürme şekilleriyle elde ediliyor, edilmelidir.

Kurban Bayramı yaklaşınca bu konu da daha çok ve canlı bir tonda gündeme geliyor, maalesef her kafadan bir ses geldiği için de Müslüman halkın kafası karışıyor, hocalara başvuruyorlar. Aldıkları cevaplar bazen çelişkili oluyor, bu da onları dara düşürüyor.

Bu yazıda konuyu özetlemeden şunu söylemek isterim:

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu ülkemizin itibarlı ve ehliyetli İslam ilim adamlarından oluşuyor. Bu kurulun verdiği fetvalara ve yaptığı açıklamalara ulaşmak artık problem ve zor değildir. Fetvalar hem kitap olarak basılmıştır, hem de internetten ulaşmak bir dakikalık iştir.

Bu yazıda bilgi ve düşüncemi paylaşmak istediğim konu “hayvan acı çekmesin veya en az acı ile ölsün diye alınacak tedbirler ve bu meyanda kesmeden önce bayıltma işlemidir”.

Dinimiz, idama mahkum edilmiş kimselerin bile en az acı ile öldürülmesi gerektiğini söylüyor. İster etlik ister kurbanlık hayvanları kesim yerine götürürken, kesme durumuna getirirken, kesim usul ve aletlerini seçerken en az acı verecek olanı seçmek dinin emridir. Hayvana, gereksiz eziyet veren insanlardan bunun ve boynuzlu hayvanın boynuzsuz olana verdiği acı ve zararın hesabı sorulacaktır.

Çok çeşitli bayıltma usulleri var; bunlardan biri seçilirken iki hususa dikkat etmek gerekiyor:

1. En az acı vereni ve

2. Hayvanı kesmeden önce öldürmeyeni seçilecektir.

Bu usullerden biri de, hayvanın başının uygun yerinden özel bir aletle girip çıkması ile saniyeden daha az bir zamanda hayvanın bayılmasını sağlayan mildir.

Bu usulün en az acı veren usul olduğu bilimle ispat edilmiştir, tartışılan tarafı ise “milin girip çıkmasını takiben dört saniye içinde kesim yapılıyor, bu arada -kesimden önce- hayvanın ölme ihtimalidir”.

Bu ihtimal yüzünden kesimin şeriata-fıkha uygun olup olmadığı konusunda şu görüşler ortaya çıkmıştır:

1. Murdar hayvan, harici bir müdahale olmadan kendiliğinden ölen hayvandır; bu usulde hayvan nadiren kesmeden önce ölse bile insanın müdahalesi (millemesi) sonunda ölmektedir, murdar sayılmaz.

2. Yüzde bir oranında kesmeden önce ölme ihtimali bulunsa bile bu ihtimal sebebiyle biz yüzde doksan dokuzunun da kesmeden ölmüş olma ihtimaline göre hüküm veririz ve bu usul ile ölmüş hayvanı murdar sayarız.

3. Fıkıhta hüküm ağleb ve ekser (kuvvetli ihtimale, çok kere olana) göre verilir. Yüzde doksan dokuz ölmediği bilim ve tecrübeye dayalı olduğuna göre (dört dakika sonra ayılıyor ve etrafına zarar verebiliyor), bir hayvanın milleme sonucu öldüğü bilinmedikçe hemen arkasından yapılan kesimin meşru kesim olduğuna hükmetmek gerekir.

Benim vardığım sonuç üçüncü maddeye uygundur.

Haricen müdahale olmadan ölen hayvan murdardır, bu doğru, ama müdahalenin hayvanı helal kılabilmesi için şeriat bir usul koymuş, müdahale (kesim) böyle olmazsa helal olmaz demiştir. Kuyuya veya çukura başı aşağı düşmüş, çıkarılamayan ve ölmekte olan bir hayvanın herhangi bir yerini delip veya kesip kan akıtılınca zaruret sebebiyle helal oluyor. Av hayvanı, avcı yetişmeden aldığı yara ile ölürse helal oluyor. Bunların dışında kesilmesi gereken hayvanın canlı iken ve usulüne göre kesilmesi gerekiyor. Bu sebeple birinci maddeye katılmıyorum.

İkinci madde de nadir ve zayıf ihtimali vaki sayarak yüzde doksan dokuz helali haram saydığı, zoru ve acıyı tercih ettiği için buna da katılmıyorum.

Üçüncü maddeyi uygun buluyorum. Mil ile bayıltılan hayvanın kesimden önce öldüğü -yüzde bir ihtimal ile değil- kesin bilinirse o hayvan murdar olur. “Sağ ve bayılmış olması çok güçlü ihtimal olduğu ve dört saniye içinde kesildiği, kanının fışkırdığı sabit olduğundan bu usul ile kesilen hayvan murdar olmaz” diyorum.

Her şeyin doğrusunu ancak Allah bilir.

Diyanet’in fetvası:

Dinimiz, insan veya hayvan farkı gözetmeksizin tüm canlılara iyi davranılmasını, öldürülürken bile eziyet vermeden öldürülmesini emretmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah (c.c.), şüphesiz her şeyde ihsanı (iyi ve yumuşak davranmayı) emretmiştir. Bu itibarla, siz (kısas veya had olarak bir kimseyi) öldüreceğiniz zaman öldürmeyi güzel (maktule en kolay biçimde) yapınız, (hayvan) boğazlayacağınız zaman da boğazlamayı güzel yapınız. Biriniz (hayvanı boğazlayacağında) bıçağını keskinleştirsin ve boğazladığı hayvanı rahat ettirsin.” (Müslim, Sayd ve Zebâih 57; Ebû Dâvûd, Dahâya 12)

Buna göre kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. Ancak hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi gerekir. Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez. (Din İşleri Yüksek Kurulu 24. 02. 2010 tarihli Karar; Ayrıca bkz. Mecelletu Mecmai’l-Fıkhi’l-İslâmî, Cidde, 1997, Sayı: 10/I, s: 653-654). Zira kurbanlık veya etlik hayvanın yenilmesinin caiz olabilmesi için kesim esnasında hayvanın canlı olması gerekir (Merğinânî, el-Hidâye, IV, 66).

Başka ülkelerden “caiz gören fetvalar” için şu siteye de bakılabilir.

İslamweb.net

#Serdar Tuncer
#Ebubekir Sofuoğlu
#İsmail Kılıçarslan
#Diyanet İşleri Başkanlığı
#Fetva