Bize öncelikle din, hürriyet, bağımsızlık, vatan, güç ve birlik lazım.
Din: Laik ülkelerde dinimizi hayatımızda korumak ve onu imkan dahilinde yaşamak için buna izin ve imkan veren, hatta yardımcı olan yönetimler lazım.
Hürriyet: İnancı, dünya görüşü ve hayat tarzı bizden farklı olanlara tanındığı kadar bize de (İslam’ı bütünüyle fert ve toplum olarak hayatına uygulamak isteyenlere) hürriyet tanınmazsa birinci maddeyi gerçekleştirmemiz ya mümkün olmaz veya zorlaşır.
Bağımsızlık: Dünyayı yöneten iri devletler (veya az sayıda büyük sermaye toplulukları) kendilerinden başka hiçbir devlet için tam bağımsızlık istemezler; çünkü bağımsız demek, onların talimat ve arka panda yönetimlerinden çıkan kendi ülkesi ve halkı için en iyi ve en doğru olanı yapabilen ülke demektir. Bu sebeple her bakımdan bağımsız olmaya yönelen yönetimleri bir şekilde (ve hepsi gayr-i meşru, anti demokratik, gayr-insânî yöntem ve eylemler ile) iktidardan düşürür, hür görüntülü kölelerini iktidara getirirler.
Vatan: İnsanların inanç ve değerleri ile hür ve mutlu yaşayacakları, üzerinde maddi ve manevi üretimde bulunacakları bir toprak parçasına ihtiyaçları vardır; tarih, kültür ve medeniyetle yoğurulmuş toprak parçaları ise yalnızca bir toprak, bir mekan değildir, aynı zamanda toplumun kimlik ve kişiliğinin bir parçasıdır, toplumun hafızasıdır, geçmişi, hali ve geleceği içinde barındıran bir büyük evidir. Bu vatan işgal, bölünme, halkının yönetiminden çıkma gibi bir tehlike ile karşılaştığında gereken bütün tedbirleri alarak onu korumak başta Müslümanlar olmak üzere bütün vatandaşların önde gelen vazifesidir.
Güç: Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “Allah’ın ve Müslümanların düşmanlarını korkutup caydıracak nitelik ve nicelilkte –askeri, ekonomik, nitelikli insan, bilim ve teknolojik… gücü” edinmek Müslümanlara farzdır. Zaten bu güç olmayınca diğer maddeleri korumak da hayal olur.
Birlik: Zaruret, Müslüman halkların farklı ulus devlet ve vatanlarda yaşamaları sonucunu doğurmuştur; bu ulus vatanlarında birliğe ihtiyacımız bulunduğu gibi ümmet vatanında/coğrafyasında da birliğe ihtiyacımız vardır ki, “güç” kemalini bulsun.
İşte bu “öncelikle muhtaç olduğumuz” maddi ve manevi değerleri elde etmek ve korumak için yönetenlerle yönetilenlerin işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu işbirliğinin ilk adımı da uygun yöneticileri iş başına getirmek ve orada tutmaktır.
Bugün böyle bir iktidar mevcuttur ve alternatifi de yoktur, onu korumak ve yerinde tutmak benim tercihimdir.
Samimi inancı ve farklı düşüncesi ile muhalif olan ve yukarıda sıraladığım değerlerimize zarar vermek gibi bir amaçları bulunmayan kimselere bir şey diyemem.
Öfkesine, kinine, hırsına, bâtıl dâvasına… kapılarak oylarıyla yanlış adamları iktidara getirenler de, sözde takvâlı davranıp oy kullanmayarak yanlış adamlara fayda sağlayanlar da sorumludurlar.
“… Allah kendi dinine yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir./Onlar öyle kimselerdir ki, kendilerine bir yerde yurt versek, namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler ve kötülükten alıkoymaya çalışırlar. İşlerin sonu Allah’a varır.” (Hac: 22/ 41-42).
Allah Teâlâ bu millete bin yıldan fazla bir zaman dilimi içinde bu yurdu bağışladı. “Allah’ın dinine yardım edenleri işbaşına getirerek, hürriyet içinde ibadetlerini yaparak, güzel ahlakı yayıp ahlaksızlığa karşı mücadele ederek… Allah’a şükretmek de müminlerin borcudur.
Bu borcu yerine getirebilmek için de yazının başında sıraladığım maddelere ihtiyaç vardır; bunlara sahip olmayan ve korumayan toplum ne yurdu koruyabilir ne de onunla bütünleşmiş değerleri!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.