Afganistan’da Taliban iktidarının ikinci bir duyuruya kadar üniversitelerde kız öğrencilerin eğitimine ara verilmesini istediği medyada haber ve tartışma konusu oldu.
Şu bilgi de zamanında medyada yer almıştı:
“Geçen yıl 15 Ağustos’ta Afganistan’da yönetime gelen Taliban, ilkokul ve üniversitelerde kız öğrencilerin eğitim almasına izin vermişti. Taliban, üniversitelerde genç kız ve erkeklerin ders günlerini ayırmıştı. Kızlar kendi günlerinde eğitimlerine devam edebiliyordu.”
Öncelikle haberde “ikinci bir duyuruya kadar üniversitelerde kız öğrencilerin eğitimine ara verilmesini” dendiğine göre bunun, kesin ve devamlı bir yasaklama olmadığı anlaşılıyor. Dileriz ki, bu karar, bazı sakıncalı durumları ortadan kaldırdıktan sonra kaldırılacak ve kızların da ilkten yüksek tahsile kadar eğitim ve öğretimden nasiplenmelerinin yolu açılacaktır.
Taliban’ın karar ve tasarrufları değerlendirilirken onların ülkelerinde İslâm’ı devletin ve toplumun dini olarak uygulama kararında olduklarını bilmemiz gerekiyor. Ayrıca Taliban’a katılan Peştunların ve diğer etnik unsurların hemen hepsi Sünni’dir ve ameli mezhep olarak büyük çoğunluğu Hanefî’dir.
Şu halde tenkit ve tavsiyelerimizi laik ülke kanun ve uygulamalarına göre değil, İslâm’a, hatta Hanefî mezhebini de göz önüne alarak yapmamız gerekiyor.
Görüş ve uygulamalarını İslâm’a göre yaptıklarını söyleyenlerin “kız ve kadınların okumaları” konusundaki daraltıcı fetvaları iki gerekçeye dayanıyor: 1. Kadınların, camide namaz kılmak için bile olsa evden dışarı çıkmalarının sakıncalı olması, 2. İhtilat: Kadınlar ile erkeklerin sakıncalı bir şekilde bir arada olmaları.
Kızların ve kadınların okumaları, ilim, san’at ve bir kısım zenaat sahibi olmalarının yasak olması İslâm için söz ve hüküm konusu değildir, olmamıştır.
Sevgili Peygamberimiz’in cemiyetinde kızlar ve kadınlar da camilere gidiyor, gerekli bilgileri, o zaman okul da olan bu yerlerde ve evlerinde alıyorlardı.
Değerli fıkıh hocası Prof. Dr. Soner Duman’ın, kadınların camilere gidip namaz kılmaları konusunda efradını cami, ağyârını mani bir yazısı var. Yazının sonuç kısmında şöyle diyor:
“Kadınların mescide gitmelerine ilişkin hüküm konusunda nasslar ve sahabî görüşleri yanında özellikle sedd-i zerîa [harama giden yolları tıkama], örf ve maslahat anlayışının ön planda olduğu görülmektedir.
Müctehid âlimlerimizin yukarıdaki hadisleri yorumlama biçimlerinde onların içinde yaşadığı toplum örfünün etkisi ve katkısı asla göz ardı edilemez. Kadının sosyal hayata ancak zaruret hallerinde dâhil olduğu tarım toplumları ile günümüzde kadının çalışma, eğitim vb. sebeplerle toplumun içinde bulunduğu toplumları aynı kapsamda değerlendirmek kuşkusuz doğru değildir.
Gerek konu ile ilgili hadisler ve sahabî görüşleri, gerek günümüzde toplumsal yaşama dair mevcut örf dikkate alındığında kadınların mescitlere gitmelerinin engellenmesinin doğru olmadığı, Allah Resûlü’nün (s.a.v.) belirttiği üzere bunun yasaklanmaması gerektiği görüşü en uygun görüştür. Bu görüşün tercih edilmesi aynı zamanda şartların buna uygun oluşturulması noktasında da gerek Diyanet’e gerekse erkek ve kadınıyla toplumumuza bir takım sorumluluklar yüklemektedir…” (Soner Duman/21.Receb.1439/08.Nisan.2018/Pazar).
Okullarda ilkokuldan üniversiteye kadar kızların da okumaları konusu şeriatla idare edilen ülkelerde ve özellikle Osmanlı’da yasaklanmamış, yalnızca ihtilatı engellemek için ayrı okullarda olması istenmiş, aksine bir zaruret bulunmadıkça böyle uygulanmıştır.
Çok bilgi ve belge var, burada ikisinden söz edeyim.
Osmanlı’nın sondan bir önceki Şeyhülislamı merhum Mustafa Sabri Efendi “Kavlî fi’l-Mer’e” isimli kitabında kızların yüksek tahsile kadar okumalarını menetmediğini, ancak onlara mahsus okullarda olması gerektiğini kaydetmiştir (s.62).
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı “Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da Kadın” isimli önemli eserden iki bilgi aktaracağım:
Aşağıdaki belgede, üniversite ve yüksek öğretmen okullarındaki kız öğrencilere, erkek hocalar tarafından programlı konferanslar verilmesi kararı vardır (s. 303).
---000---
Bu belgede kızların okullarda okudukları ve eğlenip temiz hava almaları için kendilerine Gülhane Parkı’ndan bir gün ayrıldığı yazılıdır. (s.307)
Dileriz Afganistan, Hanefî de olan Osmanlı’daki uygulamayı örnek alır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.