Geleceği öne çekmek

04:0020/04/2018, Cuma
G: 20/04/2018, Cuma
Hatice Karahan

Erken seçim önceki gün Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla, sath-ı mailine girdi. Evvelinde masada olmayan ve belirlenmiş takvimine odaklanılan seçimin öne çekilmesinde, Cumhurbaşkanımızın kısaca ifade ettiği gibi özellikle dış eksenli konjonktür rol oynarken, esas amaç ilgili bu gelişmelerin katkıda bulunduğu belirsizlikleri aşmak olarak tanımlanabilir. Sayın Bahçeli’nin çağrısının kabul bulmasında etkili olan söz konusu belirsizlikleri aşma güdüsü, müdahil olduğumuz bölgesel hareketliliğin

Erken seçim önceki gün Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla, sath-ı mailine girdi. Evvelinde masada olmayan ve belirlenmiş takvimine odaklanılan seçimin öne çekilmesinde, Cumhurbaşkanımızın kısaca ifade ettiği gibi özellikle dış eksenli konjonktür rol oynarken, esas amaç ilgili bu gelişmelerin katkıda bulunduğu belirsizlikleri aşmak olarak tanımlanabilir. Sayın Bahçeli’nin çağrısının kabul bulmasında etkili olan söz konusu belirsizlikleri aşma güdüsü, müdahil olduğumuz bölgesel hareketliliğin içinde seçime yönelik 2019’a uzanan tartışmaları resimden çıkararak netlik sunmayı hedefliyor.



Nitekim örneğin son dönemde piyasalarda da yakinen gözlemlediğimiz gelişmelerde ilgili jeopolitik risklerin lafzı bolca anılırken, yatırımcıların aklından ve dilinden düşmeyen sorulardan birinin de seçimlerin zamanlaması olduğunu biliyoruz. 2019 takviminde gerçekleşmesinin planlandığı defaatle söylendiği halde, sadece yatırımcı nezdinde değil, kamuoyunda da uzun zamandır bir seçim telaşesidir almış başını gidiyor. Dolayısıyla şüyuu vukuunun önüne epeyce geçerek belirsizliklere katkıda bulunmuş bir seçim atmosferi, ülkemizde ve ekonomimizde bir süredir hâkim. İşte bu flu kısmı aşarak daha net bir Türkiye resmi ortaya çıkarmak için, Cumhurbaşkanımızın nihai kararıyla geleceği öne çekmiş bulunuyoruz.

DAHA NET BİR RESİM

Neticede ekonomi tarafından da baktığımızda, nicedir Türkiye’mizin gerçekliğiyle algısı arasında bir tuhaf açıklık olduğunu görüyor, biliyoruz. Söz konusu açıklığa bir yandan ne yazık ki çarpıtılmış ve sübjektif bilgi akışları sebep olurken diğer yandan geleceğe dair soru işaretlerinin de bu işte bir payı var. Dolayısıyla alınan karar, seçim sorularını vaktinden epeyce evvel ortadan kaldırarak istikrarın ve reformist politikaların devamını teyit edecek daha öngörülebilir bir ortam yaratılabilecek.

Bu kapsamda resmi netleştirecek hususların başında da, elbette geçeceğimiz yeni sistem çerçevesinde oluşacak yeniden yapılanmanın belirginleşmesi gelecek. Böylece bir küme sual daha, yanıtını pek beklemeden hızla almış olacak. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, hedeflediği daha etkili ve verimli bir yönetim mekanizması eşliğinde, ekonomi başta olmak üzere çeşitli alanlara daha seri nüfuz edecek bir işleyişi beraberinde getirecek.

Doğrusu iş dünyasından seçime dair gelen açıklamaların da, büyük ölçüde bu noktalara temas ettiğini iki gündür işitmekteyiz. Zira sektörlerin başlıca beklentisinin, daha öngörülebilir bir ortama hızla adım atarak bürokratik engelleri törpüleyecek yeni sistemin faydalarını hissetmek olduğu açıkça anlaşılıyor.

PİYASA DOSTU

Ve piyasalardaki ilk yansımalara bakacak olursak da ilk gün gözlenen belirgin pozitif fiyatlamaların açıklamasını, erken seçimin dost bir mesaj olarak algılandığı şeklinde yorumlamak mümkün. Böylesi bir ilk pozitif tepkinin neden gerçekleştiğini anlamaya çalışırsak da, evvela işin özünde çok kısa süreli bir seçim atmosferinin “minimum belirsizlik” olarak tercüme edilmesi var: Ne kadar hızlı, o kadar iyi… Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın sürpriz olarak nitelendirilen 66 gün vadeli kararı, bu bağlamda oldukça başarılı bir hamledir.

Bunun içeriğindeki bir öge de, kanaatimce, başta 2019’a kadar uzanması planlanan süreçte bir kısım çevrelerce/kurumlarca varsayılan popülist politikalar misali iddiaların boşa çıkmış olmasıdır. Elbette iş dünyasının ve piyasaların 24 Haziran’ı ağırlıklı olarak olumlu karşılamasındaki bir diğer kabulün de, birtakım analistlerin ifade ettiği üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve devam edeceğine dair güçlü beklenti ve bunun ışığında sürecek siyasi istikrar ortamı olduğunu eklemek gerekir. Zira böylece, son dönemde üzerine yoğunlaşılan ekonomik reformlar çok kısa bir es verdikten sonra sisin kalktığı daha net bir ortamda yoluna daha güçlü bir mekanikle devam edebilecektir.

Kısacası burada kendi penceremden ekonomi ağırlıklı bir perspektifle baktığım 24 Haziran kararının, seçim atmosferinden mümkün olan en büyük hızla sıyrılarak Türkiye’mize yeni bir hikâye ve ivme kazandırmak için tarihi bir fırsat olacağına dair inancım tamdır. Bu bağlamda geleceği basiretle öne çeken seçim kararının, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ederim.

#Türkiye
#Ekonomi
#Piyasa