MEDİNE
“Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş.” Hac farizasını yerine getirmek için geldiğimiz kutsal topraklardan dönme vakti. Allah’ın isminin yer yüzünde ilk kez anıldığı mabed Beytullah’ı ziyaret ettik. Hazreti Peygamberimizin (as) elleriyle yerine koyduğu Hacerül Esfed’i selamladık. Tavaf ettik. Namaz kıldık.
İbrahim aleyhisselamı, Hacer annemizi, İsmail’i (as) andık. Safa ve Merve tepeleri arasında sa’y yaptık.
Arafat’ta ve Müzdelife’de vakfeye durduk, Mina’da çadırlarda sabahladık. Kıyamet sabahının provasını yaptık. Cemaratta şeytan taşladık. En çok da içimizdeki şeytanı mercimek taneleri kadar taşlarla taşladık.
Dönüşümüz Medine’dendi. Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselamın huzuruna vardık. Dua edip, “Kıyamette sancağının altında toplanmak için” Allah’a (cc) yalvardık. Hazreti Ebubekir’i, Hazreti Ömer’i selamladık. Cennetul Baki’ye uğrayıp Hazreti Fatıma annemizi, Hazreti Ayşe annemizi, Hazreti Osman’ı ve Efendimiz’in binlerce arkadaşı/sahebeyi ziyaret ettik. Cesedi yüzlerce kilometre ötede olsa da ruhu buralarda olduğuna inandığımız Hazreti Ali’yi andık, Hüseyin’i, Hasan’ı andık.
Uhud’a varıp, Hamza’yı, Amberiye Mescidi’ne uğrayıp Abdulhamit Han’ı andık.
Özenci de gördük, hoyratlığı da... Yiğitliği de gördük, sahteliği de.
Vazifemizi yaptık bu topraklarda.
Ama dedim ya “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş.”
Vatan hasreti içimize çoktan düştü.
Artık dönüş yolundayız. Ver elini memleket diyoruz.
Nasipse siz bu yazıyı okuduğunuz saatlerde İstanbul’a ulaşmış olacağız.
Yine memleketin sıcak gündeminin içinde bulacağız kendimizi.
15 gün önce Türkiye’den ayrılırken dolar kuru üzerinden üzerimize çöreklenmeye çalışanlar vardı. İdlip gerginliği şu anki kadar gündemimize oturmamıştı. Trump’ın ve Amerikan yönetiminin her gün bir başka ülkeyi tehdidiyle karşı karşıyaydı.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye bildiği yoldan dönmedi direncine direnç kattı ve dolar üzerinden çıkarılmak istenen fırtınayı göğüslemeyi bildi.
Bugünler aynı zamanda 1071’in, 1922’nin, büyük zaferlerin de yıl dönümü.
26 Ağustos 1071 Anadolu’nun kapılarının sonuna kadar bizlere açıldığı kutlu bir tarih. Alparslan ve onun yoldaşlarına selam olsun.
1922’nin Ağustos’u ise Anadolu’yu emperyalizme karşı savunup yeniden yurt yaptığımızın tarihi.
İki gün sonra 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın kutlayacağız.
1922 ylının 26 Ağustos’unda Büyük Taarruz’a karar veren Mustafa Kemal ve arkadaşları hiç de tesadüfi bir tarih olarak o günü seçmemişti. Bilerek ve tarihi devamlılığı gözeterek o gün büyük taarruzu başlattılar.
Ve nihayetinde 1071’in 26 Ağustos’unda kapıları sonuna kadar açılan Anadolu’dan bizi söküp atmak isteyenler 30 Ağustos 1922 tarihinde sökülüp denize döküldüler.
Bugün yine bizleri önce Tuna’nın doğusuna iten, ardından Fırat’ın doğusuna itmeyi düşünenlere karşı amansız bir direnişin içerisindeyiz.
Bizleri tekrar Asya’nın bozkırlarına sürmeyi düşünenlere karşı mücadelemiz dişe diş devam ediyor.
Hac için geldiğim Mekke ve Medine’de, yalnız olmadığımızı gözlerimle görüp, kulaklarımla işittim. İktidarlar olmasa da halklar, milletler Türkiye’nin yanında, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın yanında.
Ümmet Türkiye’ye duada, Erdoğan için duada.
Sadece dua etmiyorlar, bazıları Hazreti İbrahim’in ateşine bir damla su taşıyan karınca misali “yönümüz belli olsun” diyerek karınca kararınca işler de yapıyor.
Ümmetin şeref ve haysiyetini Türkiye ve Erdoğan koruyor bunun farkındalar.
***
Türkiye hiç olmadığı kadar büyük bir tehditle karşı karşıya. Ancak bir o kadar da hiç olmadığı kadar kenetlenmiş durumda.
Tarihsel kodlarının peşine düşen bir millet var artık. O kodların kendisine yüklediği misyonun farkında olan devlet adamlarımız var.
Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, cumhuriyetin bütün birikimiyle büyük yürüyüşün, büyük direncin başlangıç günlerini yaşıyoruz.
Medine’de Hazreti Peygamber’in (as) dizinin dibinde bu satırları yazmadan hemen bir kaç dakika önce karşılaştığım bir Fildişi Sahilili Müslüman yumruğunu havaya kaldırarak şöyle seslendi bana, “Türkiye gavi. Erdoğan gavi” ona dönüp, *Elhamdülillah* dedim.
Elhamdülillah Türkiye eskisinden çok daha güçlü. Elhamdülillah Cumhurbaşkanı Erdoğan hem milletin hem ümmetin büyük desteğiyle çok daha güçlü.
Şimdi memlekete dönme vakti.
Ver elini memleket.
Hicaz’dan bu kadar.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.