O, 1 milyon öğrenciden biri de bizim evdeydi. Son 8 ayımızın neredeyse tamamını o evimizdeki sınava girecek öğrenciye göre planladık desem yalan olmaz. Akşam oturmamızdan tutun da bayramda memlekette ne kadar kalacağımıza kadar bütün planlarımızı üniversite sınavına gerecek öğrencimize göre yaptık.
Çünkü, üniversite sınavı öğrenciler için aşılması gereken fakat aşılırken birçok bedelin de ödendiği bir sınav haline gelmiş durumda.
(Açıkçası 34 yıl önce girdiğim üniversite sınavını kazanamazsam hayatın sonu gelecek zannedenlerden biri de bendim.)
Okuldaki eğitimin yanında, etütler, özel dersler, özel programlar derken yaşanan stres ve gerginlik neticesinde sınav günü geldi çattı.
Önce mide koruyucu ilaç, ardından zorla yaptırılan bir kahvaltı… Ve evden çıkmadan önce uzun uzun nasihatler…
Sınava geç kalma stresi de yaşanmasın diye 10 dakika mesafedeki sınav salonuna 1.5 saat önceden gitmeler filan.
Salonun bulunduğu kampüsün kapısında “vedalaşırken” göz yaşlarımızı zor tuttuk. Vedalaşmak diyorum, oysa birkaç saatlik bir sınava gönderiyoruz çocuğu ama buna hangi birimiz inanabilir ki?
Arkasından dualar inşirahlar gönderdik.
Çocuklar 10.15’te sınava girdiğinde kapının önünde bekleşen bilaistisna bütün anneler, babalar, abiler, ablalar, teyzeler, amcalar duada. Dudaklar kıpır kıpırdı.
Bir veli söz alıyor, “Evet, Türkiye’nin eğitim sisteminde bir sürü aksaklık var” diyor. Bir başkası, “Hatta bizlerin dönemindeki ilkokuldan liseye oradan üniversiteye kadar bütün eğitim ve öğretim kurumlarında kalite daha iyiydi” diye devam ediyor.
Bir anne, “Tamam da şimdiki imkanlar çok daha iyi” filan diye devam ediyor.
Çocukların yolunu gözlemeye başlıyoruz. Kimi koşarcasına çıkıyor kapıdan, kimi bitkin. Kiminin yüzünde gülücükler, kiminin gözlerinde yaş.
Çocuklar bir eşiği öyle ya da böyle atladılar. Yükten kurtuldular. Sonuçları beklemeye başladılar. Anne babalar evlatlarının geleceğinde önemli bir aşama olan üniversite sınavında onları yalnız bırakmamanın gururu içindeler.
Bu sorunun net bir cevabı yok!
Bu kanaatimi pekiştiren cümleyi de sınav sonrası geldiğim işyerinde yemekte bir genç arkadaşım kurdu.
Ne diyebilirdim ki?
Aynı yolu ben de yürüdüm.
Yanılıyor muyum?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.