Suriyelilerin ve özellikle Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye gelenlerin geri dönmesini kimler istemiyor sorusunun cevabınıbundan önceki iki yazıda anlatmaya çalıştım.Türkiye’ye Ürdün rolü, PYD/YPG-PKK’ya İsrail modeliBir önceki yazıyı şu cümlelerle bitirmiştim.“Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda inşa etmeye çalıştığı terör koridorunun önündeki en büyük engel Türkiye ile birlikte Türkiye’ye o bölgeden sığınmış ve bir gün geri dönme ihtimali olan Suriyelilerdir!Avrupa ise hem kendi
Suriyelilerin ve özellikle Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye gelenlerin geri dönmesini kimler istemiyor sorusunun cevabını
da anlatmaya çalıştım.
Türkiye’ye Ürdün rolü, PYD/YPG-PKK’ya İsrail modeli
Bir önceki yazıyı şu cümlelerle bitirmiştim.
“Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda inşa etmeye çalıştığı terör koridorunun önündeki en büyük engel Türkiye ile birlikte Türkiye’ye o bölgeden sığınmış ve bir gün geri dönme ihtimali olan Suriyelilerdir!
Avrupa ise hem kendi konforları bozulmasın diye hem de müttefikleri Amerika’nın çıkarları için Suriyelilerin Türkiye’de ilanihaye kalması için teşvik ve akıl vermektedir!”
Bugünse
İsrail ile YPD-YPG-PKK
terör örgütünün benzer politikalarını ve
Türkiye’ye biçilen Ürdünleşme modelini anlatmak istiyorum.
İsrail’in Filistin topraklarını, Filistinlilerden arındırmasının bir benzerini PYD/YPG-PKK, Suriye’nin kuzeyinde yapıyor.
Filistinlilerin Ürdün’e sürülmesi ve geri dönüşlerinin tamamen engellenmesi yöntemi bugün Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye sürülenler için de uygulanıyor.
Bu yöntemle Türkiye Ürdünleştirilmek isteniyor.
Son iki yazıda Suriye’den Türkiye’ye gelenle mültecilerin hem Avrupa’ya geçişlerinin engellenmesi hem de geri dönmelerinin önüne geçilmesine ilişkin bildiklerimi anlatmaya çalıştım.
Bu konudaki son yazıda da Türkiye’ye Batı’nın ve Amerika’nın bu konuda biçtiği rolü anlatmaya çalışacağım.
PAKİSTANLAŞMASAK DA ÜRDÜNLEŞİR MİYİZ?
İçişleri Bakanlığı’nın sitesinde Suriyeli göçmenlerle ilgili bilgi verilirken şöyle bir cümle yazılmış,
“Türkiye’deki Suriyelilerin çoğu Suriye-Türkiye sınırına yakın olan bölgelerden gelmektedir.”
Bir veriye göre bu oran Suriyelilerin yüzde 67’sini oluşturmaktadır. (İdlip, Halep, Rakka, Haseki, Kamışlı ve civarları)
Ortadoğu’ya bugün için yapılan operasyon Balkanlaşma sürecidir. 1991 1’inci Körfez Savaşı bu işin başlangıcıdır.
O günden bu yana her türlü etnik kimlik, her türlü mezhebi yapı harekete geçirilmiş, husumetler artırılmış, bölge lime lime edilmiştir. Araya nifak tohumları atılmış, kan davası sokulmuştur.
Yugoslavya’nın çözülmesinden sonra Balkanlar’da yaşananların bir benzerini bugün Ortadoğu’da yaşıyoruz.
Bununla birlikte bir de Filistin’in Amerika ve Avrupa desteğiyle Siyonist İsrail tarafından işgalini hatırlamakta fayda var.
İsrail, Filistin topraklarını adım adım işgal etti, ediyor. Filistinlileri zorunlu göçe tabi tuttu, tutuyor. Filistinlileri çok büyük bir kısmı Ürdün’e sürüldü.
Bugün Ürdün’de sürgündeki Filistinlilerin sayısı yaklaşık 2 milyon 700 bin. Yaklaşık 10 milyon nüfusu olan Ürdün için büyük bir rakam. Ama daha önemlisi, Ürdün’e sürülen Filistinlilerin geri dönmemesi için geliştirilen politikalar.
Ürdün devleti için güvenlik meselesine dönüşen mülteciler meselesi (Son dönemdeki Suriyelilerle birlikte)
İsrail için fırsata dönüştürüldü.
Filistinliler tarafından “boşaltılmış” alanlar İsrailli işgalciler tarafından doldurdu.
Böylece Filistin adım adım yok edildi. İsrail her geçen gün toprağını genişletti.
Acaba diyorum, Türkiye’ye de Ürdün modeli mi uygulanıyor?
Yani, çoğu Suriye’nin kuzeyinden gelen Suriyeli mültecilerin Türkiye’de kalmasını teşvik edenler, yarın bir gün Suriye’nin kuzeyinde kurmak istedikleri YPD/YPG-PKK terör koridorunun demokrafik güvenliğini sağlamak için mi bize Ürdün modelini dayatıyorlar.
Yazı dizisinin ilk cümlesindeki sözümü hatırlatayım.
Aklımda deli sorular!
Yanılıyor olabilir miyim?
#Suriye
#Mülteci
#PYD/YPG-PKK
#İsrail
#Ürdün
