Suriyeliler konusunda “büyücü”nün söylediklerini sorgulamaya çalışmak (2)

04:005/05/2019, Pazar
G: 5/05/2019, Pazar
Hasan Öztürk

Bir önceki yazıda, Bıll McKıbben, Henry David Thoreau’dan ilhamla söylediği “Ne istediğimizi bildiğimiz fikri düpedüz yanlıştır. (…) neyin bizim, neyin büyücünün önerisi olduğunu ayırabilmemiz neredeyse olanaksız hale gelir.” (Doğa ve Yürüyüş Üzerine Seçme Denemeler sayfa 24. Everest Klasikler 2016) sözlerini hatırlatarak Suriyelilerin dönüşünü kimlerin istemediğini sorgulamaya çalışmıştık.Bugün de aynı konu üzerine tartışmaya devam edelim.ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “Türkiye ile

da, Bıll McKıbben, Henry David Thoreau’dan ilhamla söylediği “Ne istediğimizi bildiğimiz fikri düpedüz yanlıştır. (…) neyin bizim, neyin büyücünün önerisi olduğunu ayırabilmemiz neredeyse olanaksız hale gelir.” (Doğa ve Yürüyüş Üzerine Seçme Denemeler sayfa 24. Everest Klasikler 2016) sözlerini hatırlatarak Suriyelilerin dönüşünü kimlerin istemediğini sorgulamaya çalışmıştık.

Bugün de aynı konu üzerine tartışmaya devam edelim.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “Türkiye ile henüz üzerinde tam anlaşamadığımız bir güvenli bölge üzerine çalışıyoruz. Türkiye ile YPG’nin olmayacağı bir güvenli bölge konusunda da çalışıyoruz” dedi. (15.04.2019)

GÜVENLİ BÖLGE ANLAŞMASINDA SURİYELİLERİN GÜVENLİ DÖNÜŞÜ DE OLACAK MI?
Bu açıklamanın üzerinden 9 gün geçmişti ki bu kez, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun cevaplandırması istemiyle
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz
’ün verdiği soru önergesinde bambaşka bir tablo çıktı.
Soru önergesinde, 18 Nisan’da ABD Savunma Bakan Yardımcısı Charles Summers
’in,
Türkiye ile SDG’nin
(Suriye Demokratik Güçleri. Bu oluşumun vurucu gücü YPG’dir.)
doğrudan görüştüğü iddia edildi.
Summers’in, “
Müttefikimiz Türkler ve ortağımız SDG arasında süren görüşmelerle alakalı yorum yapamam
” dediği de soru önergesinde kayıtlara geçti.
Ve
Washington Post
(WP) 26.04.2019’da bombayı patlattı.
WP, Türk ve Amerikan askerlerinin 32 km derinliğinde oluşturulacak güvenli bölgede ortak devriye atacağını ileri sürdü.
Kaynak olarak da iki ülkenin yetkililerini gösterdi.
Şu ana kadar
SDG ile Türkiye’nin görüştüğü iddiası yalanlanmadı.
Sadece Hürriyet yazarı Hande Fırat 30 Nisan’da köşesinde iddiayla ilgili olarak, “R
esmi bir açıklama yapılmadı. Ancak ben kaynaklarımı aradım, aldığım yanıt, ‘iddia gerçek dışı, hiçbir kanalda ya da kurumda böyle görüşme yok’ oldu
” şeklinde yazdı.
Açık kaynaklardan takip ettiğimiz kadarıyla, Amerika ile Türkiye Suriye’nin kuzeyinde yakın gelecekte yürürlüğe girecek “
güvenli
bölge
” konusunda mesafe kat etti.
Lakin bizi tedirgin eden olası anlaşmada SDG’nin veya PYD/YPG-PKK’nın ne olacağı ve o bölgelerden gelen
Suriyelilerin evlerine, topraklarına dönüp dönemeyeceğinin garanti altına alınıp alınmayacağıdır.

Zira, Amerika ile Türkiye ortak devriye attığı vakit sorun çözülmüş olmayacak.

Yine
32 km derinlikte sınır boyunca kurulması düşünülen güvenli bölgeye mesela Rakka’dan gelenler dönebilecek mi? Kobani’den (Aynel Arap) gelenler dönebilecek mi?

Dönmek isteyen o insanlar için nasıl bir güvence verilecek?

PYD/YPG-PKK’YA ‘YURT’ VERMEYE HAZIRLANAN AMERİKA, TÜRKİYE’YE SÜRÜLEN SURİYELİLER KONUSUNDA SESSİZ
İşte
bu noktada devreye yine “büyücü” giriyor.
Ne diyordu
Bıll McKıbben
?
“Ne istediğimizi bildiğimiz fikri düpedüz yanlıştır. (…) neyin bizim, neyin büyücünün önerisi olduğunu ayırabilmemiz neredeyse olanaksız hale gelir.”

Yani, kite iletişim araçları kullanılarak bizlere söylenenlerin ne kadarını biz istiyoruz veya ne kadarını büyücü öneriyor?

AB’nin güvenliği ve konforunu sağlamak için bu milletin vicdanı devreye sokuldu. Amerika’nın kara gücü PYD/YPG-PKK’ya “yurt” verebilmek için Suriye’nin kuzeyinden insanlar Türkiye’ye sürüldü.

Ve bize de Suriyeli kardeşlerimizin entegrasyonu ve yabancı düşmanlığının önüne geçilmesi için “Proje” önerildi.

Türkiye yapması gerekeni yaptı, yapıyor. Mazlumlara sahip çıktı, çıkmalı da. Kurulması muhtemel “
güvenli
bölge
”ye Türkiye’deki Suriyelileri yerleştirmek istiyoruz.

Ne var ki, bu fikrimizi tartışmaya bile açtırmıyorlar.

Bize “
güvenli
bölge
” tanımlamasından “
Türkiye’ye maket uçaklar veya havan gibi karadan karaya atılan bomba ve füzelerden korunmayı anlamamız
” gerektiği dikte ediliyor.
Oysa ki “
büyücünün söylediklerini sorgulamak
” hakkımız.

Varsa fikri olan lütfen söylesin!

(devam edeceğiz)
Not: Bu gece nasipse sahura kalkacağız, yarın orucuz. Bu vesile ile cümlenizin Ramazan-ı şerifini tebrik ederim. İslam dünyasına huzur getirmesini Rabbim’den niyaz ederim.
#Suriyeli
#ABD
#SDG
#Ünal Çeviköz
#Charles Summers
#Bıll McKıbben
#PYD/YPG-PKK