Size uzun uzun “Çözüm Süreci”nin nasıl da “PKK Özerk Bölgesi”ne dönüştürülmek istediğini anlatacak değilim.
Ya da “Silahlar gömülsün” dendiğinde, “Ne kazandınız da silah bırakıyorsunuz” diyen 70’lik ihtiyarların dağ bayır PKK’lı teröristlerle neden dolaştığını anlatacak değilim.
“Masayı kim nasıl tekmeledi” sorusunun peşinden de koşacak değilim.
Nihayetinde, devlet babalığını yapmış, “şımarık çocuğu” sandığı terör örgütünü evin diğer bireyleriyle birlikte bir arada tutacağını ummuştu.
“Kan kusup kızılcık şerbeti içiyoruz” demişti. Bütün hepsi sırf şımarık çocuğu evde tutmak içindi.
Devlet, bir baba, bir ev reisi sabrıyla “şımarıklıklara”, “fütursuzluklara” dişini sıkıp sabretmişti.
Ne var ki “şımarık çocuğu” sandığının başkaları tarafından peydahlandığı gerçeğini bir kez daha gördü.
PKK terör örgütünün bir gayri meşru çocuk olduğu “Çözüm Süreci”nde bir kez daha görüldü.
PKK terör örgütü, bu topraklarda doğmuş olsa da başkalarını peydahladığıdır, gayri meşrudur bu evin çocuğu değildir!
Hal böyle olunca, süreci bitiren, zehirleyen de gayri meşru olandı.
Evimize dadananlarla birlikte eve, sahibine, babasına, ananasına, kızına, çocuğuna musallat olan gayri meşru çocukla, silahı elinde bulunduran meşru güç, mücadeleye tutuştu.
Ve bugün, yarı profesyonelleşmiş ordumuz ile, canını ortaya koymuş kahramanlarımızla, teknolojimizle PKK terör örgütünün boğazına ot tıkıyoruz.
(Bir Amerikalı general Şubat ayında şöyle bir cümle kurmuştu hatırlayın, “Türkler topyekun hep birlikte savaşıyor!”)
Çözüm Süreci bittiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık muhatap millettir” demişti. Yani terör örgütünün ve onun uzantılarının artık muhatap alınmayacağını ilan etmişti.
Dahası, “dışarıdan dayatmalar”a kapılar kapatılmıştı.
O günden sonra da zaten terörle mücadele konseptimiz değişti. “Tehdit nereden geliyorsa doğrudan orada müdahale yöntemi” seçildi.
Onun için, bugün Kuzey Irak’ta 40 üs bölgesi kuruldu. Kandil’in yolları tıkandı. Fırat Kalkanı ile Suriye’nin bir bölümü, Afrin Zeytin Dalı Harekatı ile bir başka bölümü kontrol altına alındı.
Dahası, Türkiye içinde terör örgütünün “girilemez, ulaşılamaz” dediği ne bir mağara bırakıldı, ne bir tepe başı..!
Mehmetçik sarp kayalarda, derin vadilerde alan hakimiyetini kurdu. Yakılıp yıkılan şehirler yeniden imar edildi.
Bugünlerde “Yeniden çözüm süreci” diyenler var. Oslo’da bir masa etrafında toplanıp “Çözüm Süreci’nin artılarını eksilerini konuşmuşlar.
İçlerinde eski İslamcı da var, liberal de solcu da..!
Ne hikmetse son dönemde gözden düşenlerle, Erdoğan nefreti her daim kabarık olanlar da masada.
Gitmişler Oslo’ya, Türkiye’nin başına musallat edilen “gayri meşru çocuğu nasıl kurtarırız” meselesini konuşmuşlar.
İçlerinden biri var ki hele “Çözüm Süreci” bittiğinde, PKK terör örgütünün nasıl da adım adım süreci baltalayıp bitirdiğinin kronolojisini yazmış olan.
Bugün o masada yeniden bir süreci hem de bir başka ülkenin gözetiminde nasıl başlatırız hesabındalar.
Sanki onca bombalar patlamadı. Sanki onca genç toprağa düşmedi. Sanki kazılan çukurlarla başlattıkları şehir savaşlarında yüzlerce güvenlik gücü şehit düşmedi. Sanki şehirlerimizin bir kısmı yerle bir olmadı.
Sanki, PKK terör örgütü ona verilen tüm taviz ve imkanları sonuna kadar istismar edip bir de üstüne “Özerlik, kanton” gibi yaklaşımlarla Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelmedi.
Sanki, 7 Haziran 2015 seçimlerindeki siyasi tabloyu görüp durumda vazife çıkartıp, Türkiye’yi yangın yerine çevirmedi.
Şimdi tutmuşlar yeniden bir daha “Çözüm Süreci” diye bir olmazın peşinden koşuyorlar.
“Olmaz” dedimse devletin içindeki bazılarının bu olmazı oldurmak için epeyce çaba sarf ettiğini unutmuş değiliz.
Bu köşeyi takip edenler hatırlayacaktır, “PYD/YPG-PKK’nın hamilerinin bir kısmı Ankara’da” diyen de “Şayet bir ‘Kürt devleti kurulacaksa’ (PKK terör koridorunu kast ediyorlar) buna kuran neden biz olmayalım diyenlerin varlığı”ndan söz eden de biziz.
Gerçekten de Çözüm Süreci’ne giden yolun taşlarını döşeyenlerin bir kısmı Ankara’da mukim. Bir kısmı hala aktif ve mutlaka PKK terör örgütünün yeniden muhatap alınması için çaba içerisinde.
Ama nafile!
Bu kez millete anlatamazsınız. Bu kez terör örgütünün Suriye’deki Zeytin Dalı Harekatı sırasındaki tahkimatlarını, Irak’ın Sincar bölgesindeki yapılanmasını, dahası kantonlar üzerinden bir terör koridoru kurmak için Amerika ve onun Ortadoğu’daki müttefikleriyle girdiği ilişkiyi görenlere bunu izah edemezsiniz.
Kimseye anlatamazsınız.
Dahası, bunu Sayın Erdoğan’a ve siyasetteki ittifak ortağı Sayın Bahçeli’ye hiç anlatamazsınız!
Gayri meşruluğun hakkı, bertaraf edilmektir.
PKK terör örgütü gayri meşrudur. Bertaraf edilmelidir.
Sonra oturup konuşulacaksa, oturup konuşulacaktır.
Yeter artık!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.