MHP MHP’dir, Ak Parti de Ak Parti ama…

Yeni yasama dönemi, yeni Meclis ile birlikte açıldı. Hayırlı olsun. Yenilenen Meclis’in belki de ilk gündeminde MHP’nin af tasarısı var.

Önümüzdeki günlerde af tasarısına Cumhur İttifakı’nın taraflarının vereceği tepki, yerel seçimlerde kurulacak ittifakın da belirleyicisi olacak.

Ben iki liderin baş başa yapacağı görüşmede, yerel seçimler için uzlaşma sağlayacağına inananlardanım.

Bununla birlikte “af” meselesinde MHP ve Ak Parti’nin birbirlerini tartacağını düşünüyorum. Af meselesine bakışımı bir önceki yazıda aktarmıştım.

Şayet af yasası Meclis’te tartışılacaksa bunun “cezaların indirimi” kadar, “cezaların artırılması”nı da kapsaması gerekiyor diye düşünüyorum.

Önümüzde siyasetin önemli virajlarından biri duruyor: Yerel seçimler.

Yerel seçimlerde kritik noktaysa İstanbul ve Ankara’nın Ak Parti tarafından, İzmir’inse CHP tarafından tekrar kazanılıp kazanılamayacağı.

CHP’de dün olağanüstü bir şey oldu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu aday olmayacağını açıkladı. O açıklamada, CHP yönetimine de doğrudan eleştiriler vardı.

Eş zamanlı olarak CHP ile HDP arasındaki ittifak meselesi de gündeme geldi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimlerinde “Bir oy CHP’ye bir oy HDP’ye” politikasıyla HDP’yi Meclis’e taşımış bir siyasi.

Şimdi, HDP ile ittifak yaparak, CHP’nin elindeki büyükşehirleri ve ilçe belediyeleri korumayı düşünüyor. Aynı şekilde kayyumlar tarafından yönetilen Doğu ve Güneydoğu'daki il ve ilçelerde de HDP’nin önünü açmanın hesabını yapıyor.

PKK terör örgütü ile doğrudan ilişkisi olduğu gerekçesiyle hüküm giymiş HDP eş başkanları varken… HDP tarafından belediye başkanı yapılmış bir çok isim terörle mücadele kapsamında arananlar listesindeyken…

CHP’nin HDP ile kol kola yerel seçimlere gidecek olması CHP’nin ulusalcıları için yenilir yutulur bir şeydir midir göreceğiz. 24 Haziran’da sırf Erdoğan düşmanlığı motivasyonu ile HDP’ye oy vererek Ak Parti’yi Meclis’te azınlığa düşürmeyi düşünenler yerel seçimlerde de aynı motivasyonla hareket eder mi, bunu da göreceğiz.

MHP ve Ak Parti cenahındaysa, ortak hedef noktasında bir ayrışmanın değil tam bir mutabakatın olduğu aşikar.

O yüzden MHP lideri Devlet Bahçeli, çoktan “İstanbul için aday göstermeyeceğiz” bile dedi.

Ortak hedefi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tam teşekküllü yerleşik hale gelmesi ve terörle mücadelenin başarıya ulaşması şeklinde formüle edebiliriz.

Bu ortak hedefte MHP ve Ak Parti hem kurumsal olarak hem liderlik olarak birbirlerine ihtimam gösteriyor.

Ancak politik mülahazalar da yok değil.

Günlük politik tartışmalarda iki ayrı partinin var olduğunu parti sözcüleri bazen abartılı bir halde ortaya koyuyor. Bunun da normal olduğunu düşünüyorum.

Şunu kabul etmekte yarar var. Sistem değişti ama hala çok partili bir siyasi hayatımız var. Meclis’te bu siyasi partilerin yasama faaliyetlerinde farklı düşünmesi kadar doğal bir şey olamaz.

MHP MHP’dir, Ak Parti Ak Parti!

Yadırganan şey ise, iki partinin “kriz çıkar” denen konularda bile liderlerinin baş başa yaptığı görüşme sonucunda bir ortak noktada buluşması. Aslında bunun yadırganmasından daha çok bilakis takdir edilmesi gerekir.

Başarının sırrıysa, ortak hedefin partiler üstü olmasının biliniyor olmasıdır.

Yerel seçimde de ittifakının zorunlu olduğu ve ortak hedefin partiler üstü olduğu alanlar var. Burada parti menfaatlerinden çok milletin, memleketin menfaatleri önemlidir.

Bu köşede daha önce yazdım, “Halk düşmanlarını alaşağı etmek için bile ittifakı destekliyorum” diye.

MHP ve Ak Parti’nin, güçlü olduğu yerlerde kendi adaylarıyla seçime girmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Ancak, bazı şehir ve ilçelerde iki partinin birbiriyle rekabeti nedeniyle aradan sıyrılanlar var.

Demokratik yarışta bunlar çok doğal biliyorum. Ama şunu da biliyorum, aradan sıyrılanların bazılarının ne seçildikleri il ve ilçelere ne de memlekete bir hayırları var.

Militanları, eski hükümlüleri, marjinalleri istihdam ederek, önlerini açarak, oraların yerlilerini yerinden yurdundan ederek demografik yapıyla oynuyorlar.

En azından bu durumun önüne geçmenin yolu, ittifakta bir partinin adayının lehine diğer partinin feragat ve fedakarlık yapmasıdır.

Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde ittifak kurduğunu bir an önce ilan etmesini bekliyorum.

Ha bu arada iki partinin koridorlarında “Biz onlara mahkum muyuz” diyenleri duyar gibiyim.

Evet kimse kimseye mahkum değil ama yeni yönetim sisteminin oturması ve terörle mücadelede kalıcı sonuç için iki parti bir birine muhtaç anlamıyor musunuz?

Yoksa MHP MHP’dir, Ak Parti de Ak Parti bunu anladık.