Darbeci Hafter Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) “emri” ile Moskova’dan kaçtı. Berlin Konferansı öncesi Libya iç barışı için umut olan Moskova mutabakatını imzalamadı. Tam bir kukla, tam bir kurşun asker olduğunu ispatladı.
BERLİN’E ELİ GÜÇLÜ GİDİYOR
Libya için kritik hafta sonuna girilirken taraflar Berlin Konferansı’na kilitlendi.
Türkiye, Moskova’daki görüşmeler ile Libya’daki elini daha da güçlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eli güçlü bir şekilde Berlin’e gidiyor.
HAFTER VAHHABİ SELEFİ GRUPLARLA BİRLİKTE HAREKET EDİYOR
Peki, Hafter ve onun yanındakiler Türkiye’de birileri tarafından iddia edildiği gibi, “laik, seküler ve ılımlı” mı yoksa bize yine bir zoka mı yutturulmaya çalışılıyor?
Yine Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Serrac iddia edildiği gibi İhvancı mı yoksa sosyal demokrat bir geçmişe mi sahip?
Libya sahasında uzun zamandır aktif olarak çatışmaları takip eden bir dostumdan Hafter’in Türkiye’ye karşı “cihat” çağrısının sahada karşılık bulup bulmayacağına ilişkin bilgi notu istediğimde çok ilginç verilere ulaştım.
Hafter’in Doğu Libya’daki Suudi Arabistan (SA) desteğindeki Vahhabi Selefi Medhali denen grup ile neler yaptığını öğrendim. Hafter Türkiye’ye karşı “cihat” çağrısı yaparken, sahada kendisine destek olan aşırıları domine etmek istemiş.
MEDHALİLER TIPKI DEAŞ GİBİ TÜRBELERİ BOMBALADI, NAAŞLARI ÇÖLE ATTI
Bakın, ismi bizde mahfuz olan dostumuzun sahadan bize geçtiği bilgi notunda neler var:
“Darbeci Hafter’in başlıca destekçisi ve milis gücü olan, SA güdümlü Medhali Selefiler, Libya’da tarihi cami ve türbeleri sistematik olarak yok etmektedir.
Hafter’e verdikleri desteğin karşılığı olarak nüfuzları artmış olan bu grup, Doğu Libya’da Genel Müftülük Kurumu’nu (fetva makamı) ve camileri tamamen kontrolleri altına almışlardır. Bunların
saldırı ve tahribatından Bingazi’deki Reşid Paşa Camii, Trablus’daki Karamanlı Camii (Osman Paşa medresesi ve camii), Turgut Reis Türbesi, Murat Ağa Türbesi gibi ecdat yadigârı kutsal mekânlar zarar görmüştür
. Camilere bitişik türbeler bombalarla patlatılmıştır. Bu mekânlarda bulunan
evliya ve tarihi şahsiyetlere ait naaşlar çıkarılıp çöle gömülmüştür
. Çinilerle birlikte ayet ve hadislerden oluşan levhalar kırılmıştır.
Doğu Libya’daki Medhalilerin ele geçirdiği Genel Müftülük Kurumu, mevlidi ve kadınların erkek akrabaları olmadan seyahat etmelerini yasaklamıştır.
Bu grup demokrasiye bağlı olanları ve seçimlere katılanları dindışı ilan etmiştir.”
DİKTAÇI HAFTER’İ ULULEMR KABUL EDEN VAHHABİ SELEFİLER İŞ BAŞINDA
Bilgi notunda dikkatinizi çekmiştir, Hafter’in destekçisi Medhalilerin “din algısı” böyle. Tıpkı DEAŞ’ınki, El Kaide’ninki gibi.
Peki, Medhali Selefiler neden Hafter’e destek veriyor?
Bu sorunun cevabı yine aynı bilgi notuda var:
“Hafter Libya’ya hâkim olma mücadelesinde Medhali Selefileri oldukça güçlendirmiştir.
Hafter diktacı olduğundan, Medhaliler de ululemre uyduklarını söyleyerek birbirlerine hitap etmektedir
. Bu işbirliğinden
büyük zararı masum Müslüman halk, demokrasi özlemi duyanlar, kadınlar ve insan hakları savunucuları görmektedir.
Medhaliler Doğu Libya’da önemli bir dini otorite haline geldiler. Medhaliler, yayınladıkları fetvalar ile halkı Hafter’in düşmanlarına karşı cihada çağırdılar.
2014 Mayıs’ında Operasyon Keramet adı altında
Bingazi’ye saldırı başlatınca, doğudaki Medhali milisler ona katıldı ve aktif olarak savaştı
.”
GRUPLARLA HAFTER’İN YANINDA
Bilgi notunda da gördüğünüz gibi,
Medhaliler, Hafter saflarında savaşıyorlar ve bunu yanlış dini bir motivasyonla yapıyorlar.
Hafter, Medhalilerin desteğini almak için Türkiye’ye cihat çağrısı yaptı. Ve bu çağrıyı yaparak hem SA’nın hem de BAE’nın desteğinin sürmesinin yolunu açtı.
Oysa Türkiye’de tam tersi bir algı oluşturulmak istendi. Kısmen başarılı da oldu.
Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Serrac sosyal demokrat bir siyasetçi olmasına rağmen “İhvancı” ilan edilmek istendi.
Hafter ise Medhaliler gibi Vahhabi Selefi aşırılıkçı gruplarla işbirliği yapmasına rağmen “laik, seküler” olarak gösterilmek istendi.
Hafter denen darbeci, Libya’da iktidarı ele geçirmek için her türlü angajmana giriyor. Hatta Libya’nın DEAŞ’ı kabul edilen Medhalilerle bile.
Türkiye’deki bir takım aklı evveller de Hafter’e methiye düzüyor.
Burada büyük bir çelişki yok mu Allah aşkına?