Kurban Bayramı’nda “yürek yemek” ya da gelenek ile takvayı meczetmek

04:0011/08/2019, Pazar
G: 11/08/2019, Pazar
Hasan Öztürk

Bugün bayram. İbrahim’in (as), İsmail’in (as) bayramı bugün. Ümmetin, İslam’ın bayramı. Bugün Kurban Bayramı. Bayramınız mübarek olsun.Bayramda yolunu memlekete, yolunu sılaya, yolunu ata yurduna düşürenler var. Bayramda ana baba ocağına koşanlar var.Bayramda kurbanını kendi boğazlayanlar, kesim merkezlerinde sırasını bekleyenler var.Bir mazlumun, bir garibanın boğazından hiç olmazsa bayramda bir parça et geçsin diye düşünerek kurbanını bağışlayanlar var. Bir de kurban payından bir parça da bize

Bugün bayram. İbrahim’in (as), İsmail’in (as) bayramı bugün. Ümmetin, İslam’ın bayramı. Bugün Kurban Bayramı. Bayramınız mübarek olsun.



Bayramda yolunu memlekete, yolunu sılaya, yolunu ata yurduna düşürenler var. Bayramda ana baba ocağına koşanlar var.

Bayramda kurbanını kendi boğazlayanlar, kesim merkezlerinde sırasını bekleyenler var.

Bir mazlumun, bir garibanın boğazından hiç olmazsa bayramda bir parça et geçsin diye düşünerek kurbanını bağışlayanlar var. Bir de kurban payından bir parça da bize gelsin diye kapı gözleyen garip guraba var.

***

Bayramlar hepimizden daha çok çocukların bayramı. Çocuklar için bayram anıları ömür boyu taptaze tutulan türden.

Ben de bir zamanlar çocuktum. Ve o zamanlarda yaşadıklarım şimdilerde taptaze zihnimde durmakta.

Size bugün, hatırladığım ilk Kurban Bayramı’ndan hatırladıklarımı anlatmak istiyorum. Zira yıllar yıllar sonra
‘yürek yemek
” deyimi ile dedemi birlikte anmak için o Kurban Bayramı’nı hatırlamam gerekti.

Dedem de sağ idi, ebem de. Babam başımızda, abim ergenliğe yeni adım atmıştı. Henüz bizden hiçbiri evlenmemiş, hepimiz baba ocağında çocukluğumuzu yaşıyorduk.

5-6 yaşında ya var ya yoktum. Çankırı’nın Kurşunlu ilçesinde iki katlı ahşap ve kerpiçten yapılmış eski bir evde kiracıydık.

Kurban Bayramı’nda adet üzere çıkıp yine köye gitmiştik.

Bayram sabahı camiden çıktıktan sonra bir gün önceden alnına kına yakılmış kurbanlık avluya getirildi.

Babam birkaç komşunun da yardımıyla kurbanı yatırdı. Ön ayağından birini serbest bırakıp diğer üç ayağını bağladı. Kıbleye çevirdi. Dedem bizim de duyacağımız şekilde tekbir getirmeye başladı. Hep birlikte tekbir getirdik. Bu arada hepimizi kurbanın başına topladı. Kendisi eliyle kurbanın sırtını, boynunu sıvazlıyordu. Bize de göz işaretiyle “siz de yapın” dedi. Biz de kurbanın sırtını, sıvazladık. Tekbir getirdik. Tekbir bitti, babam “Bismillahi Allahu ekber” diyerek kurbanı kesti. O an hepimiz susmuştuk. Çıt çıkmıyordu. Sadece kurbanın bilinçsiz kasılmasının çıkardığı sesler vardı.

Kurban kesildi. Babam ve dedem şükür namazı için ebemin eve geçti. Biz çocuklar, avluda kurbanın başında öylece bekledik.

Yüzme ve kurbanın pay edilmesi işlemi için babam abimi de yanına alıp geldiğinde dedem henüz ortalıkta yoktu. Babamın ilk işi kurban etinden bir parçayı eve kavurma için göndermek oldu.

Bir ara dedem evin kapısında göründü. Bana dönerek mırıldandı. Ne dediğini anlamadım ama yüzünde tebessüm vardı.

Ben dedemin en küçük torunuyum. Adım dedemden yadigar. O yüzden dedemden kalan her bir hatıranın bende büyük anlamı var.

Dedem sonra kurbanın başındaki babama “Mustafa” diye seslendi. Ağabeyimi işaret ederek, “Özcan’a kurbanın yüreğini ver de getirsin” dedi. Babam bir kaç bıçak hamlesinden sonra kurbanın yüreğini alıp ağabeyime verdi. Ağabeyim yüreği evin kapısında bekleyen dedeme doğru getirirken dedem, “Ekmek odasındaki kadınlara ver pişirsinler” diye işaret etti. Ağabeyim içeri girdi. Dedem elini omzuma koydu, “Kurbanın yüreğini ilk sen yiyeceksin. Yürek yiyen Hasan olacaksın” dedi ve bir kocaman gülücük patlattı.

Biraz sonra babam yorgun argın ebemin kapının önündeki sahanlığa geldi. “Çok acıktık, hala kavurma hazır değil mi” diye çıkıştı. Kadınlar içeriden “Sabredin az kaldı” dedi. Dedem, eliyle bana işaret edip “Koş kap yüreği al gel” dedi.

Kadınların bir sahana koyduğu bir kaç parça yüreği alıp geldim. Dedem bir parça aldı. “Aç ağızını” dedi. Eliyle yüreği ağızıma tıktık.
“Yürek yiyen Hasan oldun”
artık dedi. Bir parça da kendisi yedi.

Büyük çocuklar sıraya çoktan girmişti. Kurbanın yüreğini hepimiz bir lokmada yuttuk.

Biraz sonra evin hayatına sofra kuruldu. Yer bulanlar diz kırıp oturdu. Sininin ortasına kocaman bir sahanda kurban etinden yapılmış kavurma kondu. Yufkalar kavurmanın üzerine bir bir atıldı. Kurbanın kavurması yenirken neredeyse bütün büyüklerin ağızından, kurban etinin lezzetinin anlatıldığı cümleler duyuldu.

***

Biz biliriz ki kurbanın ne eti, ne kanı Allah’a (cc) ulaşır. Biz biliriz ki sadece takvamız, samimiyetimiz, teslimiyetimiz test edilir kurbanda. İbrahim Aleyhisselam’ın emre itaat için biricik evladını kurban etmeyi göze almasının anlamını da İsmail Aleyhisselam’ın emre rıza göstermesinin anlamını da Kurban Bayramlarında kurbanlarımızı Allah’ın (cc) rızası için kestiğimizde idrak ederiz.

Aynı zamanda bir geleneği, bir adeti yaşatırız.

Yine bir bayrama erdik. Çocukluğumuz çoktan geçti, gençliğimiz bitti. Orta yaşımızın sonuna geldik. Şimdi geleneğimizi çocuklarımıza, torunlarımıza aktarmak bize düştü.

Cümle ceddimize rahmet ile Kurban Bayramınız tekrar mübarek olsun.

#Hz. İbrahim
#Hz
#İsmail
#Kurban
#Bayram