Siyasette kartlar yeniden karılırkenittifakların geleceği ne olacak sorusuçoktan sorulmaya başlandı bile.Sözün başındaCHP ile HDP’nin baş başa kalma ihtimalinin yükseldiğinibelirtmek isterim.İkinci husus,İyi Parti’nin son kongreden bu yana kendi içindeki “çatlakları” onarmakla birlikte Millet İttifakı’nın ana taşıyıcısı olma konusundaki atağını da kayıtlara geçirmek gerekir.“Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan partiler”(İfade bana ait değil, CHP’li gazeteciGürkan Hacır’a ait) ittifak için heveskar
Siyasette kartlar yeniden karılırken
ittifakların geleceği ne olacak sorusu
çoktan sorulmaya başlandı bile.
Sözün başında
CHP ile HDP’nin baş başa kalma ihtimalinin yükseldiğini
belirtmek isterim.
İkinci husus,
İyi Parti’nin son kongreden bu yana kendi içindeki “çatlakları” onarmakla birlikte Millet İttifakı’nın ana taşıyıcısı olma konusundaki atağını da kayıtlara geçirmek gerekir.
“Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan partiler”
(İfade bana ait değil, CHP’li gazeteci
’a ait) ittifak için heveskar olmakla birlikte çarpan etkilerinin zayıflığını gördüler.
KILIÇDAROĞLU’NUN ÜSLUP SEVİYESİZLİĞİNİN NEDENİ PARTİ İÇİ HUZURSUZLUK
CHP, parti içi taciz, tecavüz gibi ahlaki sorunları perdelediği günlerde, gündemi “irrite edici” ifadeler üzerinden belirlemeye çalışıyor.
En son cumhurbaşkanlığı makamına yönelik Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri,
CHP’nin içinde bulunduğu “açmaz ve sıkıntıları” da örtmeye dönük çaba olarak değerlendiriyoruz.
’ün parti kurduğu ve Muharrem İnce’nin partisinin kurucular kuruluyla Yalova’da toplantı üstüne toplantı yaptığı bir dönemde CHP liderinin üslubunun seviyesizliği daha da bir anlamlı hale geliyor.
Muharrem İnce’nin, CHP’deki taciz ve tecavüz vakalarına yönelik eleştirileri orta. Sarıgül’ün partisinin genel merkez binası açılışındaki siyasi dildeki pozitif üslubu ortada. Bu iki aktörün CHP tabanında heyecan oluşturduğu da ortada.
Hal böyle olunca CHP, ne yapıp edip Cumhur İttifakı’nın iki taşıyıcı aktörü arasını açmak için denemedik yöntem bırakmıyor.
Mesela daha geçtiğimiz ay,
diye tutturan
CHP’liler, muhatap olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’yi işaret etmişlerdi.
Ak Parti ve MHP arasında Cumhur İttifakı’nın akıbetini etkileyecek bir çatlak oluşturmak maksadıyla şimdi de
başlığıyla gündem peşindeler.
HDP’NİN ŞEFFAF İTTİFAK İSTEĞİ İYİ PARTİ’Yİ BAŞKA ARAYIŞLARA İTİYOR
HDP demişken, HDP’nin içindeki kaynamaya da işaret etmeden olmaz.
HDP’nin PKK terör örgütü ile arasına mesafe koyması gerçeğini HDP içindekiler bile fark etti, ikrar etti, talep etti. Ayhan Bilgen ve Altan Tan örnekleri karşımızda duruyor.
Yine HDP, sivri dilli kimi sözcülerini susturdu.
Ve yerel seçimlerden bu yana yaklaşık
2 yıldır ısrarla zımni ittifak değil “aleni, açık, şeffaf ittifak”tan yana beyanlarda bulunuyorlar.
HDP ile aleni ittifak yapmak için Millet İttifakı’nın paydaşları epeyce caba sarf etti.
Hatta İyi Parti kongresinde bazı isimler sırf bu yüzden parti vitrinine alındı. Bahadır Erdem gibi.
Ancak,
İyi Parti iç muhalefeti ve taban tepkisi yüzünden HDP ile aleni ittifak meselesine olumlu bakmadı.
Buna hem Ümit Özdağ’ın İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’yu “FETÖ’cü” olmakla itham etmesi hem “HDP’nin de içinde bulunduğu bazı partilerle CHP’li İbrahim Kaboğlu Başkanlığındaki bir heyetle anayasa çalışması yaptığı” iddiasını dillendirmesi eklenince yeni bir durum ortaya çıktı.
İyi Parti Genel Başkanı
in, Kılıçdaroğlu’nun söylediği “sözde cumhurbaşkanı” ifadesini eleştirmesi ve
“Bu üslup bizim üslubumuz değildir”
demesi yeni durumun işaretidir.
HDP’nin kapatılma ihtimali, siyasette karılan kartların yeniden dağıtılması sürecinde etkileri olacaktır.
Ancak burada parti kapatmanın zorlaştığını belirtelim. İkinci husus, Ak Parti ile MHP’nin “HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağı” hususunda farklı düşünmesinin Cumhur İttifakı’nın geleceğini etkilemeyeceğini de kayıtlara geçirmek isterim.
Küçük partiler ise yüzde 50 artı 1 denkleminde elbette önemli bir tutuyor. Saadet Partisi Yüksek İstişare Heyeti Başkanı Oğuzhan Asıltürk’ü ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyarete ilişkin cuma namazı sonrası yaptığı açıklamada “terörle mücadele konusunda destek ve seçim ittifakı”nı konuştuklarını söyledi.
3. İTTİFAK İÇİN ŞARTLAR OLGUNLAŞIYOR
Saadet Partisi tabanının özellikle Ayasofya-i Kebir ve Kariye camilerinin yeniden ibadete açılmasından çok büyük heyecan duyduğunu biliyoruz.
Ayrıca Saadet Partisi içindeki bir zümre haricinde Ak Parti ve Erdoğan’a yönelik olumlu havadan da haberdarız.
Siz bakmayın Mustafa Kamalak gibi, yekten gemileri yakan ve diyalog kapılarını şimdiden kapatmaya çalışanlara.
Yakın gelecekte Saadet Partisi ile Ak Parti kurmaylarının “istikşafi görüşmelerine” başlayacağını söylersek abartmış olmayız.
Siyasette yeniden karılan kartlar nedeniyle mevcut ittifaklar bu haliyle devam etmeyecek gibi görünüyor.
Bize göre,
3. bir ittifakın da şansı doğuyor.
CHP ile HDP’nin açıktan ittifak yapması, öbür taraftan İyi Parti’nin sağda yeni bir ittifak oluşturması ve Cumhur İttifakı’nın da yeni paydaşlarla tahkim edilmesi muhtemel.