Diğerleri çok mu iyi?

04:0022/01/2019, Salı
G: 22/01/2019, Salı
Hasan Öztürk

“Yandık, bittik, kül olduk” diyenlerin ısrarla ıskaladıkları, görmezden geldikleri bir hususu hatırlatmama müsaade edin.Gazetelerde başlık, “Davos bu yıl lidersiz” haber devam ediyor, “Amerika Başkanı Trump hükümet kapalı olduğu için, İngiltere Başbakanı May Brexit krizi nedeniyle, Fransa Cumhurbaşkanı Macron sokak eylemleri nedeniyle bu yıl Davas’a katılmıyor.”Her yıl liderleri ve dünya ekonomisinin önde gelen isimlerini ağırlayan Davos’a bu yıl 3 büyük ülkenin lideri katılmıyor.Gerekçeleri, hayli

“Yandık, bittik, kül olduk” diyenlerin ısrarla ıskaladıkları, görmezden geldikleri bir hususu hatırlatmama müsaade edin.



Gazetelerde başlık, “Davos bu yıl lidersiz” haber devam ediyor, “Amerika Başkanı Trump hükümet kapalı olduğu için, İngiltere Başbakanı May Brexit krizi nedeniyle, Fransa Cumhurbaşkanı Macron sokak eylemleri nedeniyle bu yıl Davas’a katılmıyor.”

Her yıl liderleri ve dünya ekonomisinin önde gelen isimlerini ağırlayan Davos’a bu yıl 3 büyük ülkenin lideri katılmıyor.

Gerekçeleri, hayli mühim! Birinin hükümeti kapalı, çünkü bütçe onaylanmadı.

Diğeri Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecinin sancılarını yaşıyor.

Kıta Avrupası’nın nükleer gücü Fransa ise sarı yeleklilerin eylemleri nedeniyle zor günler geçiriyor.

BİZ İYİ DEĞİLİZ DE ÇEVREMİZ ÇOK MU İYİ?

Evet, doğru Türkiye uzun zamandır bir kıskacın içinde. Ve her kurulan tuzaktan, her kıskaçtan kurtulmanın yollarını deniyor, buluyor.

Evet doğru özellikle 2018’in yaz aylarındaki ekonomik saldırı faiz, enflasyon ve kurdaki dengeleri bozdu. Ve zor günler geçiriyoruz.

Evet doğru jeopolitik hesaplar yüzünden askeri ve diplomatik bir direniş göstermek zorundayız.

Rusya ile uçak krizi, Amerika ile Rahip Brunson ve FETÖ krizi yaşadık. Fırat’ın doğusu konusunda Amerika ile ters düştük!

Bunların hepsi tamam.

İyi de Türkiye’nin dışındaki ülkeler güllük gülistanlık mı?

Ne etrafımızda ne müttefiklerimizde ne rakiplerimizde “huzur” yok.

Amerika kendi içindeki mücadelenin gerginliğini yaşıyor. Baksanıza Trump bir gün önce yazdığı tiviti bir gün sonra unutuyor, yalanlıyor.

Avrupa Birliği 2008 krizini hala atlatamadı. Sokak eylemleri başkentleri esir aldı.

Çin ilk kez son çeyrekte beklenen büyümenin çok altında kaldı. Rusya, Ukrayna sorunuyla cebelleşiyor.

Say say bitmez. Türkiye muadili ülkeler ve daha da alttakilerse can çekişiyor.

Yunanistan mı iyi, İspanya mı? Brezilya mı iyi, Japonya mı?

İran mı iyi, Irak mı, Suudi Arabistan mı, İsrail mi?

Ne coğrafyamızdakiler ne uzaktakiler… Hiç biri iyi durumda değil!

DÜNYA BİR ALTÜST OLUŞ YAŞIYOR

Dünya bir altüst oluşu yaşıyor.

Bu altüst oluş ne sadece ekonomik, ne sadece politik. Dünya bir yol ayrımında ve bu yol ayrımı aynı zamanda büyük depremlerin yaşanmasını da tetikliyor.

Türkiye’nin yaşadığı zorlukları hafife alıyor değilim. Ama sadece zorluk içinde olan da biz değiliz.

Ekonomideki dalgalanma, Suriye’nin kuzeyi ile ilgili gelişmeler, Avrupa Birliği ile Amerika ile yaşadıklarımız… Bütün bunlar bir gerginlik nedeni olarak duruyor olabilir.

Ama unutmayın bütün bu olumsuz gibi görünenlerin aslında Türkiye’nin yakın tarihinde aştığı sorunlarla kıyaslandığında çözülemeyecek sorunlar olarak görünmüyor.

NEREDEN NEREYE GELDİĞİMİZİ UNUTMAYALIM

Düşünsenize, 2001 ekonomik krizini..! 1 milyar dolar kredi için IMF’nin dayattığı onlarca yasayı bir gecede çıkartmak zorunda kaldığımız günleri…

Yine 2007’deki 367 garabeti yüzünden cumhurbaşkanının seçilemediği günleri.. e-muhtıraları, laiklik tartışmaları, sivil meşru siyaseti tasfiye çabalarını.

Kapatma davası üzerinden kaos hesaplarını, Ergenekon bahanesiyle askeri bürokrasinin tasfiye süreçlerini, FETÖ’nün her alanda etkinleştiği günleri…

Düşünsenize bir anda Gezi’de patlak veren sokak olaylarını.

Tüm istismarcıların sonuna kadar istismar ettiği şehir örgütlerinin Taksim’i işgal ettiği günleri…

Sokaklarımızın alev alev yandığı günleri…

17/25 Aralık sürecinde, her gün internet sayfalarında, CHP parti grubunda hayasızca dolaştırılan montaj/dublaj telefon tapeleri üzerinden hükümet düşürme çabalarının yaşandığı günleri…

Yargısal darbenin yaşandığı günleri…

Çukur savaşlarıyla Doğu ve Güneydoğu’da “otonom bölge” kurma hayalindekilerin şehirlerimizi yakıp yıktığı günleri…

15 Temmuz gecesi milletin vergileriyle alınan tankları, uçakları, otomatik tüfekleri yine millete doğrultan FETÖ’cü alçakların caddelerde, köprülerde ortalığı kan gölüne çevirdiği günleri…

Onlara karşı sadece çıplak elleriyle direnen milletin evlatlarının şehit edildiği, gazi olduğu günleri…

Örneklerin sayısını artırabiliriz.

BADİRELERİ ATLATARAK, BARİYERLERİ YIKARAK YÜRÜYORUZ MENZİLE

Bugünden çok daha vahim günleri bir bir atlattık. Bu süreçleri atlatmamızdaki yegane neden birliğimizdi. Ve o birliğin önünde yürüyen liderlikti. Askeri vesayeti de darbeyi de, ekonomik ablukayı da, terör belasını da birliğimizle ve liderlikle atlattık.

Bozgunculuk yapanlar da oldu, işbirlikçiler de… Hepsine rağmen bunu başardık.

Bugün, “Yandık, bittik, kül olduk” diyenlerin yakın geçmişi unutmuş olmaları mümkün değil. Unutmadıkları halde bugün bu dil ile sokağı zehirleme gayretlerinin altında “birliğimizi bozmak” gibi niyetlerinin olduğu aşikar.

Zira, o birlik bozulursa “yürüyüşümüz” durdurulabilir. Liderlik sekteye uğratılabilir.

Bunu biliyorlar ve o yüzden, dışarıya bakmadan sürekli içeride “bozgunculuk”la meşguller.

Biz iyi değiliz peki dışımızdakiler çok mu iyi?

Gördünüz işte, Trump hükümeti kapalı diye Davos’a gidemiyor, Macron sokakları yatıştıramıyor.

Birliğimiz devam ettiği sürece ne ekonomik olarak ne siyasal olarak ne de askeri olarak yakın geçmişten daha kötü olmayız. Hatta çok daha iyi günler bizi bekler.

İnanmayanlar bir yıl önce teröristlere karşı aslanlar gibi vuruşan Mehmetçik’in Afrin zaferini, Zeytin Dalı Harekatı’nı hatırlasın yeter!

Yanılıyor muyum?

#Davos
#AB
#FETÖ
#IMF
#Ergenekon
#Mehmetçik