Biden hükümeti için“3’ncü Obama dönemi”denmesinin ilk emareleri Ortadoğu’daki aktörlerdir. Neredeyse Obama döneminin elemanlarının tamamı geri geldi.Anladığımız kadarıyla Biden,“Nerede kalmıştık”diyerek bölgemizde Obama dönemindeki gibi aparatları harekete geçirmek üzere çoktan düğmeye basmış.Amerika tarafından hızlıca PKK’nın Suriye kolu YPG’ye silah ve mühimmat sevkiyatına yeniden başlanması… Ve akabinde“DEAŞ ile mücadele”teranesinin yeniden ısıtılıp dillere pelesenk olması bizlere önümüzdeki
Biden hükümeti için
denmesinin ilk emareleri Ortadoğu’daki aktörlerdir. Neredeyse Obama döneminin elemanlarının tamamı geri geldi.
Anladığımız kadarıyla Biden,
diyerek bölgemizde Obama dönemindeki gibi aparatları harekete geçirmek üzere çoktan düğmeye basmış.
Amerika tarafından hızlıca PKK’nın Suriye kolu YPG’ye silah ve mühimmat sevkiyatına yeniden başlanması… Ve akabinde
teranesinin yeniden ısıtılıp dillere pelesenk olması bizlere önümüzdeki dönemde Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı “
” açısından önemli ipuçları veriyor.
AKAR: “BİZ BURADAYIZ. TSK BURADA. DEAŞ İLE HER YERDE MÜCADELE EDERİZ”
Hal böyleyken durumun farkında olan Ankara’dan önemli bir isim önemli bir çıkış yaptı. Hürriyet’ten Fatih Çekirge’ye konuşan
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar,
hem PKK hem de DEAŞ ile mücadele konusunda şunları söyledi:
“Türkiye içeride ve dışarıda çok büyük bir mücadele veriyor.
Terör örgütü PKK/YPG’ye destek verenlere söylüyorum.
Onların destek verme gerekçesi
terör örgütünün sözde DEAŞ’la mücadele etmesi.
Bu bahaneye gerek yok.
İşte ilan ediyorum. Biz buradayız.
NATO’nun en güçlü ordularından birisi olan
TSK burada. DEAŞ’la mücadele için hazır. Nerede istiyorlarsa orada DEAŞ’la mücadele ederiz. Ama terör örgütüne bu destek bahanesi ortadan kalkmalı.”
Türkiye daha önce de defalarca Amerika ve Batı’ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dilinden,
“Terör örgütleri mi yoksa devlet mi? Türkiye DEAŞ ve tüm terör örgütleriyle mücadelede sizinle iş birliğine hazır”
dedi. Ama Amerika’nın ve müttefiklerinin amacının terörle mücadele değil, bölgemizi dizayn etmek olduğu anlaşıldı.
DEAŞ MİLİTANLARINI GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE TAHLİYE EDENLER KİMLERDİ?
Obama’nın son döneminde, hatırlayın
Musul’un sözüm ona DEAŞ’tan temizlenmesi sürecinde, Koalisyon güçleri ve hatta PKK bile aktif yer alırken Türkiye dışarıda tutuldu.
Yine hatırlayın Türkiye’nin DEAŞ’ı sınırlarından süpürmek için başlattığı Fırat Kalkanı harekatı döneminde
El-Bab’a yönelik son hamlemiz esnasında Rakka’dan helikopterlerle DEAŞ’lıların El-Bab’a taşındığını görmüştük.
Hepsi bir yana
kamerasına yansıyan bir görüntü vardı!
Amerika ve ortaklarının “DEAŞ ile mücadele kisvesi”nin düşmesi için yeter de artar bile… Neydi o görüntü?
Hani şu içlerinde kadınların da olduğu TIR’lara doldurulmuş silahlı DEAŞ’lılar PYD-YPG/PKK elemanları tarafından Rakka’dan “güvenle” çıkartılıp Suriye’nin kuzey batısına doğru götürülüyordu.
BBC muhabirleri Quentin Sommerville ve Riam Dalati’nin
haberine göre
DEAŞ’lıların güvenli tahliyeleri, YPG ana gövdesini oluşturduğu ABD destekli SDG tarafından gerçekleştirildi.
Tahliye edilen DEAŞ’lılar arasında, örgütün önde gelen militanlarının yanı sıra çok sayıda yabancı savaşçı da vardı. Peki onlar ne oldu?
Bir kısmı Türkiye’ye girdi. Bir kısmı Suriye’nin kuzey batısında buharlaştı. Bir kısmı Sina Yarımadası’ndaki “dostları”nın yanına gitti.
Anlayabildiğimiz kadarıyla Biden döneminde Amerika, Ortadoğu’daki uzun süreli stratejik planlarını yine
“terör örgütleriyle mücadele”
adı altında uygulamak için harekete geçecek. Bu yüzden son günlerde sıklıkla
“DEAŞ ile mücadele, terörle mücadele”
söylemleri kullanılıyor.
PYD-YPG/PKK’nın meşruiyet kazanması ve işgal ettiği bölgelerde
sürecini tamamlaması için Amerika var gücüyle destek veriyor.
Böylece bölgemizde 1’nci Körfez Savaşı ile başlayan ve 2003’teki ikinci işgal ile devam eden Amerikan stratejisi hedefine ulaşmak için terör örgütlerini aparat olarak kullanmaya devam ediyor.
Birinci Körfez Savaşı’nda 36’ncı Paralel’in üstünü uçuşa yasak bölge ilan ederek Kuzey Irak’ta otonom bir bölgenin oluşmasını sağlayan…
Amerika, 2’nci Körfez Savaşı ile birlikte Irak’ı bir daha bir araya gelemeyecek şekilde parçaladı.
Şimdi sırada Suriye var. Suriye’yi de şayet “bir daha bir araya gelemeyecekler” şeklinde bölerse sıra İran ve korkarım ki Türkiye’ye gelecek.
Ama ne hikmetse bu stratejisini “terörle mücadele” adı altında ya da “demokrasi getirmek için” yapıyor.
Bu afili tezlere de maalesef içimizdeki bazı “ahmaklar” kanıyor. Kanıyorlar diyorum ama bazıları Amerikan stratejisine gönüllü neferlik de yapıyor.
Amerikan stratejisinde Ortadoğu için ön görülen planda yekpare, güçlü devletler istenmiyor. Bunlardan biri de Türkiye’dir. Ve Türkiye dahil bölgemizin güçlü devletleri, “Terörle mücadele” adı altında yıpratılmaya devam ediyor.
Aman dikkat, Türkiye’nin içinde harekete geçirilen terör unsurlarının başında DEAŞ geliyor.
Amerika’nın Eski Ankara Büyükelçisi
Johan Bazz giderayak ne demişti, “DEAŞ 9 aydır eylem yapmıyorsa bu bizim işbirliğimiz sayesindedir!”