Cumhur İttifakı mefkureden rasyonalizme

04:0023/11/2018, Cuma
G: 23/11/2018, Cuma
Hasan Öztürk

“Andımız tartışması, Cumhur İttifakı’nın sonunu hazırlar mı” diye sorduğum gün MHP ve Ak Parti gruplarında konuşan iki lider Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan “Yerelde ittifak yok” açıklamasında bulundu. Tarih 23 Ekim 2018. Yani tam bir ay önce.O günden sonra taraflar “Cumhur İttifakı sürüyor” demekle birlikte, kendi yollarına gitmek istediler.Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde “ittifak” için yasal sorun olmamasına rağmen yerel seçimlerde yasal sorunun varlığına vurgu yapıldı günlerce.Bu

“Andımız tartışması, Cumhur İttifakı’nın sonunu hazırlar mı” diye sorduğum gün MHP ve Ak Parti gruplarında konuşan iki lider Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan “Yerelde ittifak yok” açıklamasında bulundu. Tarih 23 Ekim 2018. Yani tam bir ay önce.



O günden sonra taraflar “Cumhur İttifakı sürüyor” demekle birlikte, kendi yollarına gitmek istediler.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde “ittifak” için yasal sorun olmamasına rağmen yerel seçimlerde yasal sorunun varlığına vurgu yapıldı günlerce.

Bu arada, Cumhur İttifakı’nı bir şekilde sona erdirmek isteyen hem Ak Parti içindeki hem de MHP içindeki unsurlar aradaki “tartışmalı meseleleri” önce ufak ufak sonra alenen kaşıdı. Eteklerindeki taşları döktü. Bazıları da zil takıp oynadı!

Aslında başardılar da. İttifak son günlerde solunum cihazına bağlı yaşıyordu.

“Andımız, Türklük” gibi bağlamından koparılarak tartışılan meseleler bir tarafa…

MHP’nin Ankara ve İstanbul için bir takım isimleri dolaşıma sokması…

Ak Parti’nin MHP’nin af yasa tasarısıyla ilgili olarak, “kimler yararlanacak” faslı açması iki partinin birbirini test etmesine ve oluşan çatlağın derinleşmesine hizmet etti. Bir de “mefkure birlikteliğinin”, rasyonaliteyle ne kadar örtüşüp örtüşmeyeceğine…

Aslında, Ak Parti ve MHP’yi Cumhur İttifakı’nda bir araya getiren neden 15 Temmuz 2016 gecesidir. Vatanın ve bu milletin nasıl bir belayla karşı karşıya olduğunu görmek bu ittifakın odak noktasıdır.

Bu fark ediş hali, Cumhur İttifakı’nın nüvesidir.

İDEAL İLE GERÇEK
KARŞI KARŞIYA GELİNCE

Ancak siyaset hep üst politika ile yürümüyor maalesef.

Sadece “Vatan savunması” ya da “Beka sorunu” üzerinden siyaset yapılmıyor.

Bir de alt düzeyde günlük politik manevralar var ki sormayın?

“Kim milletvekili olacak, kim bakan, kim belediye başkanı olacak, kim nereye, ne şekilde atanacak” gibi birçok sorunun cevabını da politikacılar vermek zorunda.

İşte bu yüzden, büyük ülküde hiçbir tartışmaya mahal bırakmadan yol yürüyen iki parti, “kim, kimler ve nerede, ne şekilde başkan adayı olacak” sorusu karşısında politik günlük siyasetin çıkmazına girdiler. Mefkure ile rasyonalitenin karşı karşıya geldiği noktada bu.

“Herkes kendi yoluna” cümlesiyle her partinin kendi adayları ve kendi listeleriyle yerel seçimlere girme arzusunun “istenilen netice” bakımından yeterli olmadığı görüldü.

Yani “Cumhur ittifakı”nın en azından bazı şehir ve ilçelerde mutlaka devam etmesi “sonuç almak” açısından elzem olduğu anlaşıldı.

Testi çatladı. Bana göre, kırıldı da. Ancak iki partinin lideri iki parti içinden çatlağı daha da derinleştirmek isteyenlere rağmen bir araya gelme konusunda yeniden irade koydu.

Bu bir aşamadır. Ama bu görüşmeye çok büyük anlamlar yüklemek de şimdilik doğru değildir.

CUMHUR İTTİFAKI YERELDE
ZOR AMA GEREKLİ

Bu köşeyi takip edenler hatırlayacaktır. Burada, Cumhur İttifakı’nın sürmesi gerektiğini, yerelde de mutlaka işbirliğine gidilmesi gerektiğini hatta, “Halk düşmanlarının tasfiyesi için bile ittifakın sürdürülmesi gerektiğini” yazdım.

O günlerde, ne milliyetçiliğim kaldı, ne faşistliğim!

“MHP’nin güdümüne girdiğim” bile söylendi utanmadan yüzüme.

Onlara şunu söylemiştim, “Sevseniz de sevmeseniz de Afrin’e yürüyen yiğitler bozkurt işareti yapıyor.

Sevseniz de sevmeseniz de tankın üzerindeki o koca yürekli genç, ‘Nereye’ sorusuna, ‘Kızılelma’ya’ diye cevap veriyor.

O halde, Cumhur İttifakı’na titizlenmek kadar tabii bir tutum olamaz.”

Bütün bu sözlerimi “Yangına körükle gidenlere inat, bir damla su ile İbrahim’in ateşine yürüyenlerdeniz” cümlesiyle tamamlamıştım.

Cumhur İttifakı’nın Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 vizyonları için gerekliliğine inananlardanım.

İhtimam ve özen bu ittifakın her iki tarafının da boynunun borcu olduğunu söyleyenim.

Bununla birlikte, “MHP MHP’dir, Ak Parti Ak Parti’dir” diyen de.

Ortalığı “kişisel hesap ve hevesleri uğruna” bulandıranlara rağmen,

Cumhur İttifakı’nın zorunluluğu fikrini tartıştırdığım için mutluyum.

Ve gelinen noktanın, kırılmış testiyi ne kadar onaracağını merak da edenim.

ALİ SAYDAM: İKİ LİDER ARTIK
DAHA RASYONAL BAKIYOR

Dün gece TV NET’te Faruk Aksoy’un programında “Cumhur İttifakı’nın maalesef bittiğine inanıyorum. Mış gibi yapılıyor” dediğimde, Ali Saydam beyefendi beni düzelterek, “Şöyle denebilir, iki lider de meselelere artık daha rasyonel bakıyor” dedi. Gerçekten de doğru ifade sanırım bu.

Cumhur İttifakı bir mefkurenin etrafında birleşmişti. Çatlak oluştu. Ardından rasyonel bir bakış açısı gösterdi ki bazı illerde ve ilçelerde ittifak olmadan seçimi kazanmak mümkün değil.

Ve yeniden bir süreç başladı.

Mefkure rasyonaliteye evrildi.

Takip edelim, bakalım daha neler olacak?

#Faruk Aksoy
#Ali Saydam