CHP’de çarşı fena karıştı. Pazar gününden bu yana olanları takip ediyorsunuzdur. CHP’nin İl Başkanı Kaftancıoğlu bile bir gitti bir geldi.
İzmir’deyse Tunç Soyer ismi etrafında fırtınalar kopuyor. İP’in Soyer hakkındaki söylemlerinin yenilir yutulur tarafı yok. Ama CHP lideri Kılıçdaroğlu hem kendi iktidarının hem temsil ettiği misyonun kökleşmesini sağlamak için adım adım hedefine yürüyor.
Nedir bu hedef derseniz. Elbette ki CHP Genel Merkezi’ni kuşatan, ele geçiren bir kliğin CHP’nin tüm kademelerini de ele geçirmesidir. Ama konumuz bu değil.
Size ilk önce, CHP içinde kopan fırtınadan daha çok HDP’nin dönüp dolaşıp CHP-İP ittifakına nasıl da eklemlendiğini anlatmak istiyorum.
24 Haziran seçim sürecinde kurulan Millet İttifakı’nda doğrudan HDP’nin olmadığını biliyoruz. Ama o dönemde ilk dillendirenlerden biri olduğum için HDP’nin bu ittifaka eklemlenme biçimini “zımni ittifak” (kapalı ittifak) şeklinde tanımladığımı hatırlatmak isterim.
Seçim sürecinde Saadet Partisi’nden gelen oylarla kendisini garantiye alan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi nasıl da Meclis’e taşıdığına şahit olmuştuk. Oradaki amacı Erdoğan’ın seçilmesinin önüne geçemeyeceğini bildiği için Ak Parti’ye kan kaybettirmekti. Başardı da. Ak Parti Meclis’te çoğunluğu elde etti ama arayı açamadı.
Yeni bir seçim sürecindeyiz. Ak Parti ve MHP, Cumhur İttifakı ile yol alıyor. Buna mukabil CHP ve İP zorlu müzakerelerden sonra bir anlaşmaya vardı.
Yerel seçim sürecine girdiğimizden bu yana bir iki istisna hariç HDP ve CHP yöneticileri çok yakın fotoğraf vermemeye çalışıyor. Arka kapı diplomasisi ise her daim faal.
Daha önce bu köşede yazdım, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başında tutulmasının sebeplerinden biri HDP ile olan ilişki biçimi. HDP’yi Ak Parti ya da Erdoğan karşıtı cephede Kılıçdaroğlu eliyle hizaya getiriyorlar. Bunu 24 Haziran’da gördük.
Buna mukabil Kılıçdaroğlu’nun o kadar büyük bir manevra kabiliyeti var ki Meral Akşener ile de Saadet Partisi ile de ittifak kurabiliyor. (Tabii burada Kıılıçdaroğlu’nun akıl hocalarının da hakkını teslim etmeliyiz. Mesela en son Gül, Kılıçdaroğlu görüşmesinde, Kılıçdaroğlu’na “Sakın istifa etme” diyen bir iradenin oluştuğunu duymuştuk. Ki bugüne kadar yalanlanmış değil.)
Bu bilgiler eşliğinde HDP’nin İstanbul, İzmir ve Adana’da aday göstermeyeceğini değerlendirmek gerekir.
HDP bu kararıyla CHP ve İP’in adaylarını destekleyeceğini yine zımni olarak ilan etti.
Peki, HDP’nin bu kararındaki motivasyon ne? Tabii ki Cumhur İttifakı ve hükümet karşıtlığı!
İstanbul, İzmir ve Adana’nın yanına Ankara, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin gibi iller de eklenebilir. Bu illerde CHP ve İP’in adayları desteklenir, böylece “ortak amaca” ulaşmak için mesafe alınır.
Tek amaç 31 Mart yerel seçimlerinde Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’na bir çentik atabilmek.
HDP sözcüsü diyor ki, “Türkiye’nin bir beka sorunu yoktur!”
Allah aşkına buna kim inanır?
Suriye’nin kuzeyinde Amerika tarafından binlerce TIR ile silahlandırılan PYD/YPG-PKK terör örgütü varken… Daha önceki gün Kuzey Irak’ta üs bölgemize yönelik provokasyon dolu saldırı gerçekleşmişken… HDP sözcüsü diyor ki “Türkiye’nin bir beka sorunu yoktur.”
Bir kez daha söyleyelim.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın 31 Mart’taki yerel seçimlerde kan kaybetmesini fırsata çevirmek isteyen çevreler, Kılıçdaroğlu eliyle CHP’yi, İP’i ve HDP’yi bir blokta toplamayı başardı.
Bu başarıyı sandığa yansıtabilirler mi, göreceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.