Türkiye, çelişkiler yumağında adım adım “istikbale” yürüyor. İstiklal ve istikbal mücadelesinde gerçek ile yalan, doğru ile yanlış at başı gidiyor.Bir yanda muazzam işler yapıyor Türkiye… Hem de dudak uçuklatacak türden işler. “Mavi Vatan”diyor mesela. “Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı” diyor mesela. Mesela, “Kıran” diye başlıyor, terörün belini kırıyor. “Mavi Vatan’ın bir damlasını, toprağımızın bir çakıl taşını kimselere vermeyiz”diyor, mesela.Hem karada hem denizde karşısına kurulan cepheleri
ürkiye, çelişkiler yumağında adım adım “istikbale” yürüyor
. İstiklal ve istikbal mücadelesinde gerçek ile yalan, doğru ile yanlış at başı gidiyor.
Bir yanda muazzam işler yapıyor Türkiye… Hem de dudak uçuklatacak türden işler. “
diyor mesela. “
Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı
” diyor mesela. Mesela, “
” diye başlıyor, terörün belini kırıyor. “
Mavi Vatan’ın bir damlasını, toprağımızın bir çakıl taşını kimselere vermeyiz”
diyor, mesela.
Hem karada hem denizde karşısına kurulan cepheleri hallaç pamuğu gibi atıyor..
Libya ile deniz yetki alanı anlaşması imzalıyor. Askeri anlaşma imzalıyor. Meşru hükümetin darbeciler tarafından düşürülmesinin önüne geçiyor.
Türkiye içinde sınır ötesinde PKK terör örgütüne kök söktürüyor. Suriye’de “artık bir çözüm üretilemez” denilen İdlip’te inisiyatif alıyor. Muhataplarıyla konuşmasını biliyor mesela.
Müzakere etmeyi, çıkarlarını korumayı biliyor. Dünyanın iki dev gücüne “süre” tanıyıp, “ateşkes” için tarih ve saat veriyor mesela..!
Katar’ı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin işgalinden kurtarıyor. Libya’yı tek parça tutmak için direniyor. Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör koridorunu parçalayıp atıyor. Gerektiğinde gücünü, gerektiğinde merhametini, gerektiğinde aklını ortaya koyuyor…
Muazzam işler yapıyor Türkiye, muazzam işler..!
Bir taraftansa,
ın
“yalancı” propagandistlerinin hışmına uğruyor Türkiye
. Hem de ne aşağılık bir yöntemler zinciriyle…
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil bütün devlet başkanlarının İstanbul’da Atatürk Havalimanı’na indiğini bildiği halde “
Putin bile Atatürk Havalimanı’na inmek zorunda kaldı” yalanı
na muhatap oluyor. “
İstanbul Havalimanı’nı sular bastı” iftiralar
ına muhatap oluyor.
“
Türkiye, Libya’da Serrac hükümetini İhvancı olduğu için destekliyor” yalan
ıyla boğuşuyor, mesela.
“Oyun bozan”, “oyun kuran” ülke ve millet menfaatleri için muazzam iş yapanlar, “yalan” kampanyalarıyla vuruluyor. Hakikat perdeleniyor.
PKK’nın yayın organına konuşuyor bir tanesi. “Başarının formülü yan yana durmak” diyor
. Gereğini hemen yerine getiriyor, “
Terör örgütü propagandası yapmak suçundan ceza alan ve hala tutuklu yargılanan”
eski HDP eş Başkanı’nın tiyatrosu için salondan fotoğraf veriyor.
“Kanal İstanbul depremi tetikler”
diye başlayan nutuklar atılıyor.
“Bilim insanlarının emrindeyiz”
diye afili cümleler kuruluyor. Sonra o bilim insanı yayına bağlanıp,
“Kanal İstanbul kesinlikle depremi tetiklemez
” cümlesini kurunca bozuluyor.
“Ben zaten tetikler demedim”
diye yalan söylüyor. Oysa daha o bilim insanı yayına bağlanmadan önce aynı yayında iki kez “
” cümlesini kuruyor.
Yalan üzerine inşa edilen politika, yalan üzerine sürüp gidiyor.
“Hakikat sonrası çağ” diye nitelenen zamanlardan geçiyoruz! Algının, gerçeğin ötesine geçtiği çağlardayız. Doğru ve yanlışın iç içe geçtiği… At izinin it izine karıştığı günlerden yani...
Sahi muhalefetin bir “Yalan” sorunu yok mu bu memlekette?
Kaşıkçı cinayeti sonrası uygulanan yöntem; iletişim stratejisine iyi bir örnek
Geçtiğimiz cumartesi günü kurucusu olduğumuz Medya Derneği’nin geniş katılımlı bir toplantısında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’u dinleme fırsatı bulduk.
İletişim Başkanlığı’nın neler yaptığını anlatan Prof. Altun’un bahsettiği bir konu ise benim için müjde niteliğindeydi. Yasal düzenlemeyle özellikle sosyal medyadaki “yalan ve iftira” kampanyalarına “yaptırım” geliyor. Bu konuda İletişim Başkanlığı, paydaşlarıyla bir çalışma başlatmış.
Öte yandan, toplantıda
“kıskançlıkla takip ettiğim”
bir hususu dile getirdim. O da 2018 yılında Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda yaşanan
Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra İletişim Başkanlığı’nın muazzam bir stratejiyle uluslararası medyayı bilgilendirmesiydi.
Geliştirilen strateji ile Türkiye’nin başına örülmek istenen korkunç bir olay, faillerini uluslararası arenada rezil etti. O süreçte alınan inisiyatif iletişim stratejisine çok iyi bir örnek olarak tarihe geçti.
#İstikbal
#Türkiye
#Müzakere
#Hakikat
#Mavi Vatan