El Kaide terör örgütünün 2011’de Amerika tarafından öldürülen lideri Usame bin Ladin’in annesi konuşmuş, gördünüz mü?
Alia Ghanem oğlu için şunları söylüyor: “Oğlumun beyni 20’li yaşlarda tanıştığı kişiler tarafından yıkandı. Oğlum üniversiteye gitmeden önce çok farklı karakterdeydi.”
Bin Ladin’in El Kaide öncesi hayatı başarılarla dolu. Çevresinde sevilen bir genç. Ve çok saygılı, efendi bir karakter olarak biliniyor. Sonrası malum.
Alia Ghanem’in oğlunun başına gelenler Türkiye’de de benim yaş grubumdaki birçok “dindar gencin” başına gelebilirdi. Hatta bazılarının başına da geldi.
Şöyle ki: 80’li yılların sonlarına doğru Sovyet Bloku çözülmeye başladığında bir anda Bin Ladin gibi figürler ortaya çıkmaya başladı.
Sovyetler’in Afganistan’dan çekilmesinden sonraysa El Kaide ve bağlantılı yapılar, neredeyse tüm grupları tasfiye edecek bir yapıya büründü. Tam o günlerde Türkiye’de de “dindar gençler” arasında “radikalleşme” süreci başladı.
Düne kadar aynı camide ibadet edenler birbirlerinin arkasında namaz kılmamaya, birbirlerini “tekfir etmeye” başladı. Hatta camilerden uzak durmaya başladı.
Tam o yıllarda size bir anımı hatırlatayım.
1985 yılıydı. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’na kayıt yaptıracaktım. Okulun önünde 3,5 genç bekleşiyordu. Kayıt yaptırmaya Anadolu’nun en ücra yerlerinden gelen öğrenciler de vardı.
Kayıt yaptırıp kapıya çıktığımızda bekleşen gençlerin bizim de duyacağımız şekilde, “Bu devletin okullarında okunmaz. Tağut rejimin okullarında okunmaz” gibi cümleler kurduklarına şahit oldum.
Gel zaman git zaman o kapının önünde bekleşenlerin bizim okulun öğrencisi olduklarını öğrendim.
Bazılarının okuldan atıldıklarını bazılarınınsa derslere girmeyip, dindar/muhafazakar Anadolu çocuklarını “okumama” ve sözüm ona “cihat” için bazı ülkelere götürmek gibi işlerle uğraştıklarını öğrendim.
Tam o dönemde El Kaide üyeleri üzerinden oluşturulan “imaj” da piyasa da yer bulmaya başlamıştı. Hani şu uzun sakallı, sarıklı, şalvarlı ve ellerinde Kalaşnikof silahlarla “Müslüman=terörist” imajından bahsediyorum.
Benimle okula başlayanların bir kısmı o kapının önünde bekleşen ve “Bu düzenin okullarında okunmaz” diyenlerin etkisiyle okullarını bırakıp “Afganistan” gibi ülkelere gittiler. Bazıları Türkiye’de kaldılar ancak gayri meşru hayatı seçtiler. Devlet memuru olmanın bile “kafir” olmak için yeterli olduğu fikrini benimsediler.
Biliyor musunuz o kapının önündekiler ne oldu?
İnanmayacaksınız ama bazıları hala “aktif görevde” çalışıyorlar!
Anadolu’nun gençlerini marjinalleştiren, radikalleştirenler meğerse birilerinin elemanıymış. Tıpkı Usame bin Ladin’i devşirenler gibi yani.
Bilmem anlatabildim mi?
Neydi Yeşil Kuşak Projesi? Ya da “Fuat Doğu’nun büyük gayretiyle” Türk okuyucusuyla buluşturulan tercüme kitaplar hangileriydi?
Ladin’i Suudi Arabistan’da devşirdiler. Türkiye’de de onlarca genci. Onların türevleri daha sonra DAEŞ oldu bilmem ne oldu. Ama hep oldu. Ve ne hikmetse ne İslam’a ne ümmete ne de memlekete faydaları oldu.
Bir nesil heba olup gitti.
Bugün de başka bir projenin kurbanı olmak üzere gençlerimiz.
Şu cemaat, tarikat meselesine bir de böyle baksak hiç fena olmaz öyle değil mi?
Ne dersiniz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.