Biden’e akıl verenler, “Türkiye’de iktidarın gitmesini bekle ve baskı yap” diyor

04:0023/02/2021, Salı
G: 23/02/2021, Salı
Hasan Öztürk

ABD düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü, Türkiye-ABD ilişkileri üzerine yayınladığı raporda haddini aştı. Raporda aynen şöyle deniyor: “Batı ile bağların yeniden kurulmasından fayda sağlayacağınademokratik olarak seçilmiş bir Türk hükümeti karar verecek. O zamana kadar Washington’un önündeki zorluk, bunu görünür kılmak için yeterli baskıyı sürdürmek olacaktır.”Türkiye’de demokratik seçimler yapılalı daha iki yıl oldu. Seçimlerle ilgili hiçbir uluslararası kuruluş “şaibe” ya da “antidemokratik”

ABD düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü, Türkiye-ABD ilişkileri üzerine yayınladığı raporda haddini aştı. Raporda aynen şöyle deniyor: “Batı ile bağların yeniden kurulmasından fayda sağlayacağına
demokratik olarak seçilmiş bir Türk hükümeti karar verecek. O zamana kadar Washington’un önündeki zorluk, bunu görünür kılmak için yeterli baskıyı sürdürmek olacaktır.”
Türkiye’de demokratik seçimler yapılalı daha iki yıl oldu. Seçimlerle ilgili hiçbir uluslararası kuruluş “
şaibe
” ya da “
antidemokratik
” tespitinde bulunmadı. Ancak Brooking Enstitüsü raporunda, dolaylı olarak hükümeti demokratik olarak seçilmediğini iddia ediyor.
Bu ifade bile Türkiye-Amerika ilişkilerinin neden gergin ve sorunlu olduğunun işaretidir.
Raporda ayrıca,
Amerika’daki karar alıcıların 4 yıldır yaşadığı tartışmaya da değiniliyor. Tartışmanın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ‘sertleşmek’ isteyenlerle yeni angajman yolları aramaya devam edenler arasında yaşandığı vurgulanıyor. “Bu tartışma muhtemelen Biden yönetiminde devam edecek” deniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,
“Hiçbir ABD baskısı ile YPG ile bir barış anlaşmasına”
varmayacağını da belirten raporda
“Washington kesinlikle onları desteklemelidir”
ifadesine yer verilmiş.
Rusya – Türkiye ilişkilerini olumsuz yönde etkilemek için İdlib ve Karadeniz’de Türkiye’nin tezlerinin desteklenmesi gerektiği de raporda not edilmiş.
Türkiye gerçeğinin farkında olan rapor,
Washington yönetimine Erdoğan hükümetinin devrilmesine kadar sabırlı olmayı da tavsiye ediyor.
Ve şöyle diyor: “Türkiye’nin Batı ile bağlarının yeniden kurulmasında fayda sağlayacağına karar verecek olan ve
demokratik olarak seçilmiş yeni bir yönetime kalacaktır.
O zamana kadar Washington için ilişkileri o kadar da düşmanca hale getirmeden ve imkansız hale getirmeden yeterli
baskıyı sürdürmek
olacaktır.”

Darbe yapmaktan, “demokratik yollardan iktidarı düşürmeye” kadar birçok yol deneyen Washington’a verilen son tavsiye bakalım Türkiye’de nasıl yankı bulacak.

Takipteyiz.

FETÖ’nün inanç esaslarına uyan uygulama “muta nikahı”

  • FETÖ elemanlarının, karşısındakine yönelttiği isnadı bizzat yaptığını gördük.
  • Yine “sapık”, “dinden çıkmış” olarak nitelendirdikleri Şia’nın inanç esaslarını da örgüt içi hiyerarşide olmazsa olmaz olarak kabul ettiklerini de.
  • Şia’nın “İmamın masumiyeti” itikadını alıp bire bir FETÖ elebaşı için uygulamışlardır.
  • Bir zamanlar ateşli bir FETÖ’cü olan 15 Temmuz sonrası kaçamayıp Türkiye’de kalan ve yakalanınca “itirafçı” olan bir elemanı vardı yazar Ali Ünal. Ünal, Zaman gazetesinde birkaç kez
    “Hoca Efendi’nin masuniyeti”
    başlığı altında yazılar yazmıştı. Kısacası, Şia’ya isnat ettikleri birçok şeyi kendileri yapmıştı. Kendilerine ait görmüşlerdi. FETÖ elebaşını “masun” ve “masum” gösterme cihetine gitmişlerdi.
  • Bunu niye hatırlattığıma gelecek olursak… Yıllardır
    Ülke TV
    ekranlarında Pazar günleri yayınlanan
    İnce Fikir
    isimli bir programımız var. Bu program iki hanımefendi tarafından hazırlanıp sunuluyor. Ak Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile gazeteci Fadime Özkan tarafından. En son 21 Şubat Pazar günü programda Özlem Zengin, FETÖ’cü kadınların talimat ile bebek sahibi olduğu yönünde bir tespitte bulundu.
  • Ve sonrasında aşağılık ithamlarla karşılaştı. O ithamların tamamını sahiplerine iade ediyoruz. Sözüm ona hukukçu kimliği olan bir ismi ise Türk adaletine şikayet ediyoruz.
  • Özlem Zengin’in dile getirdiği tespit, sadece onun tespiti değildir. Mahkeme kararlarına geçmiş, tanık ve sanık ifadeleriyle pekişmiş bir gerçektir.
  • Yazınız başlangıcında işaret ettiğimiz “sapık” saydıkları Şia’nın bazı itikadi ve ameli uygulamalarını FETÖ’cüler bizzat yapmaktadır. Örgütleri için “mübah” hatta “sevap” bile sayılan davranışlardan biri de “muta nikahı”dır.
  • FETÖ’nün, “Selam Tevhid” kumpasında sıklıkla kumpas kurduklarına isnadı “muta nikahı”ydı. Hatta o bir dönem Türkiye’de, “Muta nikahı sempozyumu” bile düzenlediler. Hedefe koydukları isimlere yönelttikleri isnatları aslında kendilerinin yaptığı ise artık mahkeme kayıtlarına geçti.
  • Örneğin, FETÖ’cü kadınların bir kısmı örgüt soruşturması sırasında ya da gözaltına alınacaklarına ilişkin aldıkları duyumlardan sonra gidip “muta nikahı” kıyıp hamile kalmışlardır. Hamileliklerinden hemen sonraysa boşanmışlardır. En son
    Özge Elif Hendekçi
    isimli FETÖ’cü yargılandığı davada hüküm giydi. Ve “muta nikahı” ile bebek sahibi olduğu mahkeme kayıtlarına geçti.
  • Özlem Zengin’in “talimatla bebek sahibi oluyorlar” tespiti işte bu gerçeğe dayanmaktadır.
  • ***
  • Yıllarca önce yaptığımız tespiti bir kez daha hatırlatıp bitirelim. FETÖ terör örgütü “ehli sünnet” bir dini cemaat gibi göründü. Ancak kendi içinde Şia’nın “inanç esasları”na neredeyse bire bir benzeyen uygulamalara girişti.
  • Örneğin Fetullah Gülen, masumdur ve masundur. Yani hata yapmaz bu yüzden sorgulanamaz bile!
  • Yine, örgüt için gerekirse İslam’ın büyük günahlar olarak saydığı zinadan, içkiye kadar bütün günahların işlenmesi mubahtır hatta sevaptır. Yıllarca askeri bürokraside yükselmek için yaptıkları ortada.
    Muta nikahı kıymak da buna dahildir.
  • Türkiye’nin ve İslam dünyasının 15 Temmuz’da nasıl bir belanın kenarından döndüğünü anlamak için bu örnekler yeter de artar bile.
  • Haksız mıyım?
#Biden