Bugün bayram. Bayramınız mübarek olsun. Büyüklerin ellerinden öpüyorum, küçüklerin gözlerinden…
Bugün bayram, iki dini bayramımızdan biri Ramazan Bayramı bugün.
Mü’minler 1 ay boyunca oruçlarını tuttu. Gidebilenler teravih namazlarını camilerde cemaatle kıldı. İftarlar, sahurlar derken bitti. Bayram geldi. Elhamdülillah.
Bu Ramazan türlü türlü hislere kapılmadım desem yalan olur. Mümkün olduğunca sokaklarda caddelerde yürüme şansım oldu. Mümkün olduğunca televizyonlardaki Ramazan programlarına bakma şansı da buldum.
Gelenek ile modernliği iç içe yaşadık. Dindarlıkla, sekülerliği de…
Geleneği din bilenlerle, İslam modernizmini savunanları dinledik. Modern araçlarla, klasik din anlayışını paylaşmayı da ihmal etmedik.
Bir şeyi daha gördük... Ne dindarlık, ne modernlik, ne sekülerlik ile izah edilebilecek…
Biliyorsunuz Ramazan ayında Hırka-I Şerif Camii’nde Hazreti Peygamber’in (as) hırkası ziyarete açılıyor. Bu nedenle de caminin etrafı uzaklardan gelenlerle dolup taşıyor.
İşte o kalabalıkların arasında gezindim bir ara. İster inanın ister inanmayın ben diyeyim birkaç, siz deyin onlarca başörtülü kadının oruç tutmadığına şahit oldum.
Hadi oruç tutmadılar anladık da en azından caminin kapısında ellerinde sigaralarla “laklak” etmelerine ne demeli?
Diyebilirsiniz ki kadınların oruç tutmaması için istisnalar vardır. Anlarım. Kabul de ederim. Ya o kadınların yanındaki adamların da sigara içtiğini, hatta hemen yakınlardaki kafelerin işgal ettikleri kaldırım ve caddelerdeki masalarına çöreklenmiş halde hem çay kahve içip hem sigara içtiklerini söylersem ne dersiniz? (Sigara izmaritlerini yere atmalarıysa başka bir yazının konusu).
Dedim ya bayrama ulaştık elhamdülillah. Lakin bu Ramazan türlü türlü hislerle, türlü türlü hallerle karşılaştım.
Bu karşılaşmalarım “dindarlık, muhafazakarlık, modernlik, sekülerlik” gibi güncel tartışmaları da zihnimde çokça sorgulamama neden oldu.
Bir ay boyunca sabahlara kadar oturdum. O sabahlamalarımın bir kısmı bu konulara verebileceğim cevapları aramakla geçti.
Sonuçta bayrama erdiğimiz şu anda benim zihnimin bulanıklığı hiç de geçmiş sayılmaz.
Buruk bir ruh haliyle bayrama erdim.
Bu yazıya oturmadan az önce otobüs ile işe geldim. Otobüsün en arka koltuğunda iki gencecik kız oturuyordu. Karşılarındaki koltuklar boştu. Ve o iki giyimleriyle kuşamlarıyla tertemiz görünen kız çocuğu ayaklarını uzatıp karşılarındaki koltuğun üzerine atmışlardı. Ve çok rahatlardı.
Bu ne peki?
Eğitimliler belli. Modernler belli. Aynı zamanda birinin başında başörtü de var, yani dindarlık da var belli..!
Ama ne hikmetse, bir başkasının oturacağı yere ayakkabıyla basmaktan hiç hicap duymuyorlar.
Bu ne peki?
Gelenek ile din ilişkisi, modernlik ile din ilişkisi konusunda olup biteni gözlemlemek açısından bu Ramazan hayli bereketliydi benim için. Bereketliydi dememe bakmayın, aslında acıklı bir halde olduğumuzu görmenin ıstırabını yaşıyorum.
Kimi, bildiği ezberleri din diye pazarlıyor, kimi güncelleyeyim derken geriye hiçbir şey bırakmıyor. Kimiyse örtüye bürünmüş haliyle hicapsızca ortalıkta fink atıyor!
Bayrama erdik elhamdülillah.
Erdik ermesine de halimiz, pürmelal..!
Bayramınız mübarek olsun.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.