Ayak uydurmak kime ne kaybettirir ki

04:0030/12/2018, الأحد
G: 30/12/2018, الأحد
Hasan Öztürk

“Ayak uydurmak” diye çok güzel bir atasözümüz var. Ayak uydurmak!Bir grup davranışı olarak, ayak uydurmak baştan sona ritmi, baştan sona uyumu anlatır.Örneğin, bir yürüyüş kolunda verilen komut ile başlar ve her “sol” dendiğinde sol ayak yere basar. Ayak uyduğu zaman, ritim ve ahenk tutturulur. Hem görsel bir uyum oluşur hem yol alınır.AYAK UYDURAMAYANLARINE YAPACAĞIZ?Ayak uydurmak deyimi nereden aklına geldi diye sorarsanız dün Sinan Erdem Spor Salonu’nda Ak Parti İstanbul Belediye Başkanları Aday

“Ayak uydurmak” diye çok güzel bir atasözümüz var. Ayak uydurmak!


Bir grup davranışı olarak, ayak uydurmak baştan sona ritmi, baştan sona uyumu anlatır.

Örneğin, bir yürüyüş kolunda verilen komut ile başlar ve her “sol” dendiğinde sol ayak yere basar. Ayak uyduğu zaman, ritim ve ahenk tutturulur. Hem görsel bir uyum oluşur hem yol alınır.

AYAK UYDURAMAYANLARI
NE YAPACAĞIZ?

Ayak uydurmak deyimi nereden aklına geldi diye sorarsanız dün Sinan Erdem Spor Salonu’nda Ak Parti İstanbul Belediye Başkanları Aday Toplantısı vardı biliyorsunuz. O toplantıyı takip etmek üzere gittiğim salonun etrafındakileri gördüğümde “Ayak uydurmak” deyimini hatırladım.

Bir de evet bir de Sayın Binali Yıldırım’ı gördüğümde.

İlk aklıma geldiği yer Sinan Erdem’in önü ve etrafıydı dedim ya… Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, tekrar Ak Parti’nin başına geçtiği “Kibirle yürüyüp yolu incitme” diye uyarıda bulunduğu 21 Mayıs 2017’den bu yana o uyarıları hala içselleştirememişleri gördüm.

Hala kibir abidesi, hala fütursuz, hala liderine ayak uyduramamış “kifayetsizler” etrafta fink atıyordu. Çakma çakarlı araçlarıyla bazıları da resmi çakarlarıyla siren seslerini de peşlerine takıp trafiği altüst edenleri mi ararsınız…

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye güvenliği sağlamaya çalışan memurlara efelenenleri mi ararsınız?

Hepsi Sinan Erdem’in etrafındaydı.

Ayak uydurmadıkları için uyumsuzluğu onlar temsil ediyorlardı. Davranışları sırıtıyordu.

Mağrur ve ağır başlılar da vardı. Kalabalığın arasına karışmış emin adımlarla toplantı salonunun kapısına yürüyorlardı. Zaten onlar da olmasa “Ayak uydurmak” deyimi çoktan tarih olacaktı Ak Parti için.

Ayak uydurmuşlardı, ritimleri tamdı. Ahenklilerdi.

Onların varlığıdır ki hala Ak Parti’yi birinci parti yapmaktadır.

UYUMU YAKALAYAN YOL ARKADAŞLARI

Bir de dedim ya Sayın Binali Yıldırım’ın adaylığının ilanında hatırladım “Ayak uydurmak” deyimini.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Binali Yıldırım’ı takdim ederken, “Yol arkadaşım. Dava arkadaşım” dedi. Yıllardır birlikte çalışıyorlar. Birlikte yol yürüyorlar.

Lider ve “adamı” olarak uyumlarına diyecek yok açıkçası. Lider ve yol arkadaşı.

Ak Parti’nin Mayıs 2016’daki 2’nci Olağanüstü Kongresi’nde Genel Başkanlığa seçilen ve Başbakan olan Binali Yıldırım, bu göreve nasıl seçildiğini hiçbir zaman unutmadı. Ona lisanı halince “Lidere ayak uydur” dendi. O da bir adım yerine iki adım geri çekilip her daim ayak uydurdu. Hem uyumu bozmadı, hem “işini” yaptı.

Dün Ak Parti’nin İstanbul adaylarının tanıtım toplantısında Sayın Binali Yıldırım gibi “dava adamı” ve ritmi bozmayan, ayak uyduran başka isimler de vardı. Örnek mi? Mevlüt Uysal gibi, Tevfik Göksu gibi, Hüseyin Keskin gibi, Murat Aydın gibi, Lokman Çağrıcı gibi.

Görev adamları. Yol arkadaşları. Ritmi bozmamak için ayak uydurmak gerektiğinin farkındalar. Bir kadro hareketinin neferleri olduklarının farkındalar.

Şimdi 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanıyorlar.

İstanbul dev bir dünya şehri. Sorunları da bir o kadar büyük. Trafiktir, toplu taşımadır, çevredir, yoldur, sudur, çöptür… Hepsinin üstesinden gelmek gerektir.

Ak Parti adaylarına şimdiden başarılar dilerim.

Artık kendi içinizdeki rekabeti bırakın rakiplerinizi muhatap alın.

Sizce de öyle değil mi?

#AK Parti
#Yerel Seçimler
#Mevlüt Uysal
#Tevfik Göksu