Aslında kimin satılık olduğunu bal gibi biliyorlar da…

04:001/12/2020, Salı
G: 30/11/2020, Pazartesi
Hasan Öztürk

Libya ne ise… Suriye ne ise… Karabağ ne ise, Katar da odur bilmiyorlar mı sanki?İstanbul’un savunması Adriyatik’ten, Gaziantep’in, Hatay’ın savunması Afrin’den, Hakkari’nin, Mardin’in, Şanlıurfa’nın savunması Cerablus’tan, İdlib’den, Resulayn’dan başlar, bilmiyorlar mı? Dahası Türkiye’nin savunması sınırlarından başlamaz, bilmiyorlar mı sanki?Bal gibi biliyorlar.Ne ki “bağımsız, toprak bütünlüğünü koruyan, güçlü Türkiye” özleminden çok uzaklar..!***Libya’da meşru hükümeti devirmek isteyen darbeciler


Libya ne ise… Suriye ne ise… Karabağ ne ise, Katar da odur bilmiyorlar mı sanki?

İstanbul’un savunması Adriyatik’ten, Gaziantep’in, Hatay’ın savunması Afrin’den, Hakkari’nin, Mardin’in, Şanlıurfa’nın savunması Cerablus’tan, İdlib’den, Resulayn’dan başlar, bilmiyorlar mı? Dahası Türkiye’nin savunması sınırlarından başlamaz, bilmiyorlar mı sanki?

Bal gibi biliyorlar.
Ne ki “bağımsız, toprak bütünlüğünü koruyan, güçlü Türkiye” özleminden çok uzaklar..!

***

Libya’da meşru hükümeti devirmek isteyen darbeciler vardı. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin (BM) tanıdığı meşru hükümet ile yaptığı askeri güvenlik anlaşması gereği Libya’ya askeri destek verdi. Darbeci Hafter havlu attı. Libya bölünmekten kurtuldu. Serbest seçimler için gün sayıyor.
Türkiye ise Akdeniz’deki Mavi Vatan’ı tahkim ediyor.

***

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin bütünlüğüne ve geleceğine yönelik en büyük tehdit olarak Amerika ve Avrupa eliyle inşa edilmek istenen terör koridoru vardı. Türkiye uluslararası hukuktan doğan haklarını kullandı, Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanmasına hançer gibi saplanan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtlarını yaptı. İdlid’de güvenli bölge kurdu. Suriye’nin kuzeyinde 20 km derinlikte bir sahayı kontrol altına aldı. Tehdit en aza indirildi.
Türkiye, vatan toprağından bir çakıl taşı bile sökülmesine müsaade etmedi.

***

Ermenistan 30 yıldır Azerbaycan’ın öz toprağı Karabağ’ı işgal altında tutuyordu. Azerbaycan, topraklarını özgürleştirmek için topyekûn harekete geçti. Türkiye,
“Azerbaycan her ne şekilde istiyorsa o şekilde yanlarındayız”
diyerek tam destek verdi.
30 yıllık işgal, Azerbaycan ordusunun muazzam zaferiyle sona erdi. Dahası Türkiye ile Türk dünyası Nahçıvan koridoru ile birbirine bağlanıyor.

***

Katar’da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin veliaht prensleri darbe yapmaya kalktı. Amerika darbeyi destekledi. Arap ülkelerinin çoğu yine Amerika’nın baskısıyla Katar’a ambargo uyguladı. Bebek mamasından süte, temel gıdaların bile girişine engel olunmak istendi. Katar sınırından yabancı askerler giriş bile yapmaya başladı. Amerika Katar’ın 50 milyar dolar nakit parasına çöktü. Türkiye, Katar’ı yalnız bırakmadı. Katar’ın meşru, BM tarafından kabul edilen iktidarının arkasında bütün varlığıyla durdu. Türk Hava Yolları’nın kargo uçakları peşkeşe Doha’ya indi. Katar halkı ambargo ve ablukadan zarar görmeden günlük yaşamlarını sürdürdü. Katar iktidarı yerinde kaldı. Katar’a askeri üs de kuran Türkiye Basra Körfezi’ne açıldı. Katar’daki darbeyi önledi.

***

Etrafımızda olup bitenleri biliyorlar, görüyorlar. Ancak içlerindeki müstemleke ruh onları hiç rahat bırakmıyor. Her seferinde sanki narkoz etkisindeymiş gibi, bilinçaltlarındaki düşünceleri ortaya çıkıyor.

***

Biri çıkıp, Amerika’nın seçilmiş Başkanı Biden’den Türkiye için “Demokrasi, insan hakları gibi” konularda baskı yapmasını istiyor. Hem de Marshall Vakfı’nda.

Bir diğeri, Türk Silahlı Kuvvetlerine, Mehmetçik’e, ordumuza dil uzatıyor, “Satılmış” diyor.

Bir diğeri çıkmış karşısındaki promterda yazılan İngilizce metni şiveli okuyarak Türkiye’yi Batı’ya şikayet ediyor.

Daha önce de aynı zihniyetin elemanları, “İzmir Avrupa Birliği’ne tek başına girmeli”den başlayıp, “NATO Türkiye’ye müdahale etsin”e kadar işi götürerek zıvanadan çıkmışlardı.

***

Vesayet düzenine karşı verilen mücadelede şimdi “muhipler” ile mücadeleye… Hatta mandacılar ile mücadeleye gelinmiş görünüyor.

***

Milli Mücadele’den sonra hem Mustafa Kemal Atatürk’ün çevresinde, hem Meclis’te uzun süre sorun olarak karşılaştığımız “mandacılar” meselesi 100 yıl sonra yeniden karşımıza çıkmış görünüyor.

Bir önceki yazıda, “Biden’dan yeni bir Truman çıkacağını umanlar ve ona bel bağlayanların, Marshall Yardımları ile Amerika tarafından “teslim alınan” Türkiye özlemine yeniden kapıldıklarını anlatmıştık. Ama aklımıza, Türk Ordusu’na “Satılmış” diyecekleri açıkçası hiç gelmemişti. “Satılmışlık” psikolojisi ile Biden’dan Türkiye’ye müdahale etmesini bekleme psikolojisi mandacı zihniyetin ete kemiğe bürünmüş halidir.

***

Bu arada Katar’a Sakarya Tank Palet Fabrikası satılmamıştır. Katar, Tank Palet Fabrikası’nın 25 yıllık işletmesini devralan BMC’nin yüzde 49’una ortaktır.

Tank Palet Fabrikası’nın altyapısı kullanılarak “yerli tank” yapılacaktır. Ve o tanklarla Türk Ordusu Türk Milleti’ni ve Türk Vatanını koruyacaktır. Onlar istemese bile, içimizdeki müstemleke kafalılar bile..!

#Katar
#Türkiye