“Türkiye’de başörtüsü sorunu vardı. Biz çözdük”diye başlayan cümleler kurulduğunda muhalefetten gelen en belirgin tepki,“Yeter artık. Bunları aşmadık mı?Kim kimin başörtüsüyle uğraşıyor? Kim kimin inançlarını eleştiriyor” tarzında…Ve her seferinde“Başörtüsünü istismar etmekten vaz geçin”diye başlayan afili lafları muhalefet sözcülerinden duyuyoruz.Biz de açıkçası bu tür inanç meselelerinin, giyim tarzı, yaşam biçimi gibi meselelerin artık geride kalması gerektiğini düşünüyoruz.Ne var ki tam da bu
“Türkiye’de başörtüsü sorunu vardı. Biz çözdük”
diye başlayan cümleler kurulduğunda muhalefetten gelen en belirgin tepki,
“Yeter artık. Bunları aşmadık mı?
Kim kimin başörtüsüyle uğraşıyor? Kim kimin inançlarını eleştiriyor” tarzında…
Ve her seferinde
“Başörtüsünü istismar etmekten vaz geçin”
diye başlayan afili lafları muhalefet sözcülerinden duyuyoruz.
Biz de açıkçası bu tür inanç meselelerinin, giyim tarzı, yaşam biçimi gibi meselelerin artık geride kalması gerektiğini düşünüyoruz.
Ne var ki tam da bu düşünceyi içselleştirmeye çalışırken duyduğumuz cümleler, takınılan tavırlar bizi “cin görmüş”e çeviriyor!
FİKRİ SAĞLAR CHP ZİHNİYETİNİN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPTI
Kültür Bakanlığı yapmış, CHP’de önemli görevlerde bulunmuş bir siyasetçi Fikri Sağlar. Bugünlerde Birgün gazetesinde yazıyor. Zaman zaman tartışma programlarında boy gösteriyor. En son CHP’nin yayın organı Halk tv’deki yayında öyle laflar etti ki duyunca yine
gibi irkildik.
Diyor ki Sağlar, “Kendimden söylemek istiyorum.
Ben yargılandığım zaman, türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var.”
Cümleyi okuyunca siz de benim gibi cin görmüş gibi oldunuz değil mi?
Hani, bu memlekette başörtüsü meselesi diye bir mesele kalmamıştı.
Hani bu memlekette hala Ak Parti ve muhafazakarların istismar ettiği
“başörtüsü ve inanç” meselesi artık tartışma konusu değildi?
Fikri Sağlar, bir zihniyetin temsilcisidir. Bu zihniyet, “tek tip”, “tek düşünce”, “tek inanç”, “tek ideoloji” zihniyetidir… “CHP zihniyeti” denilen.
Bu zihniyet faşizm ile kardeştir. Kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan hatta giyinmeyenleri “ötekileştiren” ve hatta yaşam alanı bırakmayan zihniyettir.
Zaten Fikri Sağlar’ın katıldığı programın konusu 28 Şubat post modern darbe sürecidir. Tam da
28 Şubat’ın faşist uygulamalarının tartışıldığı bir ortamda Fikri Sağlar, “Türbanlı bir hakimin karşısında gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var”
diyor.
Yani, 28 Şubat’taki başörtüsü zulmünü bugün bile destekliyor. Çünkü o gün Hukuk Fakültelerinin kapısından çevrilen başörtülü kız öğrenciler bugün başörtüleriyle okullarına devam ediyorlar. Ve hakim, savcı, avukat olarak yargı mekanizmasının içinde yer alıyorlar.
Fikri beye bundan son derece rahatsız, son derece muzdarip! Sormak lazım, e
vinize gelen başörtülü temizlik görevlisinin temizliğinden şüphe etmiyorsunuz da başörtülü bir hakimin vereceği karardan neden tedirgin oluyorsunuz?
Yine bahçenizdeki ağaçları sulayan sakallı, gümüş yüzüklü bahçıvanın işini yaparken tedirgin olmuyorsunuz da başörtülü bir hakimin vereceği karardan neden tedirgin oluyorsunuz?
Gördüğünüz gibi Fikri Sağlar’ın temsil ettiği zihniyetin, başörtülülere ya da muhafazakar-dindarlara tanıdığı yaşam alanı sadece temizlikçi, bahçıvan gibi alanlar.
Peki bürokrasi ve üst yönetimler?
Oralar Sağlar’ın temsil ettiği zihniyetin doğuştan imtiyazlı alanları!
Oralarda görev yapacaklar başörtülü olamazlar. Dindar olamazlar. Olurlarsa “adaletli karar vereceklerinden endişe edilir”, liyakatleri sorgulanır, ehliyetleri sorgulanır..!
Bu kafanın, bu düşüncenin bittiğini yok olduğun düşünenler yine yanıldı.
Fikri Sağlar, tıpkı 31 Mart yerel seçimleri sonrası bazı büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanınca
bazı CHP ve paydaşlarının ruh halini tekrarlamıştır.
O gün daha mazbatalarını yeni alan başkanların arkasından slogan atanların bir kısmı
“Belediyelerde başörtülü personel istemiyoruz”
diyorlardı.
Bugün de Fikri Sağlar, 28 Şubat zulmüne sahip çıkıp
“Ben yargılandığım zaman, türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var”
diyerek başörtülüleri ötekileştiriyor!
Fikri Sağlar’ın dilinde tezahür etmiş olan CHP zihniyeti dediğimiz “tek tipçi” zihniyet hala yaşamaktadır. Ve o zihniyet fırsatı bulduğu anda
Türkiye’de “Ezanı Türkçe okutmak”, “Başörtüsünü kamusal alandan uzaklaştırmak” başta olmak üzere “yasaklar Türkiye’sini” yeniden diriltmek isteyecektir.
Türkiye’nin birikimi Yeni Şafak’ta yeni dönem hayırlı olsun
Yeni yılın bu ilk gününde Yeni Şafak’taki yeni görevinde sevgili kardeşim Hüseyin Likoğlu’nu tebrik ediyorum.
Muhabirlikten haber müdürlüğüne, köşe yazarlığına derken artık Genel Yayın Yönetmeni. Başarılar dilerim. Rabbim yar ve yardımcısı olsun.
Bu vesile ile ailenin büyüğü Ahmet Albayrak Beyefendi başta olmak üzere Albayrak ailesini
“Yeni Şafak’ın içinden gelen bir kardeşimize”
bu önemli görevi tevdi ettikleri için kutluyorum.
Türkiye’nin birikimi Yeni Şafak’a hayırlı olsun.