Erzurum ismini ilk kez rahmetli dedem Hasan Onbaşı’dan duymuştum. İlk okul bir ya da ikinci sınıftaydım. Dedem her salı olduğu gibi yine ilçeye pazar pazarlamaya gelmişti. Dedemin geldiğini kokusundan bilirdim. Okuldan eve döndüğümde cümle kapısını açıp da merdivenleri çıkmadan önce o kokuyu duyardım. Dedem gelmiş diye çığlık atarak merdivenleri birer ikişer çıkardım.
Yine öyle bir gündü. Koşarak dedeme sarılmıştım. Yemek vaktiydi. Sofraya oturduk. O esnada konu konuyu açtı ve dedem, “Biz Erzurum’dan katırlara yüklediğimiz topları Polatlı’ya kadar getirdik” diye bir cümle kurdu.
Konu uzun aslında... Balkan Harbi’nden başlayıp Kurtuluş Savaşı’na kadar uzanan türden yani. Ya da son top Polatlı’da patlayıncaya kadar süren up uzun ve hüzünlü yıllar gibi yani.
Bizim evimizde dedemin dilinden yıllarca anlatıldığı kadar uzun yani. Soğuk kış geceleri kadar uzun.
Ama konunun bugünkü kısmı dedemin “Erzurum” demesiyle ilgili. Uzun kış geceleriyle ilgili.
Erzurum’un o günden sonra bendeki yeri dedemin Anadolu’nun ve Balkanların türlü türlü cephelerinde 11 yıl boyunca savaştığı şehirlerden biri olması.
Bir de... Evet bir de, rahmetli Bahattin Ağabey’in (Yıldız) Atatürk Üniversitesi’nde okuduğu yıllarla ilişkin anılarını da anlattığı kitaplarından aşinalığım... Lise ders kitaplarındaki Erzurum Kongresi ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Erzurum’un önemi filan hep dedemin anlattıklarının gerisinde sahi..!
Hiç gelmemiştim. Buna mukabil Erzurum’dan bir çok dost ve ahbabım olmuştu.
Hiç gelmeyi düşünmediğim bir kış gününde Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş’ın davetiyle bir anda kendimi derecelerin -18’i gösterdiği bir günde Erzurum’da buldum.
Erzurum Havaalanı’na uçağımız indiğinde zihin dünyam hızla beni yıllar öncesine götürdü. Dedemi ve cümle seferberlik bakiyelerini andım. Hatta dedemin bir izini de bulur muyum diye bir an düşündüm bile desem yadırgamayın.
Belki size garip gelecek ama dedemin izini buldum.
Nasıl mı?
Benim dedem dindar bir adamdı. Biz dini diyaneti ondan öğrendik ailecek. Ve dedemin izi Erzurum’da her köşe başındaki tarihi camilerde, camilerdeki cemaatte, sağda solda yatan yatırlardaydı bence... Ben o izleri gördüm. Manevi izlerdi onlar. Ve onlar orada öylece durmaktaydı. Aynı hissi, köye gittiğimde eski evin hayat kapısını açtığımda da hissederim. Sanki dedem, ebem, atam hala orada öylece yaşamaktadır.
Aynı his. Bu his, o his!
Dedim ya Sayın Ali Erbaş’ın davetiyle geldim Erzurum’a.
Erbaş Diyanet İşleri Başkanı olduğu tarihten bu yana her ay bir ilde “Şehir Buluşmaları” adı altında toplantılar yapıyor. Erzurum’dan önce 17 ilde bu tür etkinlik yapmış Diyanet İşleri Başkanlığı. Tunceli’de, Mardin’de, Hatay’ta, Şırnak’ta, Şanlıurfa’da, Malatya’da, Ordu’da, Van’da, Rize’de hasılı 17 ilde Diyanet personeli, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri ile buluşulmuş.
Hafızlık kurslarındaki öğrencilerle, yetimhanelerdeki çocuklarla buluşulmuş.
Erzurum’daki “şehir buluşmaları” özellikle “1001 Hatim” geleneğinin dua gününe 18 Ocak Cuma’ya denk getirilmiş.
1001 Hatim geleneği ne mi? Muazzam bir gelenek, muazzam.!
Anadolu’nun mıhlarından biri. Birliğin temsil edildiği, maneviyat iklimi.
Yaklaşık 500 yıl önce Pir Ali Baba tarafından Erzurumluların beladan, musibetten, depremden, afetten ve kötülüklerden korunması için başlattığı bir gelenek bu.
Aralık ayı ortasında başlayıp Ocak ayı ortasında sona eren ve bir ay boyunca Erzurum’da camilerde evlerde okunan hatimlere verilen ismin adı “1001 Hatim”
1001 Hatim dedimse mesela bu yıl 40 bine yakın hatim okunmuş bir ay içerisinde.
Sanırım 1001 Hatim ismi verilirken, “1001 Gece Masalları”ndan esinlenilmiş. Zira kış günlerinin en uzun gecelerinde okunan hatimlere verilen isim.
Bir ay önce 4 hafızın Pir Ali Baba Türbesi’nin önünden 4 ata binerek şehrin 4 bir tarafında Kur’an-ı Kerim okumasıyla başlayan hatimler, Cuma günü okunan hatim duasıyla neticelendi. Ve bu sürede 40 bine yakın hatim okundu, Erzurum’da.
Cuma günü Ulu Cami’de 1001 Hatim’in duası vardı. Ve o dua için Erzurum’daydık biz de... Yüzlerce Erzurumlu Ulu Cami’yi doldurdu, dualar edildi. Salavatlar getirildi.
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Erbaş, çok ağır bir grip geçiriyor olmasına rağmen oradaydı. Cuma hutbesini okudu, namazı kıldırdı, 1001 Hatim duasını bizzat yaptı. Cami hınca hınç doluydu. Cemaat caddeye taşmıştı. İnsanlar buz üzerinde namaz kıldı, dua etti, ellerini semaya açtı. Duaya amin dedi.
Geciktiğim için ben de cami dışında kaldım. Buz gibi ama pırıl pırıl bir havada olağanüstü bir manevi atmosfer vardı cami etrafında da.
Sayın Erbaş Cuma namazı sonrası rahatsızlığı daha da arttığı için diğer programlara katılamadı.
Akşam STK buluşması Paladöken’in eteklerindeki Erzurum Belediyesi Sosyal Tesisleri’ndeydi. Manzara harikulade. Sanki bir terastan bembeyaz bir denizi seyrediyormuş gibi hissediyor insan etrafına bakınca.
STK toplantısına Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşleyen başkanlık etti. Katılımcılar kah soru sordu kah öneri getirdi, kah eleştirdi. Her temsilci meramını anlattı, konuşuldu dertleşildi.
Benim açımdan önemli bir tecrübe oldu. Zira 18’incisi Erzurum’da yapılan bu şehir buluşmalarının Türkiye’deki dini tartışmaların çözümüne, din algısının sağlık zemine oturmasına ve özellikle gençlerin dini eğitimine büyük katkısının olacağı kanaatindeyim..
STK toplantısında bir çok temsilci ile tanışma görüşme şansı da buldum. İnsanlarımızın nasıl bir öz veriyle vakıf, dernek işleriyle meşgul olduğunu bir kez daha görme şansım oldu.
Hasılı, Erzurum’a gelmekle, davete icabet etmekle kendi adıma iyi bir şey yaptığımı düşünüyorum.
Siz ne dersiniz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.