Yalıda köpek seven Beyaz Türk, Bingöl’de ağzını bozup provokasyon yaptı

04:009/11/2021, Salı
G: 9/11/2021, Salı
Hasan Öztürk

“Yalıda köpek seven Beyaz Türk”, Bingöl’de bir şehit yakınına herkesin gözü önünde küfrediyorsa bu düpedüz provokasyondur!Kocaeli’nin kırsalında, iş yerini izinsiz büyüten Beyaz Türk, olay yerine giden muhabiri adamlarına darp ettiriyorsa bu düpedüz kibirdir. Hadsizliktir.Yalıda köpek seven Beyaz Türk,Bingöl’de sokak ortasında şehit yakınının yüzüne galiz küfrettikten sonra o fiilini saklayıp, “kumpas”tan söz ediyorsa, asıl kumpasın sahibidir.Görüntüler çıkıp, küfür edenin sesi Beyaz Türk’e ait


“Yalıda köpek seven Beyaz Türk”
, Bingöl’de bir şehit yakınına herkesin gözü önünde küfrediyorsa bu düpedüz provokasyondur!

Kocaeli’nin kırsalında, iş yerini izinsiz büyüten Beyaz Türk, olay yerine giden muhabiri adamlarına darp ettiriyorsa bu düpedüz kibirdir. Hadsizliktir.

Yalıda köpek seven Beyaz Türk,
Bingöl’de sokak ortasında şehit yakınının yüzüne galiz küfrettikten sonra o fiilini saklayıp, “kumpas”tan söz ediyorsa, asıl kumpasın sahibidir.

Görüntüler çıkıp, küfür edenin sesi Beyaz Türk’e ait olduğu apaçık duyulunca, “kitaplık önünde” yapılan açıklama ile durumu kurtardığını sanmak pişkinliktir.

Ama, “altı üstü mayına basan çoban” ifadesini beğenen kibirli Beyaz Türk, “sokakların karışmasını” istemiş olabilir. Kim bilir?

Lütfü Türkkan, şımarık bir yalı zengini. Lütfi Türkan, zenginliğine zenginlik katan ama ne hikmetse hala sürekli “ağlayan” tayfadan biri. Şımarık, ukala, kibirli. Halkı küçümseyen zümreden. Lütfü Türkkan, İyi Parti’nin iyi giyimli Beyaz Türk’ü, ağızı bozuk vitrin ismi!
BİNGÖL’DE TIPKI RİZE’DE OLDUĞU GİBİ PROVOKASYON PLANLADILAR

Ağzı bozuk Türkkan, Bingöl’de öyle bir provokasyon yaptı ki şayet Bingöllüler sağ duyulu olmasaydı biz bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik.

Tıpkı, Genel Başkanı Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı katil Netenyahu’ya benzetip,
“Bir nevi Netenyahu” demesinden sonra Rize’ye gittiğinde İyi Partililerin yaptığı provokasyon gibi.
Hatırlarsanız, Rize’de Akşener’i demokratik olgunlukla protesto eden vatandaşları İyi Parti’nin bindirilmiş kıtaları yumruklamıştı.
Şayet o gün o büyük provokasyon tutsaydı Rize’de korkulan şeyler yaşanabilirdi.

Tıpkı Rize’dekine benzer bir provokasyon son olarak İyi Parti’nin ağzı bozuk, yalıda köpek seven Beyaz Türk’ü tarafından Bingöl’de yapıldı. Rize’de Erzurum’dan getirilen bindirilmiş kıtalar vatandaşı yumrukladı, Bingöl’de ağzı bozuk Lütfü Türkkan kameranın önünde sinkaflı “bacılı” küfür etti!

Allah muhafaza, Lütfü Türkkan’ın şehit yakınının yüzüne ettiği küfür, şehirde kulaktan kulağa yayılsa ve Bingöllüler galeyana gelip İyi Partililere yönelik bir olumsuzluk gerçekleşseydi neler olurdu?

Belki de birileri onu murat etti! Belki de birileri Rize’den de Bingöl’den de toplumsal nümayişler, taşkınlık ve şiddet olayları bekledi!

Sahi, Türkkan’ın ağızını doldurarak şehit yakınına ettiği küfür, sadece bir “öfke kontrolsüzlüğü” müdür? Ya da ağzı bozuk kibirli birinin fevri hareketi midir?

Yoksa büyük bir provokasyon için yapılmış taammüden bir hareket midir?

Soruyor ve susuyorum.

Karabağ’da insan olmazsa… İskan ve istihdam için acele edelim

Dün Azerbaycan’ın Karabağ’ı özgürleştirdiği günün yıldönümüydü. Ermeni işgali altındaki Karabağ’ın özgürleştirilmesi için başlatılan savaş 44 gün sürdü. Ve sonunda Karabağ özgürleşti. Karabağ’ın özgürleşmesi aslında 10 Kasım’a denk geldi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olduğu için Türkiye’de “yas günü” olan 10 Kasım’da “zafer kutlamaları” istemediği için 8 Kasım günü zafer günü ilan edildi. Bu bir inceliktir, nezakettir.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaşın başladığında “Azerbaycan bizden ne şekilde yanında olmamızı isterse o şekilde yanlarında olacağız” cümlesi de Azerbaycan’da hiç unutulmadı.

Ve bugün Fuzuli’de uluslararası havaalanı açıldı. Şuşa başta olmak üzere azat edilmiş topraklar imar ediliyor.

Buradan bir çağrım olacak.

Önce köşeli bir parantez açayım: (Sitemkarım, biraz gönlüm kırık ama olsun yine de
bu çağrıyı yapmam geçmişimize ve gelecek nesillerimize borcumdur.

Bu memlekette, Karabağ meselesini, Şuşa’yı, Çıdırdüzü’nü, Har-ı Bülbül’ü kamuoyunun gündeminde tutanların başında geliyorum. Kimsenin Çocuk Mercanlı’yı bilmediği günlerde bir avuç gönüllünün o köyü canlandırmak için yaptıklarını da gündem yapmışlığımız var.

Yine Hocalı’yı hiçbir yıl unutturmadık hamdolsun.

FETÖ’nün hem Türkiye’de hem Azerbaycan’da muazzam etki ajanlı yaptığı dönemlerde… Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde büyük yarılmaların yaşandığı günlerde, iki ülkenin ortak çıkarlarını ve tarihsel ortaklıklarını hep gündem yapmaya çalıştık.)

Çağrımıza geri dönersek… Sonuç olarak, Karabağ özgürleşti. Şimdi Zengezur Koridoru’ndan açılacak kara yolunu bekliyoruz ki İstanbul’dan çıkıp, Iğdır’a, oradan Nahçıvan’a oradan Şuşa’ya oradan Bakü’ye varalım.

Bu hayalimizin gerçekleşmesine az kaldı ama…

Ama özgürleştirilen Karabağ’ın şehirlerine iskan olmazsa… Karabağ’a güçlü bir nüfus kaydırılamazsa… Ve orada yerleşik bir hayat başlamazsa… Korkarım ki uzun vadede büyük sorunlar yaşayacağız.

Azerbaycan hükümetinin çalışmalarından haberim var. Türkiye de alt ve üst yapıda elini taşın altına koydu. Ama unutmayın, bir insanın toprakla kurduğu ilişki sonucu “memleket” fikri gelişir.

Terk edilmiş, yakılmış, yıkılmış beldeleri yeniden “yurt” yapmakta acele edelim!

Karabağ için acilen iskan ve istihdam!

Gönlümüz Azerbaycan’da. Zafer kutlu olsun!

#Azerbeycan
#Karabağ
#Lütfü Türkkan