Kemal Kılıçdaroğlu bir kez daha Türkiye’nin “anlamı”nı ifsada kalkıştı

04:0027/05/2022, Cuma
G: 26/05/2022, Perşembe
Hasan Öztürk

MEDİNETürkiye’nin “anlamı” yurt dışında anlaşılır. Bir ülkeye, her hangi bir ülkeye gidin. Türkiye ile ilgili neler söylendiğinde bakın. Türkiye’yi “anlamak” için size yeterli olacaktır.Sadece Türkiye’nin dostları ya da Türkiye’yi seven milletler için geçerli değil bu sözüm. Türkiye’ye açıktan düşmanlık yapan ülkelere gittiğinizde de onların sözlerinden Türkiye’nin “anlamı”nı kavrayabilirsiniz.MEDİNE ÇARŞILARINDA TÜRKİYE’NİN ANLAMINI GÖRMEKBu girizgahı şu anda bulunduğum Medine’de, Peygamberimiz

MEDİNE

Türkiye’nin “anlamı” yurt dışında anlaşılır. Bir ülkeye, her hangi bir ülkeye gidin. Türkiye ile ilgili neler söylendiğinde bakın. Türkiye’yi “anlamak” için size yeterli olacaktır.

Sadece Türkiye’nin dostları ya da Türkiye’yi seven milletler için geçerli değil bu sözüm. Türkiye’ye açıktan düşmanlık yapan ülkelere gittiğinizde de onların sözlerinden Türkiye’nin “anlamı”nı kavrayabilirsiniz.

MEDİNE ÇARŞILARINDA TÜRKİYE’NİN ANLAMINI GÖRMEK

Bu girizgahı şu anda bulunduğum Medine’de, Peygamberimiz Hazreti Muhammet Mustafa’nın (as) yanı başından yapıyorum.

Az önce, 2.5 yıldır pandemi nedeniyle kapalı olan ve şu günlerde yeni yeni açılmaya başlayan Medine çarşılarını dolaşıp da geldim.

En son 2018’de geldiğim Medine’nin çarşıları olağan üstü kalabalıktı, dükkanlar müşterilerle dolup taşmıştı. Ve fiyatlar bugünkünden çok daha makuldü.

Bugün o dükkanların çoğu kapalı. Epeycesi boşaltılmış. Yani ki pandemi süreci Suudi Arabistan’ın “din turizmini” olağan üstü etkilemiş.

Konumuz bu da değil.

***

Konumuz, burada kiminle karşılaşsak, kiminle konuşsak söz Türkiye’ye geliyor ve Türkiye için olağan üstü güzel sözler söyleniyor.

Esnaflar pandeminin etkilerinden kurtulmaya çalışırken bir yandan da bize Türkiye ve Türklerin Hicaz’a daha fazla gelmesi talebini iletiyorlar.

Türkiye ile Suudi Arabistan arasında son dönemde kurulan yeni ilişki ve pandeminin neredeyse sona ermesi, beklentileri epeyce yükseltiyor.

Burada insanlar Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ismini iştiyakla anıyor. Türkiye ile ilgili mutlaka olumlu kanaat sahibi olanların sayısı hayli fazla.
Ülkeler arasında yaşanan siyasi kriz vatandaşın çok gündemine girmemiş. Ama ekonomik amandaki “rezev” etkili olmuş. Türkiye ile iş yapan ticaret adamları bu dönemde önemli kayıplar yaşamış.

***

Sadece Medine esnafı değil elbette...

Şu anda umre ziyareti yapan dünyanın türlü coğrafyalarından kutsal topraklara gelen Müslümanların gözü kulağı Türkiye’de.

Karşılaştığınızda bir vesile ile mutlaka iletişim kuruyorlar. Ve mutlaka Türkiye ile ilgili olumlu ifadeler kullanıyorlar.



Medine’den, Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye bakınca... Ya da Medine’ye dünyanın türlü coğrafyalarından gelen Müslümanların gözünden Türkiye’ye bakınca...

Açıkçası, gıpta edilen, örnek alınan, İslam dünyasının içinden geçtiği buhranlı süreci bitirecek bir ülke ve liderliği görülüyor.

Gözleri kulakları Türkiye’de.

Hani bir söz var ya
“Yiğit düştüğü yerden kalkar”
diye. Bir Malay, bu atasözümüze denk gelecek cümlelerle Türkiye’yi anlattı, mesela..!

Amerika’sından Avrupa’ya, Uzak Asya’sından Afrika’ya kadar bir çok coğrafyayı gezdim. İnsanlarıyla hemhal oldum.

Bizi sevmeyenler bile Türkiye konusunda ihtiyatlı ve hakkaniyetliler.

Dışarıdan Türkiye’ye bakınca, Türkiye’nin anlamı daha bir başka.

Ne ki içeriden bazılarının bakışı ise maalesef bir başka.

FETÖ’NÜN DİLİNE BENZEYEN DİL HAYRA ALAMET DEĞİL

Medine’de, Nebi’nin (as) yanıbaşında yazıyı yazarken konuyu buraya getirmeye hiç niyetim yoktu ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun son video paylaşımını görünce içim burkuldu.

Ne yalan söyleyeyim, 2013-2016 döneminde, 17-25’ten 15 Temmuz’a uzanan süreçte FETÖ’cülerin kullandığı argüman ve dilin tıpatıp aynısını bugün yine kullanmış.

***

17-25 Aralık olmuş ve FETÖ’nün haber ajansı Cihan’dan iki tanıdık ziyarete gelmişti. İş- güç konuşacağımızı düşünürken konu Erdoğan’a geldi ve birden yıllardır tanıdığım bir yönetici
“Boş ver bu işleri Hasan Öztürk, o uçağına binip Endonezya’ya kaçacak. Uçakta sana yer yok ki, ne savunup duruyorsun” diye tehdit dolu bir cümle kurdu. O an ayağa fırladığımı hatırlıyorum.
Ve hemen odanın kapısını açtım.
“Çıkın”
dedim. Mırın kırın ederek odadan ayrılırlarken,
“Ne yani Tayyip Erdoğan kaçacak, sen bizim elimize düşeceksin diye tehdit mi ediyorsunuz” dedim. Çıkıp gittiler.
Bugün Sayın Kılıçdaroğlu,
“Kavgamız var”
diye başladığı yolculuğuna, “Önümden çekilin” diyerek devam ederken, hızını alamayıp
, “Herkesin bildiği ve açık kaynaklardan elde edilebilecek bir takım verilerle”
Erdoğan’ın Amerika’ya kaçacağını söylüyor.
Yazık!

Dedim ya Türkiye’ye dışarıdan bakınca “anlamı” daha bir anlaşılıyor.

O bahsettiği vakıfların yardım ve burslarıyla Amerika’da okuyan çocuklara sorsaydı Kemal Bey, böyle konuşur muydu bilmiyoruz ama, bu sözleri hiç de yakışık değil!

Kılıçdaroğlu’nun dili FETÖ’nün diliyle yine benzeşiyor!

Bu dil tam da NATO ve Amerika ile korakor yeni bir mücadele döneminde hayra alamet değil.

Medine’den bakınca da böyle, New York’tan bakınca da böyle.

Kemal Kılıçdaroğlu siyaset dilini ifsat etti, toplumu ifsata kalkıştı; şimdi muhalefet dilini tam anlamıyla ifsat ediyor.

Ne için acaba...

Haksız mıyım?

#Kemal Kılıçdaroğlu
#FETÖ
#Recep Tayyip Erdoğan