Helalleşmeye hangi kapıdan başlamalı

04:0016/11/2021, Salı
G: 16/11/2021, Salı
Hasan Öztürk

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” yolculuğuna çıkacağını söylediği günden bu yana düşünüyorum. Acaba, Sayın Kılıçdaroğlu, helalleşme yolculuğunda ilk önce hangi kapıları çalacak?Zira sadece partisi CHP ve zihniyetinin yıllarca mağdur ettiklerinin sayısı hayli fazla. Ama daha da önemlisi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun doğrudan hakkına girdiği kesimler ve isimlere helallik için gidip gitmeyeceği...Mesela,Deniz Feneri Derneği’ni ziyaret edip, helallik isteyecek mi?Kılıçdaroğlu’nun karalama kampanyası sonrasında,

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” yolculuğuna çıkacağını söylediği günden bu yana düşünüyorum. Acaba, Sayın Kılıçdaroğlu, helalleşme yolculuğunda ilk önce hangi kapıları çalacak?

Zira sadece partisi CHP ve zihniyetinin yıllarca mağdur ettiklerinin sayısı hayli fazla. Ama daha da önemlisi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun doğrudan hakkına girdiği kesimler ve isimlere helallik için gidip gitmeyeceği...

Mesela,
Deniz Feneri Derneği
’ni ziyaret edip, helallik isteyecek mi?
Kılıçdaroğlu’nun karalama kampanyası sonrasında, yardımları kesilen binlerce garip gurabanın kapısını çalıp “helallik” isteyecek mi?

FETÖ’cülerin Kılıçdaroğlu’nun eline tutuşturduğu içi boş dosyalar nedeniyle mağdur olan, hapse düşen insanların kapısını çalıp helallik isteyecek mi?

Mesela
Albayrak ailesini
ziyaret edip “Ben size haksızlık ettim” deyip helallik isteyecek mi? Mesela Sayın
Erdoğan’dan
randevu alıp, “Ben size yıllardır ağzıma gelen her türlü hakareti ettim hakkınızı helal ediniz” diyecek mi?
Kemal Kılıçdaroğlu, sadece partisinin geçmişte yaptıklarından nedamet getiriyorsa yetmez! Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Başkan olarak onlarca kurumun, onlarca insanın hakkına girdi.
Helalleşmeye oralardan başlamasını salık veririm.
Gerçi, o insanların haklarını helal etmeyeceğini de bilirim.

Haksız mıyım?

15 Temmuz şehitlerinin yakınları artık kocaman bir aile

Beş yıl sonra yeniden Antalya’dayım...

15 Temmuz’da göğsünü kör kurşunlara siper etmiş...

Kendi yere düşmüş, ama bayrağı düşürmemiş...

Kanıyla, memleketin toprağını sulamış...

Vatan evlatlarının... Analarıyla, babalarıyla, bacılarıyla, gardaşlarıyla, çocuklarıyla birlikte olmak için yine bir günlüğüne Antalya’dayım.

Şehitlerin, ellerini öptükleriyle...

“Yar” deyip sımsıkı sardıklarıyla...

“Evlat” deyip başını okşadıklarıyla birlikte dün kahvaltıda bir araya geldik.

Biz rahatça Antalya’ya gidebilelim, Diyarbakır’a, Trabzon’a, Mersin’e, Çankırı’ya gidebilelim diye... Ülkemiz, FETÖ’cü alçaklar eliyle gavura teslim edilmesin diye... O gece toprağa düşen şehitlerimizin, geride bıraktıklarıyla yine birlikteydik.

***

5 yıl önce ilk buluşmamızda, sanki
“Kalu bela”
dan bu yana birbirini tanıyormuşcasına samimiydiler. Şimdi o samimiyeti daha da ileri götürmüşler. Artık birbirlerinin torunlarını, çocuklarını bile isimleriyle çağırıyorlar.

Esenler’in şehidi Türkmen Tekin’in kardeşi, yine başka bir şehidimizin evladına ismiyle seslenip “Gel seni çok özledim” diyor, bir diğeri, bir başkasına “Torunları da getirdin mi” diye soruyor. Hemşehrim Nurettin Bey yanıma yaklaşıyor, “Sizden oğlumun adını taşıyan okulun durumuyla ilgilenmenizi istemiştim ama ilgilenmediniz” diye sitem ediyor. “Ben gerekli yerlere ilettim” desem de ikna olmuyor. “İlgi beklediğini” söyleyerek yanımdan sessizce ayrılıyor.

ŞEHİTLERİN KANI VATANI BESLİYOR

15 Temmuz Derneği şehit ailelerini 5’nci kez bir araya getirdi.

Artık kocaman bir aileye dönüşen 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ile sabah kahvaltısını hep birlikte yaptık.

Rahmetli Bahattin Yıldız ağabey biz daha öğrenciyken bir sohbetimizde şöyle bir cümle kurmuştu,
“Şehitlerin kanları o toprağı besler ve bereketlendirir.”

İnanın dün sabahki kahvaltıda gördüklerim tam da bu cümlenin hayat bulmuş hali.

AĞZI BOZUK
LÜTFÜ TÜRKAN’A ÖFKE ÇOK BÜYÜK

Şehit ailelerinin gündeminde, Lütfi Türkkan’ın şehit yakınına ettiği o galiz küfür var.

“Meclis’te bulunmasını hazmedemiyoruz” diye söze başlayan da var, “O terbiyesiz adam bizim yüzümüze nasıl bakacak” diye hiddetlenen de.

Neredeyse tüm şehit yakınlarının gündeminde İyi Partili Lütfü Türkkan’ın o terbiyesizce ettiği küfür ve şehit yakınına yaptığı muamele var.

15 TEMMUZ’DA KİM MÜCADELE ETTİ GÖRMEK İSTERSENİZ, ŞEHİT AİLELERİNE BAKIN
Geçtiğimiz günlerde CHP lideri Kılıçdaroğlu,
“15 Temmuz’da hep birlikte mücadele ettik”
diye bir cümle kurmuştu biliyorsunuz. O cümlenin boş ve gerçeği yansıtmadığını hepimiz biliyoruz. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu o gece havaalanından FETÖ’cülerin tankları arasında güvenle çıkmış ve Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde beyaz gömleğini giyip, kravatını takıp kahvesini yudumlayarak darbe ve işgal girişimini televizyondan izlemişti. İşte tam o saatlerde Köprü’de, Gölbaşı’nda, Külliye’de, Saraçhane’de, Çengel’de, Genelkurmay’ın önünde, işte şu anda yanımdaki insanların eşleri, çocukları, torunları şehit düşmüştü.

Şehit ailelerinin çoğunluğu orta alt gelir grubundan.

Nedense bu hep böyle!

Anadolu’nun çocukları, söz konusu vatan olunca dünyalık en değerli varlığı canını esirgemeden veriyor!

Hani, Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’inde, “Allah onların canlarını Cenneti karşılığı satın almıştır” deniyor ya onlar mükafatlarını ahirette almak üzere canlarını gözlerini kırpmadan veriyor. Ama bu dünyada da o canlar, düştükleri toprakları bereketlendiriyor, nesilleri çoğalıyor, isimleri yaşıyor!

Şehitlerimizin manevi ruhaniyetlerine selam duruyorum..

15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ’cü alçaklar eliyle darbe ve iç işgal girişiminde bulunanları ve onlara karşı direnip şehit olanları, gazileri unutmuyoruz. Unutturmayacağız.

#Kemal Kılıçdaroğlu
#Deniz Feneri Derneği
#FETÖ