Dubai’ye sadece tatile mi gidilir

04:0025/05/2021, Salı
G: 25/05/2021, Salı
Hasan Öztürk

17-25 Aralık sürecinde montaj-dublaj telefon tapeleri havada uçuşuyordu… FETÖ’nün sosyal medyadaki operasyonel elemanları “Saray” dedikleri Beştepe’den “hayali”, “sağlık” haberleri üfürüyor, insanlar telefonlarda konuşurken bile tedirginlik yaşıyordu. Ortalık toz duman olmuş, at izi it izine çoktan karışmıştı.Herkes herkesten şüphelenir hale gelmişti. İşte böyle bir ortamda yerel seçimlere gidilirken,“Biz kısık sesleriz”diyerek meydan meydan koşanErdoğan’a millet sahip çıkıyordu.Aynı günlerde, Üsküdar’da,

17-25 Aralık sürecinde montaj-dublaj telefon tapeleri havada uçuşuyordu… FETÖ’nün sosyal medyadaki operasyonel elemanları “Saray” dedikleri Beştepe’den “hayali”, “sağlık” haberleri üfürüyor, insanlar telefonlarda konuşurken bile tedirginlik yaşıyordu. Ortalık toz duman olmuş, at izi it izine çoktan karışmıştı.

Herkes herkesten şüphelenir hale gelmişti. İşte böyle bir ortamda yerel seçimlere gidilirken,
“Biz kısık sesleriz”
diyerek meydan meydan koşan
Erdoğan’a millet sahip çıkıyordu.

Aynı günlerde, Üsküdar’da, Abdülhamit Han’ın son döneminde zorunlu ikametgâhlarının birinde çok önemli bir toplantıya katılmıştım.

O toplantıda ilk kez telefonlarımız görevliler tarafından kapıda toplanmıştı. Her yerde sinyal kesiciler vardı. O haldeyken bile alçak sesle konuşmalara şahit olmuştum.

“ABU DABİ YÖNETİMİNE DİKKAT”

Çünkü tam da o günlerde FETÖ, polis, adliye ve askerdeki unsurlarını harekete geçirmişti. Korsan dinlemeler hat safhaya çıkmış, montajlı ses kayıtları ortalığa saçılmıştı.

O toplantıyı bu günlerde orada kurulan şu cümle nedeniyle hatırladım:
“Abu Dabi yönetimine dikkat! Türkiye olarak biz hangi alanda, hangi adımı atarsak, o adımı akamete uğratmak için Abu Dabi, harekete geçiyor. Abu Dabi’ye dikkat..!”
BİN ZAYED’İN TÜRKİYE VE ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI

Açıkçası o dönemde tam anlamamıştım. Ama 15 Temmuz 2016 gecesi yaşadıklarımızla ilgili bilgilere vakıf oldukça Abu Dabi’nin Türkiye karşıtlığının boyutlarını görmüş oldum.

Abu Dabi yönetimi 15 Temmuz günü FETÖ’cü alçaklar tarafından başlatılan iç işgal ve darbe sürecinin birincil finansörleri olarak kayıtlıdır. Hatta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi bin Zayed’in elemanı Filistin asıllı Dahlan’ın başına doğrudan bu işin içinde olduğu için Türkiye tarafından ödül kondu.

“BİN ZAYED, TÜRKİYE’DEKİ DEMOKRATİK YÖNETİMDEN KORKUYOR”
Bin Zayed, yeminli Türkiye düşmanı. Birçok uzmana,
“Neden Zayed, Türkiye’den ve Erdoğan’dan nefret ediyor”
diye sordum.

Aldığım cevap şu:

Türkiye’nin, demokratik, laik bir ülke olarak bölgeye model olma ihtimali Zayed’in korkulu rüyası. Erdoğan’ın İslam dünyası ve özelde Arap sokağındaki karşılığı Zayed’i tedirgin ediyor. Bu yüzden Türkiye’den ve Erdoğan’dan nefret ediyor!”
ABD’NİN İRRASYONEL İSRAİL TUTUMU ZAYED’İN İSTİSMAR ALANI
Zayed
’in Türkiye ve Erdoğan düşmanlığının kaynağı bu. Peki,
gücü
nereden geliyor? Tabii ki hesapsız parasından ve
Amerika’nın İsrail’e karşı irrasyonel tutumunu kendi lehine çevirmesinden.
Bir keresinde
çok önemli bir isim
den,
“Zayed, dersine çalışan bir isim. Amerika’nın İsrail söz konusu olduğunda irrasyonel tutumunu, lehine çevirebilen bölgedeki en önemli aktör”
demişti.
“MISIR’DAKİ DARBEYİ BAŞARINCA ÖZGÜVEN PATLAMASI YAŞADI”
Bu yüzden Mısır’da Mursi’nin demokratik yollardan iktidara gelmesini kendisi ve kendisi gibi olanlara kötü bir örnek olarak değerlendiren Zayed, Sisi’yi hem finans hem istihbarat hem askeri olarak destekleyerek darbe yaptırdı.
Mısır’daki “başarı”sı özgüvenini pekiştirdi.

Mursi’nin devrilmesi sürecinde doğrudan rol alan Zayed, Erdoğan’ın devrilmesi için de Gezi Provokasyonu’ndan, 17-25 Aralık sürecine oradan 15 Temmuz’a kadar bütün kalkışma, darbe ve işgal girişimlerinin arkasında. Amerika’nın taşeronluğunu yapıyor. FETÖ’ye hamilik yapıyor.

***

Bu günlerde yine BAE merkezli bir operasyon ile karşı karşıyayız. İlgimi çekense, sosyal medya ağları kullanılarak yapılan paylaşımlardaki iddia ve belgeler bir kişinin elde edebileceği türden değil.

O zaman şöyle bir soru akla geliyor:

17-25 Aralık 2013 yargısal darbe sürecinden hemen önce, “Dubai’ye tatile giden ‘süper savcı’ kimdi?”

Bingo!

Peki, 7 Şubat 2012 MİT krizinden önce Duba’i’ye giden “süper savcı” kimdi?
FETÖ’cü firari savcı Zekeriya Öz, Dubai’ye 2012 ve 2013’te iki ayrı ziyarette bulundu.
Ya da ailece iki kez tatile mi gitti deseydik?

İlkinin finansörü, işadamı Halil İbrahim Demirhan’dı. Demirhan verdiği ifadede, aldığı tehditlerden söz etti. İkincisi ziyaretin finansörü ise işadamı Ali Ağaoğlu’ydu.

İlk tatil 3 Şubat 2012’de 6 gün sürdü. Dubai’de tatil yapan Zekeriya Öz, bu 6 günde ne yaptı? Güneşlenip havuza mı girdi, yoksa sağır odalarda dosya mı paylaştı?
Hatırlayın lütfen.
7 Şubat 2012’de ne olmuştu?
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, FETÖ’cü savcı tarafından ifadeye çağrılmıştı.
MİT kumpası olarak tarihe geçen olayda,
Fidan üzerinden dönemin Başbakan’ı Erdoğan’a ulaşmak istiyorlardı. Hem de ameliyat masasında!
Zekeriya Öz’ün ikinci Dubai tatilinin tarihi ise
17 Ekim 2013
ve 5 gün sürdü.

Peki, bu tatilden ya da ziyaretten hemen sonra ne oldu?

Tabii ki 17-25 Aralık yargısal darbe süreci yaşandı.

Demek ki Zekeriya Öz, Dubai’ye işadamlarının parasıyla sadece tatile gitmemiş!

Dubai’de birileriyle çalışmış, bir şeyler alıp, bir şeyler vermiş.

Acaba diyorum, bugünlerde Dubai’den yüklenen videoların kaynağının Zekeriya Öz’ün alıp verdiği dosyalarla bir ilgisi var mı?

Ya da Bin Zayed bugünlerde neyle meşgul?

Veya Türkiye’nin başına 10 milyon ödül koyduğu Dahlan bugünlerde ne yapıyor?

Son söz:
Zekeriya Öz’ün iki Dubai tatili sonrası Türkiye’de iki olağan dışı olay yaşandı. Acaba Dubai üzerinden paylaşılan son paylaşımların ardından
Türkiye’de yakın bir gelecekte hangi olağan dışı hadise yaşanacak?
Bin Zayed, bu milletin ve Türkiye’nin düşmanıdır. Gerçek budur!

Takipteyiz.

#Dubai
#FETÖ
#Abdülhamit Han
#Abu Dabi
#15 Temmuz
#BAE
#Zayed